Kahramanlıklar her zaman ilgimizi çeker. İnsanın gücünü aşan, gerçekleştirilmesi mümkün olmayan, olağanüstü şeyler yapmasını ilgi çekici buluruz ve hikayesini okur, filmini seyrederiz gözümüzü kırpmadan. Süper kahraman filmlerinin bu kadar gişe yapması ve sürekli yenilerinin çekilmesi de bundandır. Yapımcılar insanların kendilerinin yapmak isteyip de yapamadıklarını süper kahramanlar yoluyla hayal ettirir bizlere…

Şimdi bu girişi neden yaptığımızı belirteyim. Bir süper kahramanı tanıtacağım sizlere… Ama ne Süpermen gibi çok uçabiliyor, ne Batman gibi özel araçları var, hatta Magnato gibi demir de bükemiyor, Aquaman gibi suya hakim de olamıyor... Bahsedeceğim kişi sıradan bir insan ancak ömrü boyunca kahramanlıklar yaparak kendini ve kariyerini feda etmiş.

Adı Shavarsh Karapetyan…

Kendisi 11 dünya rekoru, 17 dünya ve 13 Avrupa yüzme şampiyonu Ermeni asıllı Sovyet bir yüzücü. Onu sporculuğunun dışında tüm dünyaya tanıtan olay ise 16 Eylül 1976’da yaşanmış. Karapetyan, kendisi gibi yüzücü olan kardeşi Kamo ile Erivan Gölü kıyısında koşarken, her zamanki gibi 20 km'lik mesafesini henüz tamamlamıştı ki bir çarpışma sesi duydu ve batan bir troleybüs gördü. Troleybüs, kıyıdan yaklaşık 25 metre açıkta, 10 metre derinlikte barajın dibinde yatıyordu içinde de 92 yolcu vardı. Karapetyan hiç düşünmeden hemen suya atladı. Dipten yükselen alüvyon nedeniyle neredeyse sıfır görüş koşullarına rağmen bacaklarıyla arka camı kırdı.

30 kişiyi kurtardı, komaya girdi

Yaklaşık 20 dakika içerisinde 35-40’ar saniyelik periyodlarla 10 metreye dalış yaparak 30'a yakın yolcuyu ölüm barajından çıkardı.  Ancak bu kahramanlık ona pahalıya patladı, kariyeri sora erdi. Çünkü cam kesikleri nedeniyle kanına bulaşan şehrin kanalizasyon atıkları kendisini komaya soktu. Doktorlar ondan umudu kesti ama o burada da bir kahramanlık sergiledi ve tam 46 günlük koma sonrasında kendine geldi. Bu arada zatürreye de yakalandığı için Karapetyan'ın spor yaşamı sona erdi.

Daha önce de hayat kurtardı

Hastaneden çıktığında yaptığı açıklamada “Çok fazla dalış yapamayacağımı biliyordum, bu sebeple hata yapmamam gerektiğini de. Aşağısı çok karanlıktı ve ben hiçbir şey göremiyordum. O sıra bir yolcu yerine bir koltuk çıkarmışım. Koltuk yerine birini daha kurtarabilirdim. Hala o koltuk rüyalarıma giriyor" diyerek üzüntüsünü dile getirmişti. Karapetyan'ın kahramanlığı sadece bu olayla sınırlı değil. Daha önce de yüzme okuluna giderken şoförün uçuruma sürdüğü araca son anda müdahale edip kendisiyle beraber 30 kişinin hayatını kurtarmıştı. Yine 1985 yılında bir yangında binaya dalan Karapetyan, çok sayıda insanın hayatını kurtardı ancak kendisi ciddi yanıklar sebebiyle uzun süre hastanede yatmak zorunda kaldı.

Unecsco’dan Fair Play ödülü

Kahramanlıklarını sessiz sedasız yapan Karapetyan her ne kadar duyulmasın diye uğraşsa da yaptıkları elbette dikkat çekti. Kaza ile ilgili tüm fotoğraflar bölge savcılığında saklanmıştı, ancak iki yıl sonra yayınlandı. Ortaya çıkan bu kahramanlıklar nedeniyle de onur madalyası ile ödüllendirildi. Olaydan tam 6 yıl sonra ise neredeyse milli kahraman oldu. 12 Ekim 1982'de bir gazete başarısı hakkında "Şampiyonun Sualtı Savaşı" başlıklı makaleyi yayınladığında, SSCB'de tanınan bir isim oldu. Bu yazı onun bir kahraman olduğunu ortaya çıkardı ve yaklaşık 60 bin mektup aldı. Unesco 'Fair Play' ödülü verdi, ismi keşfedilen bir gezegene verildi, ayrıca birçok kurumdan da çok sayıda onur madalyası aldı. Başarılı sporculuk hayatı ve yaptığı büyük kahramanlıkların ardından daha sıradan bir hayat yaşamak için 1993 yılında Moskova'da ayakkabı dükkanı açtı. Dükkanının adı da anlamlıydı “İkinci nefes.” Yaptığı kahramanlıklar hiçbir zaman unutulmayan Karapetyan en son 2014 Sochi Kış Olimpiyatları'nda meşale taşıdı.