Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Eski Baş Ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, 15 Mayıs tarihinde, İstanbul Perpa Ticaret merkezinde, Ekonomist Tuğba Özay’ın moderatörlüğünü üstlendiği bir söyleyişe katıldı. Söyleşi adresinin Perpa olması katılımcıların da çoğunlukla sanayici ve ihracatçılar olmasına sebebiyet verirken, gündemdeki konu sanayicileri ve ihracatçıları oldukça zorlayan faiz ve kur politikası oldu.

Mevcut ekonomi programının parçaları olan selektif kredi politikaları, yüksek faiz oranları ve kurun Merkez Bankası eliyle kontrol altında tutulması nedeniyle sanayici ve ihracatçı iyice sıkışmış durumda. Son dönemde artan konkordato sayıları da bunu doğrular nitelikte. Özellikle tekstil gibi katma değeri düşük üreticiler ve ağırlıklı olarak ihracat yapanlar kur politikası nedeniyle çok zor bir dönemden geçiyorlar. Bu konular hakkında Hakan Kara’nın söyledikleri ise onları doğrular nitelikte.

Hakan Kara’nın öne çıkan söylemleri

“Hükümetin yeni yeni azalmaya başlayan iç talebi artırma hedefi yok. Bir süre dayanacaksınız ve bu yıl zor geçecek. … Şirketlerin çok fazla vakti yok, nefeslerini tutuyorlar ama bunun da sonlarına doğru geliyoruz. … Program artık başarıya ulaşmalı ki, faizi kur üzerinde baskı yaratmadan indirebilelim. “

 “Sanayici ve ihracatçı her taraftan sıkışmış durumda. Faizden, kurdan… Şu andaki programın tek çıkışı, bu enflasyonda ikna edici bir düşüş görmek, ondan sonra herkesin uzlaşık bir şekilde faiz indirimi beklemesi, faizlerin yıl sonunda %35 - 36’lara doğru düşmesi ve bu arada da kurun patlamaması. Dövizde muhtemelen plan şu, enflasyon kadar kur devam ettirilecek. Ama enflasyonun altında kur artışı, bence o hikâye artık bitti.”

 “Önümüzdeki birkaç ay çok kritik. Ben enflasyonun önümüzdeki birkaç ayda bir alt platoya ineceğini düşünüyorum ve temmuz ayı gibi faiz indirimi için alan açılmasını bekliyorum. Ama bütün bu varsayımlar neye göre yapılıyor, beklenmedik bir sürpriz veya belirsizlik yaratan bir şey olmadığı varsayımına göre… Biz biliyoruz ki bu coğrafyada bu tür şeyler oluyor. Eğer olmazsa üç dört aylık bir süreç içerisinde bence enflasyonda bir kırılma olacak ve temmuz ayı gibi faiz indirimi için ciddi alan açılmaya başlayacak. Mevcut programın mevcut haliyle tek fırsat da bu. Eğer birkaç ay içerisinde enflasyondaki bu kırılmayı göremezsek, program iyice sıkışacak.”

Hakan Kara özetle diyor ki: Sanayici ve ihracatçı zor durumda, nefeslerini tutuyorlar ancak fazla zamanları kalmadı… Bir an önce programın sonuç vermesi gerekiyor ki faizler insin ve krediye erişilebilsin… Önümüzdeki üç dört atlık dönemde enflasyonda bir kırılma olabilir ve faiz indirimi için alan açılabilir… Zaten bu gerçekleşmezse işler daha da zorlaşacak… Tüm olumlu varsayımlar yeni siyasal şoklar olmaması durumunda geçerli ve biz biliyoruz ki bizde bu şoklar hep olur…

Peki siz neyi bekliyorsunuz? Ekonomik iyileşmeyi mi yoksa son kurşununuzla ve nefesinizi tutmuş şekilde yeni şokların gelmesini mi?