Ahmet Suat Özyazıcı da aramızdan ayrıldı.
Adından hep Trabzonspor’un efsanevi teknik direktörü diye bahsedildi.
Sadece Trabzonspor’un değil, Türk futbolunun, hatta dünya futbolunun efsanelerindendi.
Türkiye’yi geçtim, dünyada onun başarılarına imza atan kaç teknik direktör var?
Astronomik rakamlar ödeyerek dünyanın tüm yıldızlarını toplayan Barcelona’nın Real Madrid’in, Bayern Münih’in veya Manchester United gibi devlerin büyük başarılara imza atması doğaldır.
Yine milyonlarca dolarlık dünya yıldızlarını transfer eden Galatasaray, Beşiktaş veya Fenerbahçe’de, hatta günümüz Trabzonspor’unda şampiyonluk yaşamak da mümkündür.
Bir de Ahmet Suat Özyazıcı’nın imza attığı başarıları düşünün…
Özyazıcı’nın hem teknik direktör, hem de takım kaptanı olarak sahaya çıktığı İdmanocağı, 1965’te şimdiki Vodafone Park olan Mithatpaşa Stadında lig şampiyonu Beşiktaş’ı 1-0 yererek Türkiye Kupasından elemişti.
İdmanocağı amatör bir takım, o tarihte henüz ikinci ligde bile değildi.
Sonrasında tamamen yerli ve kendi öz kaynaklarıyla, başka bir deyişle Trabzon’un kendi çocuklarıyla 2 Ağustos 1967 tarihinde kurulan Trabzonspor ile 1967-1968 sezonunda ikinci ligde oynamaya başladı.
Usta hoca, 1972-1973 sezonunun ikinci yarısında Trabzonspor’un başına geçti. Aynı yıl bir gol averajıyla şampiyonluğu kaçırdı ama sonraki yıl şampiyon yaparak takımı birinci lige çıkardı.
Birinci ligdeki ikinci sezonunda Trabzonspor lig şampiyonluğuna ulaştı. Ahmet Suat Özyazıcı, sonraki yıl da takımı şampiyon yaptı.
Trabzonspor’u şampiyon yapmasından daha da önemli olanı çok konuşulduğu gibi İstanbul takımlarının hegemonyasını kırması değildir. Tabii ki o da büyük başarıdır.
En önemlisi ve büyük başarısı tamamen yerli ve kendi kulübünde yetiştirdiği oyuncularla şampiyonluğa ulaşmasıdır.
O dönem şimdiki gibi transfer furyası yoktu, ama Özyazıcı’nın asıl başarısı kendi özkaynaklarıyla, başka bir deyişle kulübün alt yapısından yetişen topçularla şampiyonluğa ulaşmasıdır.
Trabzonspor’un unutulmaz şampiyon kadrosu, tamamen kendi yetiştirdiği oyunculardan kuruldu.
Dünya tarihinde önce ikinci ligde şampiyonluğa ulaşan, bir yıl aradan sonra da birinci ligde şampiyon olan, üstelik peşinden ikince kez şampiyonluğu yakalayan başka bir takım yoktur.
Ahmet Suat Özyazıcı dışında bu başarıya imza atan başka bir teknik direktör de yoktur. Sonrasında kazandığı şampiyonlukları ve kupaları saymıyorum bile…
Bir takımı 3-4 yıl üst üste şampiyonluğa taşıyabilirsiniz. Nitekim Fatih Terim, Galatasaray’ı dört yıl üst üste şampiyon yaparak büyük bir başarıya imza attı.
Ancak Ahmet Suat Özyazıcı’nın başarısı çok daha değerlidir. Çünkü tamamen kendi öz kaynaklarıyla bu başarıya imza attı.
Çocuklarımıza yüz milyon dolarlık transferlerle zar zor şampiyon yapan Jose Mourinho’nun başarı hikayelerini anlatıyoruz.
Kendi öz kaynaklarıyla büyük başarılara imza atan Ahmet Suat Özyazıcı gibi ustaların adını bile anmıyoruz.
Avrupalı olsa belgeseli, filmi çekilir, romanı yazılırdı. Biz ise magazin tarafına takılıp sadece kasketini yazıyor, anlatıyoruz…
*****
Kasabanın kadısı
Kasaba halkı, kadıdan çok şikâyetçiydi. Rüşvetsiz iş görmeyen, zorbalığı son haddini bulan bir adam kasabayı kasıp kavuruyordu. Hakkında yapılan bütün şikâyetler de vali akrabası olduğu için hep etkisiz kalmıştı.
Sonunda bıçak kemiğe dayandığından, kasabanın ileri gelenleri durumu valiye anlatmaya karar verdiler. Tam o sıralarda İstanbul’dan hemşerilerinin ziyaretine kasabaya gelen İncili Çavuş’u da önlerine alarak valiye gittiler. Vali, heyeti nezaketle kabul etti, ikramlar yaptı.
Hoşbeşten sonra ağız açmalarına fırsat bırakmadan, “Ya kadı efendi biraderimiz nasıldır? Doğrusu bu derece adil, dürüst, hakkaniyetli, faziletli, alim bir kadı her kazaya nasip olmaz” diye övmeye başlayınca, heyetten hiçbirinin kadıyı şikâyete dili varmadı.
Durumu anlayan İncili Çavuş, hemen atıldı:
- Tamamen hakkı aliniz var efendimiz. Esasen buraya gelişimizin sebebi de kendilerinden bu kadar memnun oluşumuzdur. Bu derece dürüst, hakkaniyetli, faziletli, alim ve adil bir kadıya malik olmak gerçekten bir kaza için nimettir. Şimdiye kadar biz bu nimetten fazlasıyla faydalandık. Diyoruz ki, biraz da vilayetin öbür kazaları bundan hisse alsınlar. Onun için bir başka kazaya naklini ricaya geldik.
*****
TEBESSÜM
Uçak
Temel ile Dursun İstanbul’a gitmek için uçağa biner. Havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulur. Pilot anons eder:
- Uçağımızın bir motoru bozuldu. Telaşa gerek yoktur.
Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulur. Pilot anons eder:
- Uçağın ikinci motoru da bozuldu!
Temel, Dursun’a döner:
- Dursun desene bu geceyi burada geçireceğiz.
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Cahilliğin mutlak bir sınırı vardır, aptallığın asla.
Albert Einstein
