Galatasaray, Ajax maçından sonra futbol anlamında bir gerileme yaşıyor.

Televizyonda maç seyretmenin haricinde uzunca süredir çıplak gözle stadyumda maç seyretmiyordum. Perhizimi Galatasaray'ın Gençlerbirliği ve Samsunspor maçı ile bozdum.

Galatasaray'ın puan kayıplarının dış etkenleri bilinen bir gerçek. Buna ek olarak rakip takım futbolcuları, Galatasaray'a başta hakemler olmak üzere TFF'nin garezini bildikleri için, "Nasıl olsa kırmızı kart görmeyiz" düşüncesi ile ne kadar sert oynadıkları da tüm futbol camiasının malumu. Son örneklerini Fenerbahçe maçında Sara'ya, Samsunspor maçında da Sanches'e yapılan sakatlama amaçlı faullerde gördük. Sonuçta bu kasıtlı hareketlerine rağmen, takımlarının eksilmediğini görenler daha da cesaretleniyor ve maç boyunca bu tip hareketlerine devam ediyorlar. Bütün bunları gören Galatasaray ile maç yapacak diğer takım oyuncuları, sertlikten asla kaçınmıyorlar.

Bu sertlikler sonucunda rakip takımların eksilmemesinin dışında, bir de söz konusu sertliğin Galatasaray'a yaşattığı sakatlanma belası var. Yeri geliyor sahaya sürecek ideal 11 bulunamıyor, yeri geliyor rotasyonda oyuncu kalmıyor.

Samsunspor maçında Sanches'e yapılan kırmızı kartlık pozisyona gereğinin yapılmaması, rakibin 11 kişi ile devam etmesini sağladı. Samsunspor'un Kazımcan'a kendi ceza sahası içerisinde yaptığı faul, penaltı ile cezalandırılmadı. Şimdi futbol kamuoyu bunları bırakmış, uzatmaların uzatması oynanırken, Kazımcan'ın koşu pozisyonunda, üstelikte yarı kapalı haldeyken koluna çarpan pozisyonun penaltı olup olmadığını tartışıyor. Hem de iki dakika önce Osimhen'in attığı müthiş röveşata golünü bile gölgede bırakacak şekilde. Yani yine futbolu ve güzelliğini değil...

X X X

Futbol adına tatsız bu konuları bir tarafa bırakalım biraz da Galatasaray'ın futboluna değinelim.

Galatasaray futbol olarak son bir ayda çok düşmüş durumda. Bir ay önce en yakın rakibi ile puan farkı 5'e çıkınca, "Galatasaray bu sene şampiyonluğu Ocak ayında ilan eder" diyenler bile artık Galatasaray'ın şampiyonluğundan bahsetmez oldu.

Son Samsunspor maçında gördüğüm; takımın her şeyi haline gelen Osimhen, dinamosu Torreira, morali düzelmeye başlayan Barış, sakatlıktan çıkan Yunus ve defansı ayakta tutmaya çalışan Sanchez'in gayretleri ile ayakta durmaya çalışan bir takım hüviyetinde Galatasaray.

Burada Osimhen'e özel parantez açmam gerek. Osimhen olmasa, Galatasaray yok hükmünde gibi. Gerçekten de Osimhen’siz bir Galatasaray bu futbolu ile ilk 5'e bile giremez.

Sakatlıktan yeni çıkan İlkay şu anda direk oynayacak durumda değil. Bir görünüp, bir yok olan Sane, henüz beklenen istikrara kavuşamamış. Sara'daki form düşüşü sürüyor. Abdülkerim "eh işte" düzeyinde. Icardi'yi artık tanıyamıyorum. Uğurcan bazı maçlarda inanılmaz güzel oynuyor bazı maçlarda inanılmaz kötü. Samsunspor maçı kötülerindendi. Kazımcan şimdilik orta düzeyde. Ama müzmin sakat Jakobs ve cezalı Eren'in yokluğunda sol beke ilaç gibi geldi. Tam da Kazımcan ayarında sağ bekte bir rotasyon oyuncusu olmamanın sıkıntılarını yaşarken. Çünkü bu mevkide de Singo ve Kaan'ın sakatlığı sürerken, Sallai kart cezalısı durumunda.

Samsunspor maçında Lemina'nın yokluğu, ikinci yarıda Galatasaray defansının tüm dengesini bozdu. Samsunspor'un ilk golü Lemina'nın yerine giren Arda'nın hatası sonucu gerçekleşti. Okan Buruk uyanıp, onu sağ beke Sanches'i stoperdeki yerine çekince defans biraz toparlandı. Tamam Arda genç ve gelecek vaat eden bir futbolcu ama pişme yeri, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden Galatasaray olmamalı. Verirsin bir alt lig takımına orada pişsin ondan sonra gelsin Galatasaray'a. Galatasaray deneme tahtası değil. Bir önceki Fenerbahçe maçında da Fenerbahçe'nin son dakika golü onun hatasından yendi. Hemen yanındaki Duran'a zıplamadan kafa ile gol atma şansı verdi. Bu hata sonucu Galatasaray'ın 2 puanı giderken Fenerbahçe bir puan kazandı. Toplamda en yakın rakibiyle mücadelede Galatasaray'a 3 puana mal oldu. Lig bitiminde bu puanlara ihtiyaç olması halinde ne olacak?

Oynamayan Yusuf'a özellikle değinmek istiyorum. Bileği çok yumuşak olan ve futbol kumaşı üst düzey olan Yusuf' tan beklentim çok büyüktü. Ancak anladığım kadarıyla mantalite problemi var. Olmasa bugüne kadar kendini gösterirdi. Gençlerbirliği maçında oyuna sonradan girmesine rağmen Okan Buruk onun saçmalamalarına dayanamayıp oyundan aldı. Böylesi yetenekli oyunculara özel eğitim programı uygulanmalı. Gerekirse mentör, gerekirse özel idman verecek eğitmen... Normal çalışmalar dışında yapılan çalışmaların ne kadar işe yaradığını Barış ve Yunus'ta gördük. Yusuf bunlara rağmen düzelmiyorsa bu defa takımdan gönderilsin. Galatasaray'ın böyle bir yükü taşıma lüksü yok.