Nihat Nikerel her ne kadar sert ve zalım adam rolleri oynasa da karıncayı incitmeyen pamuk yürekli bir candı. Yüze yakın film ve dizide rol aldı.

“Kurtlar Vadisi”yle birlikte, “Süper Baba” dizisinde “Arap Kadri” adlı bir mafya babasını, dün sözünü ettiğim gibi “Sıcak Saatler”de babacan ama aynı zamanda tam bir görev adamı olan “Cehennem Cevdet”i, “Bizim Ev”de “Necdet Reis”i, “Şaban Askerde”de “Kurşun Binbaşı”yı, “Deliyürek-Bumerang Cehenmemi'nde” Kerim Ağa'yı, “Zerda”da “Hasan Ali”yi ve “Ağır Roman”da “Arap Sado”yu başarıyla canlandırmıştı. Belene’de mahkum bir Türk’ü, Sonsuzluğun İki Yakası’da Ebu Kasem’i, Aynalı Tahir’de Taner Ağa’yı, Köprü’de Nihat’ı, Yaşanmış Şehir Hikâyeleri’nde Nuro Baba’yı, Susuzluk’ta, Halil’i, Ölüm Çiçekleri-Saraybosna’da Ali Fuat’ı, İpsiz Recep’te Hasan’ı, Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Aleminde’nde Zalim Baba rollerini oynamıştı.

Kendi sesinden dinlediğim “Aralık’tı” şiiri bir kitabına da ad olmuştu:

Aralıktı

Sabahtı

Yağmur sise yağıyordu

Sana sevmeyi anlatıyordum

Anlamıyordun

Bana özlemeyi anlatıyordun

Anlamıyordum

Aralıktı

Sabaha yakın

Karanlıktı

Herşey kaygandı

Yollarda

Orman yanıyordu

Biz yanıyorduk

Haziran başlarının baharı gibi

Nilüferlerin nazenin süzülüşleri geliyordu

Bulutlar arasında

Aralıktı

Aydınlıktı

Sevmeyi anlatıyordum

Ayak parmaklarının tırnak uçlarına

Özlemeyi anlatıyordun

Yangında kararmış yanaklarıma

Göz bebeklerin acıyordu

Gözlerini açamıyordun

Ellerimi açamıyordum

Sevmeyi anlatamıyordum

Aralıktı

Aydınlıktı

Anlaşamıyorduk

Biliyorduk

Seviyor ve özlüyorduk

Sise yağmur yağıyordu

Yollar ıslaktı

Yürekler ıslak

Gözlerin ıslaktı

Dudaklarım aralık

Aralıktı

Sabahtı

Aydınlıktı

Üşümüyorduk

Gülümsüyorduk

Haziran baharının cumartesisini istiyorduk

Üstelik öğleden sonrasını

Bugünde cumartesi

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisliydi

Yağmurlu ve kaygan

Pazara yakındı ama cumartesiydi

Nilüferleri olmasada

Haziran baharı olmasada

Özlemeyi anlatamıyordum

Sevmeyi anlatamıyordum

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisliydi

Yağmurlu

Aydınlıktı

Aralıktada sevilebilirmiş

Cumartesi olmayan cumarteside de

Yağmura özlemek sise sevmek anlatılabilirmiş

Aydınlığa gülümsenir karanlığa gülünebilirmiş

Söylemiştim sana mutlu olunabilirmiş

Haziran baharlarındaki gibi aşkla

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisli

Yağmurlu ve kaygandı

Sabaha yakın

Alacakaranlıktı

26 Eylül 2009 tarihinde Beşiktaş'taki evinde oğlu tarafından ölü bulundu. Yapılan incelemede, uykusunda kalp krizi geçirerek öldüğü anlaşıldı. 28 Eylül 2009 tarihinde Levent Camisi'nde tören düzenlendi. Öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmişti.

Hemşehrisi Hüseyin Uçar Nihat Nikerel’in arkasından şu şiiri yazmıştı:

“Nihat Nikerel’e”

Kalk uyan yerlerde yatma

Kendini toprağa katma

Gücün yetmez bana çatma

Gene benden oldun atak

Kavga deme kavga ortak

Hurileri sever misin?

Arşı’alaya değer misin?

Kayıp olmaz adlar sanlar

Çekilmiş bedenden kanlar

Anıları bende canlar

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Dostlarını sever misin?

Bu yaşamı över misin?

Dostum artık beni duyman

Lanet kör şeytana uyman

Ne kadar verirsek doyman

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Yoldaşların sever misin?

Zulme boyun eğer misin?

Gel anlat bu nasıl oyun

O beyaz kefeni soyun

Nikerel’im değil koyun

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Sen kaderi sever misin?

Ak göksünü döver misin?

Yasta inan bütün Çorum

Hadi kalk da yapak yorum

Sevenlere benim sorum

Niçin benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Taş atanı sever misin?

Gece misin? Seher misin?