Seçimlerin ardından herkesin en fazla önemsediği ve merakla beklediği konu ekonomi yönetiminin kimlere emanet edileceği ve yeni dönemde nasıl bir ekonomik model izleneceğiydi.
Mehmet Şimşek’in gelişi, verdiği ilk mesajlar, ekibini oluştururken seçtiği kişiler ve onların mesajları gösterdi ki; uzun zamandır reddettiğimiz ortodoks para politikalarına geri dönüyoruz. Elbette bu geçiş birçok yönden bizleri etkileyecek ve sancılarını çekeceğiz ancak ne şekilde etkilenebileceğimizi öngörebilmenin ve en azından iç değişkenler bağlamında önlemler alabilmenin yolu da bu modelin getirmesi muhtemel değişiklikleri tahmin edebilmekten geçiyor. Ekonomi sadece merkez bankası veya maliye politikası ile yönetilmiyor. Çalışma hayatı, vergi sistemi, üretim gücü, dış ticaret hacmi, mevzuat gibi birçok mesele bir arada yönetilerek ekonomik habitatın oluşması sağlanıyor. Bugün bu habitatın “çalışma hayatı” kısmındaki muhtemel beklentileri irdeliyoruz.
Cumhurbaşkanının “6 milyon istihdam sözü” ve işgücü piyasası reformunun orta vadeli programın sac ayaklarından biri olması nedeniyle, yeni dönemde çalışma hayatında önemli değişiklikler bekleniyor. Esnekliğin artırılması başta olmak üzere maliyet avantajı, verimlilik ve sürdürülebilirlik gibi birçok unsurun önceleneceği bu muhtemel değişikliklerin başlıcalarına değinelim.
Dönüşümlü iş paylaşımı
Bir işin birden fazla kişi arasında dönüşümlü olarak paylaşılması anlamına gelen bu yaklaşım, bir işin sürekli olarak aynı kişi tarafından değil, belirli bir süre boyunca farklı kişiler tarafından yürütülmesini ifade ediyor. Bu şekilde iş yükü eşit olarak dağıtılıyor ve işçiler arasında denge ve esneklik sağlanıyor. Dönüşümlü iş paylaşımı genellikle tam zamanlı bir pozisyonun bölünerek birden fazla çalışana paylaştırılması yoluyla gerçekleşiyor. Örneğin, bir pozisyon haftada 45 saatlik bir çalışma gerektiriyorsa, üç kişi bu pozisyonu dönüşümlü olarak haftada 15’er saat çalışarak paylaşıyor. Bu sayede haftalık 15 saatlik bir iş için tam zamanlı çalışana ihtiyaç duyulmuyor ve verimlilik artışı sağlanabiliyor.
Dağıtılmış işgücü
Bir işin farklı coğrafi konumlarda veya uzaktan çalışma şeklindeki bir ekip tarafından gerçekleştirildiği çalışma düzenini ifade eden bu modelde çalışanlar aynı ofis veya konumda olmak zorunda olmaksızın teknolojik iletişim araçları ile işbirliği sağlıyor. Özellikle teknoloji ve iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte giderek daha popüler hale gelen bu model esneklik, geniş beceri havuzu, maliyet avantajı ve sürdürülebilirlik gibi faydalar sağlıyor. Pandemi ile hayatımıza giren bu model, sağladığı avantajlar sayesinde pandemi sonrası dönemde de yoğun şekilde kullanılıyor. Özel sektörde yaygın olarak kullanılan bu modelin kamuda da yaygınlaşması bekleniyor.
Ödünç iş ilişkisi
Bir işverenin çalışanlarını geçici olarak başka bir işverene kiralaması veya ödünç vermesi durumu şeklinde ifade edilebilecek olan bu modelde, işverenler arasında bir anlaşma yapılıyor ve çalışanlar başka bir işverenin hizmetinde çalışmak üzere geçici olarak transfer ediliyor. Ödünç iş ilişkisi genellikle işgücü talebinin dalgalanması, proje bazlı işler veya geçici iş yükü artışı gibi durumlarda kullanılıyor. İşveren kendi işletmesindeki işgücünü geçici olarak azaltırken, ihtiyaç duyduğu zamanda başka bir işverenin çalışanlarını geçici olarak kullanabiliyor. Bu model işletmelere geçici ihtiyaçları karşılama, esneklik ve kaynakları etkin şekilde kullanma imkanı sunuyor.
Dünya değişiyor, teknoloji gelişiyor ve Z kuşağı çalışma hayatına giriyor. Yeni modellere uyum sağlamak her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Kendi çalışma hayatımı kapsayan dönemde proaktif davranmanın, ileri görüşlülüğün ve önleyici yöneticiliğin bu denli kutsandığı bir başka zaman dilimi görmedim. Ayrıca bu kutsamanın bu denli haklı olduğunu da… Evet, bilgi güçtür. Lakin rekabet ortamında, bir başkasının bilgisi yani gücü diğerleri için tehdittir.