Bayrama girmeye saatler kaydı. Nakl-i küfür ettiğimi sanmayınız. Bektaşi ile birlikte ısınma hareketiydi, yok başka sayım, suyum. Lütfen öküz altında buzağı aramayınız:

Halkımız söylemek istediğini, Bektaşi’ye, Nasrettin Hoca’ya söyletmiş yüzyıllar boyu. “Nakl-i küfür, küfür değildir” fetvasına uymuşlar. Bektaşi’ye, Nasrettin Hoca’ya yükletmişler esprilerini.  Allah var, onların da gıkı çıkmamış.

Bektaşi’ye sormuşlar :

-Rakı içer misin?

-Akşamdaaaan akşaaaama...

-Namaz kılar mısın?

-Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama...

Karadenizlileri de unutmayalım:

Temel, Cemal'a sormuş,

-İstanbul’dan Ankara'ya kaç kilometre?

“Dört yüz elli.”

“Ankara'dan İstanbul’a?”

“Dört yüz elli, aynı uzaklık.” 

“Olur mu öyle şey.”

“Niye öyleyse Şeker Bayramı’ndan Kurban Bayramı’na iki, Kurban Bayramı’ndan Şeker Bayramı’na on ay var?”

Bayram günlerine ulaşmasam, birkaç günden beri çözmeye uğraştığım, (küçük farklılıklarla Pir Sultan, Karacaoğlan ve Seyranî üzerine kayıtlı) şu muammayı çözemeyecektim:

“Gayet ince derler Sırat'ın yolu
Yarın ana varanın nic'olur hali
Üç yüz altmış altı selvinin dalı
Arasında açılan iki gül nedir?”
Meğer yılın günleri ve iki bayramdan söz ediyormuş. 
“Bayram etmek” deyimi, sevinci ve mutluluğu ifade eder, barışı çağrıştırır. Neşet Ertaş’ın şu türküsü, bayram etmenin önemine dairdir: “Kızılırmak can incitme sen bugün/Mübarek günlerde sel bayram eder/Kitabın kavlince dağlar al geymiş/Karışmış çiçeğe çöl bayram eder” 
Çorum türküsünde, bayramla barışın özdeşliğini vurgulamakta: “Şu Mübarek günde küsmek olur mu?/ Uzat ellerini bayramlaşalım/ Tanrı selamını kesmek olur mu?/Uzat ellerini bayramlaşalım” 
Gurbet ve hasret varsa, acı da vardır bayramlarda. Bu acı yüzündendir ki, şu Urfa türküsünün ilk dizesi, atasözü olmuştur adeta: “Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem / Kan damlar yüreğime, anam anam garibem / Yarelerim sızlıyor, anam anam garibem / Doktor benim neyime, anam anam garibem” 
Bayramlarda gözü yoldadır Türk insanının, gelirse gözlediği, bayram o zaman bayram olur, gelmezse acı acı üstüne. Hapishanede bayram... Açık görüşler bile ne kadar elemlidir...“Mahpushane içinde yanıyor gazlar / Bayramdan bayrama da çalınır sazlar / Kiminin annesi ağlar, kimine kızlar / Böyle de düştüm zindana yanar yanar ağlarım / Demir de parmaklıktan a canım bakar döner ağlarım” 
Biz yine fıkralara dönelim: 

Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:

"Keşke Ramazan senede iki gelse..." der.

Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi ise hemen şu cevabı verir:

"Madem bu kadar seversiniz, Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz"

Bir bayram günü Nasreddin Hoca komşusuna ziyarete gidince komşusu her misafire olduğu gibi hocaya da bal ikram ediyor. Bir tepsi içinde gelen koca bir petek baldan her gelen misafir bir iki kaşık alır çekilirmiş. Komşusu bakar ki hoca kaşığı daldırdıkça daldırıyor. Peteğin yarısına gelmiş daha duracağa da benzemiyor. Dayanamayıp:- 'aman hoca fazla yeme yoksa için yanar.' deyince hoca cevabı yapıştırır:

“Kimin içinin yandığını Allah bilir.”

 Erzurumlu tarladaki harmanını kaldırmış ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış…

-'Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma! '

-Hiç olmazsa bir gün müsaade et Allah’ım ne olirsen ... ' diye dualar edip durmuş.

Ekini neredeyse kurudu kuruyacak. Akşam üzeri, son yarım saatte, bir yağmur bir boran ki sormayın gitsin . Tüm ekini çürümüş Erzurumlunun. O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeği de yıldırım çarpmış. Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.

Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. Ilk gün niyetlenmiş Erzurumlu. İftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.

-'Nasıl? illet oliysen şimdi değil mi?' demiş ve eklemiş:

-'Ölen eşeği de gurbana saymazsam şerefsizim...

Şaka bu ya; boşa dememişler “Deliye göre her gün bayram” diye. Ama deli olabilirseniz. Efendim öncelikle yönetiminden, düzeninden, yazınından okuyanına kadar İstanbul ailesinin ve cümle dostların bayramınız kutlu olsun. Yeni bayramlara hoşça, dostça, esenlik içinde ulaşmak dileğiyle…