Büyük şehirlerin birinde yaşıyorsanız baharın geldiğini pek anlamazsınız. Kıyıda köşede gördüğünüz birkaç ağacın çiçekleri baharın büyüsünü pek anlatamaz. Ancak takvimlerden algılarsınız baharın gelişini.

Oysa kırsal alanda dağ taş pembe beyaz çiçeklerle haykırıyor baharın geldiğini. Geçtiğimiz yerlerde rüzgar çiçeklerden kar yağdırıyor üstümüze. Çocuklar yeni yeni komşuların bahçesinden yola sarkan erik ağaçlarından göz haklarını almaya başladı.

Okul çıkışlarında ağaçların altında eriklere uzanan elleri görmek, neşe dolu seslerini duymak hepimizin yüzünde bir gülümsemeye neden oluyor.

Hep söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim; “Bahar ömrün aldığı armağandır.”

Bizler bahçelerden gelen çiçek kokularını, baharı içimize çekmeye çalışırken bir yerlerde bombalar patlıyor, füzeler uçuyor, insanlar ölüyor.

İran ve İsrail gerginliğinde ülkemizdeki çoğu insan belki de ilk kez bu denli tedirgin oldu. Savaşın bize sıçrama olasılığı hiç bu kadar yükselmemişti.

Bazen İsrail ile İran’ın birbirlerinin varoluş nedeni olduğu saçılıyor ortalığa. Dünya üzerinde neredeyse her ülkede İsrail’e karşı olumsuz tepkiler artarak devam ediyordu. Ne hikmetse İsrail İran elçiliğini bombaladı; İran misilleme yaptı ve gündem değişti.

Birkaç gün önce İsrail’i kınayan ülkeler İsrail’e peş peşe destek açıklamaları yapmaya başladı. Bir anda çocukların üzerine atılan bombalar unutuldu. Yıkılan kent, yıkılan hastaneler onca çekilen acı yok oldu sanki. Hiç olmamış gibi insanlık hafızasından silinmeye başladı.

İran; İsrail’e karşı düşmanlığını öne çıkararak İslam ülkelerinin liderliğine oynamaya devam etti. Göstermelik olarak yolladığı insansız uçaklar, seyir füzeleri, balistik füzeler günlerdir acının ve yalnızlığın yükünü taşıyan kitlelerde sevinç fırtınaları kopardı. Yani İran da kazandı.

Kaybeden insanlar oldu. Yaşadıklarımız 3. Paylaşım Savaşının çarpışmalarından biriydi. Birçok ülke bu savaşta safını belli etti. Kutuplar belirginleşti.

Rusya ve Çin Afrika’nın sonsuz olanaklarından faydalanmak adına sürekli operasyonlar gerçekleştiriyor. Fransızlar kovuluyor; Rusya’nın askeri nakliye uçaklarıyla hem silah hem de danışmanlık verecek uzmanlar geliyor. Çin’in Afrika’da kaç ülkeyle anlaşma imzaladığını bilmiyoruz.

Çin ürettiği ürünleri daha hızlı, daha güvenli, çok daha az navlun ödeyerek Avrupa’ya ulaştırmak için ipek yolu adıyla büyük bir demiryolu projesi yürütüyor.

1.Dünya Savaşının başlama nedenlerinden biri de İstanbul Bağdat demiryolu inşası olarak gösterilir. Almanya geri kaldığı sömürge bulma yarışında yeni yeni önem kazanan petrol yataklarına demiryolu döşeyerek bölgedeki stratejik zenginliğe ortak olmak istedi. Sonuç olarak 1:Dünya Paylaşım Savaşı yaşandı.

Demiryollarından örnek vermişken söylemeden geçmeyelim; Rusya’yı boydan boya geçen Trans Sibirya Demiryolu hattını yapmak için ülke hazinesi boşaltılınca ve üstüne gelen tarihin en sert kışlarından biri Rusya’da Ekim devrimini tetiklemiştir.

Kısacası Dünya’yı etkileyecek en büyük demiryolu inşası büyük olasılıkla 3. Boğaz Köprüsünden geçerek ulaşacak Avrupa’ya. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün demiryolu ihalesi bu yıl içinde yapılacak.

Ve altı Çin firması bir araya gelerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün %51’lik işletme hakkını satın aldı diye hatırlıyorum.

Galiba 3.Paylaşım Savaşının ortasında kalacağız. Eğer bu savaşın dışında kalırsak savaş sonunda bölgenin lideri olacağımız neredeyse kesin gibi.

Savaşa girersek bu savaş kimsenin kazanamayacağı bir savaş olacak.