Geçenlerde liseye başlayan oğlumla bir konuşma yaparak “artık çocuk olmadığını, ergenlik yani bir nevi gençlik aşamasına geçtiğini ve bu geçişte alması gereken sorumlulukların bazı kurallar doğurduğunu…” anlatmaya çalışıyordum. Aldığım cevaplardan sonra “ergenliğe giren acaba ben miyim” diye düşünmeye başladım.
Örneğin; “artık her acıktığında yetişen bir yemek düzeninden, saatleri belli olan bir yemek düzenine geçmelisin” dediğimde aldığım cevap “acıkmadan yemenin sağlıklı olduğunu mu savunuyorsun” oldu ve günde tek öğün beslenen bir intermittent faster olarak bunu savunamazdım. Skor: 1-0… Örnekler çoğaltılabilir ancak neticede maçı oğlum farklı bir skorla kazandı. Bu durum ise, sözüm ona Z Kuşağını anlamaya odaklı olan kendimi yeniden sorgulamama ve adil bir bakışla yeni normallere odaklanmama neden oldu.
Z kuşağı (1997-2012 doğumlu), toplumsal yaşamın hemen her alanında köklü değişikliklere yol açıyor. Geleneksel normları sorguluyor ve yeni normalleri şekillendiriyor. Biz diğer kuşak mensupları da zamanında bir şeyleri değiştirmek için çok çabalamış ve bazı şeyleri başarmıştık ancak bu defa büyük bir fark var: Z Kuşağı biliyor! Geçmiş kuşakların hissi kablel vuku ile yola çıkıp öncü cep telefonları ve ilk kişisel bilgisayarlar gibi sınırlı enstrümanlarla gösterdiği direniş ile, Z Kuşağının cep bilgisayarı ve yapay zeka desteği ile sergilediği direniş oldukça farklı. Bilgi çağına doğdukları için bilgiye erişmek gibi bir sorunları olmadığından, her an bizi ters köşeye yatırabiliyorlar. Haberimiz olmayan bir teknolojiden, Dünyanın diğer ucundaki bir ülkeden veya hiç duymadığımız bilimsel gelişmelerden örneklem yapabiliyorlar. Amacım elbette Z Kuşağını yenmek ve bunun için tüyolar vermek değil. Değinmek istediğim şey; iş, eğitim, ilişkiler ve diğer yaşam alanlarında Z kuşağının neden olduğu veya olması muhtemel değişiklikler.
İş Dünyası ve kariyer
Z kuşağı, iş dünyasında daha fazla esneklik ve özerklik arıyor. Geleneksel 9-5 iş saatleri yerine esnek çalışma modellerini tercih ediyorlar. Uzaktan çalışma ve serbest çalışma gibi yeni kariyer yolları onlar için daha cazip. Ayrıca işlerini sadece maddi kazanç için değil, aynı zamanda kişisel tatmin ve anlam arayışıyla seçiyorlar. Bu durum ise çalışma hayatındaki birçok alanda (mekânsal, süreçsel, yönetimsel, hukuksal vb.) köklü değişimler gerektiriyor.
Eğitim ve öğrenme
Z kuşağı, öğrenme süreçlerinde de büyük değişikliklere neden oluyor. Dijital teknolojiye erişimleri çok yüksek olduğu için çevrimiçi öğrenmeyi benimsiyorlar. Geleneksel sınıf derslerinin yerini çevrimiçi kurslar, eğitim uygulamaları ve YouTube eğitim videoları alıyor. Geleneksel sınıf yapısını, öğretmen profilini, öğretim modellerini hatta müfredatı dahi haklı gerekçelerle eleştiriyorlar ve değişime zorluyorlar.
İlişkiler ve sosyal bağlar
Bu kuşak mensupları, ilişkileri ve sosyal bağları da yeniden tanımlıyor. Sanal platformlar ve sosyal medya, arkadaşlık ve flört süreçlerini değiştiriyor. Bir önceki kuşakların normalleriyle örtüşmeyen iletişim mecralarını, tekniklerini ve jargonlarını kullanıyorlar. Bu nedenle ilişkileri ve sosyal bağları da oldukça farklı bir hal alıyor ve toplumsal yaşamın normallerini tehdit ediyor.
Çevre ve sürdürülebilirlik, aktivizm ve toplumsal katılım, tüketim alışkanlıkları… Hangi alana bakarsanız farklı bir perspektif ve altı dolu bir eleştirel bakış ile karşılaşabiliyorsunuz.
Z Kuşağı ile farklılıklarınızı benimki gibi skor üzerinden mi yoksa çok daha üst düzey bir bilinçli farkındalıkla mı tespit edersiniz bilemiyorum. Lakin zehir gibiler ve nihayetinde yaşamın birçok alanında yeni normallerin oluşmasına öncülük ediyorlar. İş dünyası, eğitim sistemi, ilişkiler ve diğer yaşam alanlarında bu değişikliklere ayak uydurmak ve bu nesli anlamak çok önemli çünkü geleceğimiz ve içinde yaşayarak yaşlanacağımız sistem onların ellerinde şekillenecek.