Asıl iş nedir?

Bir önceki yazıdaki tanımlamalarda görüldüğü üzere mevzuat asıl işin kapsamlı bir tanımını yapmamış, “Mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan iş” açıklamasıyla yetinmiştir. Bu tanım fazlasıyla soyuttur ve bu tanıma dayanarak varılabilecek sonuçlar asıl işverenin kim olduğuna, alt işverenle kurulan hukuki ilişki türüne, işletmenin iş akış şemasına, görev tanımlarına, sektöre vb. birçok unsura göre değişken, kırılgan ve suistimale açık olacaktır.

Örnek: Bir tencere üretim tesisinde, tencerenin ve kapağının tutma kollarının montajı işi alt işverene verilmiştir.

Görüş A: Tutma kollarının montajı işi tencere üretiminin bir parçasıdır. Tencere üretimi henüz tamamlanmamış, ürün nihai halini alarak satışa hazır hale getirilmemiştir. Tutma kolları monte edilmemiş bir tencere ürününe bitmiş ürün demek ve satışa çıkarmak hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu nedenle söz konusu iş asıl iştir ve alt işverene devir edilemez.

Görüş A’nın Gerekçesi: Asıl işveren ile alt işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin “yapılacak işin tanımı” bölümünde “tencere montajı işi” ifadesi yer almaktadır. Alt işveren personellerinin görev tanımlarının ve iş sözleşmelerinin “yapılacak iş” bölümlerinde ise “tencere montajı yapmak” ifadesi yer almaktadır. Söz konusu alt işveren çalışanları, “montaj hattı” diye isimlendirilen bir alanda ve asıl işveren işçileri ile iç içe çalışmaktadırlar. Alt işveren işçilerinin üzerinde de asıl işveren logolu aynı iş kıyafetleri bulunduğundan, gözlem yoluyla ayırt edilmeleri dahi mümkün değildir. Mevzuat alt işvereni “işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan” şeklinde tanımlamıştır. Söz konusu ortamda bir “iş alan” yoktur, “işçi veren” vardır. Tüm şartlar mevcut durumun mevzuatın tarif ettiği alt işverenlik tanımlamasına uygun olmadığını ve söz konusu ilişkinin alt işverenlik ilişkisi şartlarını taşımadığını göstermektedir.

Görüş B: Tutma kollarının montajı işi tencere üretiminin bir parçası değildir. Tencere üretimi tamamlanmış, ürün nihai halini alarak satışa hazır hale getirilmiştir. Bir tencere ürününe bitmiş ürün diyebilmek ve satışa çıkarmak için tutma kollarının takılmış olması gerekmez. Kollar tencere üzerine yapıştırılarak kullanıcı tarafından monte edilmesi beklenebilir. Bu durum hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi, hâlihazırda bu şekilde satılan birçok ürün mevcuttur. Bu nedenle söz konusu iş yardımcı iştir ve alt işverene devir edilebilir.

Görüş B’nin Gerekçesi: Asıl işveren ile alt işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin “yapılacak işin tanımı” bölümünde “demonte parçaların montajı işi” ifadesi yer almaktadır. Alt işveren personellerinin görev tanımlarının ve iş sözleşmelerinin “yapılacak iş” bölümlerinde ise “tencerenin demonte parçalarının montajını yapmak” ifadesi yer almaktadır. Söz konusu alt işveren çalışanları, “demonte hattı” diye isimlendirilen bir alanda ve asıl işveren işçilerinden ayrı bir hatta çalışmaktadırlar. Alt işveren işçilerinin üzerinde alt işveren çalışanı olduklarını gösteren ifadeler taşıyan iş kıyafetleri bulunduğundan, gözlem yoluyla dahi kolayca ayırt edilebilmektedirler. Mevzuat alt işvereni “işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan” şeklinde tanımlamıştır. Söz konusu ortamda bir “iş alan” vardır, “işçi veren” yoktur. Tüm şartlar mevcut durumun mevzuatın tarif ettiği alt işverenlik tanımlamasına uygun olduğunu ve söz konusu ilişkinin alt işverenlik ilişkisi şartlarını taşıdığını göstermektedir.

Örnekten de anlaşılacağı gibi asıl iş tespiti son derece karmaşık, değişken ve uzmanlık gerektiren bir konudur. Yapılan iş aynı olduğu halde sözleşme, isimlendirme, konumlandırma veya ayrıştırma gibi etkenler nedeniyle farklı sonuçlara ulaşılması gayet mümkündür.

Devamı sonraki yazıda…