ABD Başkanı Donald Trump, dünya siyasetine renk kattı. Bu renk, yaptıklarından olumsuz etkilenen ülkeler için siyah olsa da bazı ülkeler için farklı renklerde tezahür edebiliyor. ABD içinse genelde pembe oluyor.

Trump'ın yakınında değilim, amacının ne olduğunu da net olarak bilmiyorum. Ancak bugüne kadar ki uluslararası söylev ve uygulamalarına bakınca kafasının ne şekilde çalıştığını tahmin edebiliyorum.

Trump ilk olarak silah satıcılarını susturacak şekilde onları tatmin edecek tedbirler aldı. Onları mutlu etmezse, başına gelecekleri o da tam olarak bilemez. Silah tüccarlarının isteği ne olabilir? Silah satmak, para kazanmak. Trump, onların isteğinin savaş olmaksızın da karşılanabileceğini ispatladı. Bunun için çevresinde savaş olasılıklarının yüksek olduğunu gösterdiği ülkelere, kendilerini savunma için çok sayıda silah satışı yaptı, yapıyor, yapacak. Bunun en bariz örneği milyarlarca dolar petrol gelirini silaha akıtan Suudi Arabistan oldu. Bazı ülkelere de sanki satmayacak numarası ile naz yaparak satış yapıyor.

Trump, silah satışlarının önemli miktarda bir bölümünü de NATO ülkelerine yapıyor. Bugüne kadar onların güvenliğini sağladıklarını, artık kendi güvenliklerini kendilerinin sağlaması gerektiğini söyleyerek, bu ülkelerin silah alımlarını oldukça yukarıya taşıdı. Bunun için Rusya tehdidini sonuna kadar kullanmaktan çekinmedi.

Trump'ın ABD için pembe renk oluşumu sağlamasındaki en önemli taktiklerinden birisi, kendisini "Barış Güvercini" göstermesi. Bu şekilde arabulucu olduğu ülkelerden aldığı tavizin haddi hesabı yok. Önce nifak tohumlarıyla savaş yolu açılıyor ya da savaş tehdidi gösteriliyor. Bunun için söz konusu ülkelerdeki işbirlikçiler kullanılıyor. Sonrasında sözde, "savaşı önleme" çabasına girmiş gösteriyor kendisini. Tabi kapı arkalarında aldığı tavizlerin hangi noktaya ulaştığını kestirmek mümkün değil. En bariz örnek Ukrayna.

ABD'de Trump'ın son başkanlık döneminde görünen en belirgin siyasi değişiklik, eskiden dünya kamuoyunun gözü önünde olmayan tehdit ve şantaja dayalı uluslararası politika yönetiminin şimdi herkesin önünde açıkça yapılması. Hem de kameralar önünde bu konuda özel bir propaganda şekli kullanarak. Yani "Güç bende, benim istediğim olur, olmazsa sonuçlarına katlanırsın".

Bu itici görünen durum, eskiye göre çok daha iyi. Çünkü gerçekler dünya kamuoyuna resmen gösterilmiş oluyor. Kim ne hamle yapacaksa, buna göre yapsın. Mangalda kül bırakmayan bazı gelişmiş ülkelerin de aslında "kağıttan kaplan olduğu" ortaya çıkmış oldu. Hepsi Trump karşısında süt dökmüş kedi gibi.

Sonuç itibariyle, "Barış Güvercini" gösterilen Trump, aslında ABD dışındaki ülkelerin mal varlığına çökmek isteyen bir dünya lideri konumunda. Bu durum Trump'ın ilgi alanında olan ülkeler için son derece tedirgin edici. Ama gerçek de bu. Herkes bu gerçeğe göre durumunu netleştirip, ilişkilerini kurup, tavrını takınmalı.