“Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları şu şekilde: “Enflasyon son 40 ayın en düşüğünde… Daha da düşüşünü öngörüyoruz, ama önemli mesafe katettik. Program arzulanan sonuçları veriyor.
Türkiye’de 2003-2023 döneminde ortalama rezerv yeterliliği 0.89 düzeyinde. Bu IMF’in geniş tanımı. Mayıs 2023’te bu 0.7 civarındaydı. Mayıs sonu itibarıyla 0.97’deyiz. Dolayısıyla rezerv yeterliliği noktasında bir kaygımız yok.
Biz rezerv birikimini önemli ölçüde sağladık. Bizim sıcak paraya ihtiyacımız yok. Uluslararası sermaye geri geldi. Biz kısa vadeli uluslararası sermayenin girişini sınırlamaya çalışıyoruz.
Son 1 yıldır enflasyonda 40 puanlık bir düşüş var. Mal enflasyonu mayıs ayı itibarıyla yüzde 28.7’ye düştü. Temel mallarda enflasyon yüzde 20’ye düşmüş. Enflasyonu yüksek kılan yüzde 35.4’te tutan ana faktörlerden bir tanesi hizmetlerdir. Hizmet enflasyonu hala yüzde 51’ler civarı. Kirayı bir kenara bırakırsanız hizmet enflasyonu bile yüzde 43’e düştü. Kiralara yüzde 25 limiti getirilmiş. Biz bu limiti kaldırdık. Kaldırınca kiralarda bir süre yüzde 120’lerin üzerinde artışlar oldu. Bu manşet enflasyonu yukarı çekti. Temel enflasyon dinamiğine bakarsanız çoktan yüzde 30’un altındayız.
Son 3.5-4 yılın en düşük enflasyonundayız. Finansal koşullar sıkı kalacak. Destekleyici maliye ve gelirler politikası devam edecek. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarda biz hedef enflasyonu gözeteceğiz.
Merkez Bankamız bir tahmin aralığı koyuyor. Yüzde 19-29 arası. Enflasyon 20’li rakamlarda bu sene bitecek.
Vatandaş açısından elde ettiği gelirin satın alma gücünün yükselme dönemine girdik. Vatandaşımızın alım gücü artacak. Elde ettiği kazancın bir anlamı olacak.
Reel sektör finansmana erişim konusunda avantajlar istiyor. Reel sektörün 2026’dan itibaren finansmana erişiminde rahatlama olacak.
Bizim amacımız sürdürülebilir yüksek büyüme. Vatandaşımızın refahını artırmak, elde edilen gelirin daha adil dağılımını sağlamak.
Bir kere terörsüz Türkiye demek kardeşliğimizin pekiştiği bir Türkiye demek. Huzur, refah artışı için çok kritik bir bileşen. Türkiye’nin risk primi düşecek. Ülkenin risk primi şu anda olması gerekenin çok üzerinde. Bölgemizde riskler azaldıkça, terörsüz Türkiye’nin bence risk primi çok daha düşük olur.
Reel sektörümüze biz çok güçlü destek veriyoruz. Bütçe üzerinden biz zaten 2 trilyon liralık bir kaynağı reel sektöre destek olarak veriyoruz. Esnafımızın ödediği 100 liralık faizin 50’sini devlet ödüyor. Reel sektöre destekler ciddi boyutta. Şu anda kullanımı hazır 114 milyar TL’lik KGF limiti var.
Türkiye'nin altyapısı dünyadaki ülkelerin büyük bir kısmından çok daha iyi ilk 30-40'lardayız. Terörsüz Türkiye’nin arifesindeyiz. Savunma sanayiinde büyük bir birikim sağladık."
Çizilen tablo müthiş ve bazı kesimler için gerçekçi bile olabilir. Fakat düşük gelirli ve mağdur kesimler açısından düşündüğünde aklıma gelen söylem; “ağam eylenir benimle.”