​​​​​​​ İnsan psikolojisinde var; sürekli olumsuzluklar olursa, sürekli anormal şeyler yaşanırsa, bu kadarı olmaz denilen şeyleri bile olağan karşılamaya başlıyor, şaşırmıyor, tepki göstermiyor.

Toplum olarak neredeyse hiçbir şeye şaşırmıyoruz, tepki göstermiyoruz, umursamıyoruz.

22 Aralık’ta Milli Savunma Bakanlığı açıkladı. Irak’ın kuzeyinde yapılan operasyonda 12 askerimiz şehit oldu, bir askerimiz de yaralandı.

Şehitlerimiz televizyonlarda, yazılı basında ne kadar haber oldu, duyanınız bileniniz var mı?

Şehitlerimizden birinin bile adını hatırlayan var mı?

Hangi ocaklara ateş düştü, hangi anne babanın ciğeri yanıyor, biliyor muyuz?

Kahrolarak görüyoruz ki, bu vatan için şehit olan evlatlarımız, sıradan bir maçta verilmeyen penaltı kadar gündem olamadı, olamıyor….

Amerika’ya giderken vize alamayan sıradan bir sanatçı kadar bile haber olamıyor, gündemde yer alamıyor.

Çabuk unuttuğumuz, umursamadığımız, gündemde tutamadığımız, en önemlisi de sorgulamadığımız için ne yazık ki 40 yıldır vatan evlatları şehit oluyor.

Sadece şehitleri değil, işimize gelmeyen hiçbir şeyi umursamıyoruz.

Gariplikler bitmiyor ki…

Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı, FIBA Kadınlar Avrupa Kupası play-off turu rövanş maçında İngiliz takımı London Lions Women ile karşılaşacaktı. İngiltere, resmi maç için bile tüm Avrupa ülkelerinde geçerli pasaportları olmasına rağmen kadın basketbol takımı oyuncularımıza vize vermedi. Sadece vizeden muaf 5 oyuncu maça gidebildi. Diğer oyuncular vize alamadıkları için maça çıkamadı.

Maçı oyuncularımız 122-63 kaybetti.

Ne yazık ki ülkemize maç için bile vize verilmiyor. Bizim takım, beş oyuncu ile yine maça çıktı. En azından tepki gösterip niçin maçı protesto etmezsiniz, dünyaya sesinizi duyurmazsınız?

İngiltere bize uluslararası resmi maç için bile vize vermezken aynı günlerde biz ne yaptık?

6 ülkeye daha vize muafiyeti verdik… ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Suudi Arabistan, Umman ve Kanada vatandaşları ellerini kollarını sallayarak ülkemize gelebilecek.

Başka bir garabet daha…

Mobbing gördüğü gerekçesiyle Kasım ayında istifa eden eski polis memuru, Avcılar İlçe Emniyet Müdürü tarafından çalıştığı babasının dönerci dükkanında darp edildi.

İşyeri kameralarında her şey ayan beyan görüldüğü için sosyal medyada tepkiler yükselince emniyet müdürü görevden alındı.

Vatandaşları koruması gereken polislerin müdürü, makam arabasından iniyor, babasının işyerinde çalışan eski bir polisi dövüyor.

Darp eden polis, hatta polis müdürü ise biz kimden medet umacağız? 

Bu arada güler misin ağlar mısın denilecek türden haberler de var…

115 üniversitenin bağlı olduğu Uluslararası Üniversiteler Konseyi Başkanının akademisyen olmadığı anlaşıldı. 115 üniversite rektörünün başkanı ama üniversitelerin kapısından bile geçmedi. Üniversite bitirip bitirmediği bile bilinmiyor.

Bir utanç haberi daha…

Unuttuk ama 10 ay kadar önce Kahramanmaraş depreminde Kızılay, depremzedelere dağıtması gereken çadırları parayla satmıştı…

Şimdi daha da garip bir durumla karşılaştık. Alkol ve uyuşturucu ile mücadele amacıyla kurulan Yeşilay’ın Kilis’teki şube başkanının arabasında 800 gram uyuşturucu yakalandı…

Haber bu kadar…

Biz umursamamaya devam ediyoruz!

***

Fiyonk Cafe

Aynı okuldan mezun, 50’li yaşlardaki arkadaş grubu nerede toplanarak sohbet edip kahve içeceklerini tartışıyorlarmış.

Sonunda “Fiyonk Cafe”de buluşmaya karar vermişler.

Gerekçeleri Maria adlı garsonun mini etek giymesi ve bacaklarının çok güzel olmasıymış.

10 yıl sonra, 60 yaşına geldiklerinde tekrar buluşmuşlar.

Buluşma öncesi aynı konuyu tartışmışlar ve yine “Fiyonk Cafe”de buluşmaya karar vermişler.

Bu defa gerekçe cafenin güzelliği ve zengin bir kahve yelpazesine sahip olmasıymış.

10 yıl sonra, 70 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve yine “Fiyonk Cafe”yi seçmişler.

Bu seferki gerekçeleri cafenin sessiz ve sakin olmasıymış.

Aradan bir 10 yıl daha geçmiş, 80 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve yine “Fiyonk Cafe” demişler…

Gerekçeleri ise cafenin tekerlekli sandalyeler için asansörünün bulunmasıymış.

Bir 10 yıl daha geçmiş, 90 yaşına gelmişler artık. Yine buluşup, gidecekleri cafeyi tartışmaya başlamışlar.

İçlerinden biri “Fiyonk Cafe” demiş.

“Harika…” demiş ötekiler. “Burayı hiç görmedik. Yeni bir yer… Ne iyi!”

***

 TEBESSÜM

 Meyhane

Oflu hoca, Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:

- Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci... En büyük dükkân kimin? Meyhanecinin... En güzel ev kimin? Meyhanecinin... Ya en güzel araba? Meyhanecinin.
Bu paraları veren kim? Sizin gibi kafasızlar!

Aradan 2 hafta geçer, Temel koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:

- Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu.

Hoca memnun:

- Aferin, içkiyi bırakmanın mükâfatını ahirette de göreceksin…

Temel itiraz eder:

- İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım!

***

 GÜNÜN SÖZÜ

İslâm’ın temeli ahlâk, ahlâkın özü bilgi, bilginin özü de akıldır.

Hacı Bektaş-ı Veli