Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl olduğu gibi fitre fiyatlarını açıkladı.

Geçen yıl 70 lira olan fitre bu yıl için 130 lira olarak belirlendi.

TÜİK’in açıkladığı enflasyondan daha çok zam yapılmış, o açıdan iyi!

Memur ve emekliler o zammı bile alamadı…

Ama 130 lira yeter mi derseniz…

Diyanet’in açıklamasında, “Konuyla ilgili hadis-i şerifler, mevcut sosyo- ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak ülkemizde fitre miktarı 2024 yılı Ramazan ayı için 130 TL olarak belirlenmiştir” denildi.

Demek ki fitredeki ölçü, bir kişinin günlük gıda ihtiyacı… Yani bir kişinin günde üç öğün karnını doyurabileceği bir miktar olmalı fitre…

Kararı siz verin, bir kişi 130 liraya günde üç öğün karnını doyurabilir mi?

Bir iftar fiyatının en düşük 500 liradan başladığını saymıyorum bile…

Bizim simit ve çay hesabı meşhurdur ya…

Bir kişi sadece simit ve çay ile karnını doyursa…

Bir simit 15 lira, kahvehanelerde bile en ucuz çay 15 lira… İki çay içip bir simit yese, 45 lira… Üç öğün de 135 lira eder…

130 liralık fitre, çay ve simide bile yetmiyor.

Evde yemeğini yese… Bir pide 20 lira, ekmek 10 lira… 1 pide 2 ekmek alsa 40 lira…

90 liraya bir de çorba kaynatabilirse ne âlâ…

Kuru ekmek yenirse ancak 130 liralık fitre ile karın doyar…

Hatırlarsınız, vaktiyle birileri “Kuru ekmek bulabiliyorsa aç değildir” demişti…

Sanırım Diyanet de ölçü olarak onu dikkate aldı!

Sorun fitrenin düşük belirlenmesi değildir, imkânı olanlar Diyanet’in belirlediği rakamı dikkate almadan günün koşullarına göre fitre verebilir…

Asıl sorun toplumun büyük bir kesiminin 130 lira fitreyi bile veremeyecek duruma düşmesidir…

Daha da acı tarafı azımsanmayacak bir çoğunluğun fitre ve zekâta muhtaç hale gelmesidir…

10 bin lira emekli maaşı alan veya sadece bir asgari ücretle geçinmek zorunda olanlar fitre ve zekâta muhtaç hale geldi, getirildi…

Hep ucuz et kuyruğundan, ucuz pide kuyruğundan bahsediliyor.

Ucuz eti geçtim, 10 liralık ucuz pideyi bile alamayanlar var…

En acı tarafı da emeklinin bir yıllık maaşından çok daha fazlasını vererek üstüne kıyafet alanlar, seçim meydanlarında emeklilerden oy istiyor.

Malvarlıklarını açıklamak için birkaç gün düşünenleri saymıyorum bile…

***

Halden anlayabilmek

Tıp öğrencisi, Bursa’daki Bilge Kitabevinin raflarını karıştırırken aradığı kitabı bulduğuna sevindi. Kitabın arkasını çevirdiğinde gördüğü fiyat gülümsemesini dondurdu. Belli etmeden sayfaları hızla geçti, aradığı bölümü buldu. Kitabevinin sahiplerine gizlice baktı. İkisi dünyadan bihaber müşterilerle görüşüyorlardı. Öğretmeninin ödev verdiği yeri hızla okudu, bitirince dışarı çıktı.

Ertesi gün yine geldi ve kitabın olduğu bölmeye geçti. Allah’tan raflar kendisini gizliyordu, hızla sayfayı buldu ve okumaya başladı.

Öğrenci yaklaşık bir ay boyunca iki günde bir kitabevine gidip dersine çalıştı, işyerinin iki sahibi hiç farkına varmadılar.

Bitirme sınavına bir hafta kala kitapçıya yine hayalet gibi sessizce süzüldü. Kitabın olduğu rafa geldiğinde kitabı bulamadı. Alt rafa, üst rafa baktı, bulamadı. Genç öğrencinin rengi attı. Belli etmeden tüm rafları inceledi. Kitap satılmıştı. Buz gibi bir renkle orayı terk ederken bir aydır ilk defa kitapçının iki sevimli sahibiyle göz göze geldi.

“Merhaba” dediler.

“Merhaba...”

”Oturmaz mısınız?”

Öğrenci sessizce kendisine gösterilen tabureye oturdu.

Kitapçı tezgâhın altına uzandı. Genç öğrencinin korku dolu bakışları altında kitabı çıkardı.

“Geçenlerde biri geldi ve fiyatını sordu; alacak gibi göründü. Ben de raftan indirdim ve senin için sakladım. Buradan alıp okuyabilirsin” dedi.

Genç öğrenci, doktor çıktıktan sonra da Vural ve Mustafa Beyi hiç unutmadı, fakir hastalarından hiç ücret almadı.

(Ahmet Şerif İzgören / Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır)

 ***

TEBESSÜM

Oruç

Dursun, Temel’e sormuş:

- Oruçlu iken kaç hamsi yiyebilirsin?

- 100 tane yiyebilirim.

- Hadi oradan, en fazla 1 tane yiyebilirsin, gerisini oruçsuz yemiş olursun…

Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Bir gün yolda giderken Cemal’i görmüş ve hemen sormuş:

- Oruçlu iken kaç hamsi yiyebilirsin?

- 50 tane…

- 100 tane deseydin sana müthiş bir espri yapacaktım!

 ***

GÜNÜN SÖZÜ

En zor ibadet gönül kazanmaktır.

Hz. Ömer (RA)