Bir yılı daha geride bıraktığımız şu günler, en azından rasyonel azınlık için, 2024’ü analiz etme ve dersler çıkararak 2025’te daha doğru kararlar alma zamanı. 2024’te ülkece savaşlar, göçler, siyaset, ekonomi politikaları gibi birçok başlığı konuştuk ve tartıştık.

En çok hangi konuyu konuştuk diye düşünürsek sanırım ilk sıraya ekonomiyi yerleştirebiliriz. Zaten savaş, göç, siyaset gibi konularda karar alma yeteneğimiz vereceğimiz veya vermekten imtina edeceğimiz oylarla sınırlı olduğundan ve 2024’te seçim olmadığından elimiz kolumuz bağlı olan biteni izlemekle yetindik. Yani konuştuk konuşmasına ama tabiri caizse siyasinin kararı halkın çenesini yordu. Görülen o ki bu sene de ülke gündemini ekseriyetle aynı konular meşgul edecek. Ufukta yine bir seçim görünmediğine göre, 2025’te etki edebileceğimiz kararlar bağlamında elimizde sadece ekonomi kalıyor çünkü ekonomide her ne yaşanırsa yaşansın, parayı doğru yatırım araçlarında değerlendirmek mümkündür. Bu sayede kendimizi ekonomik gelişmelerin olumsuz etkilerinden koruyabiliriz hatta bu gelişmeleri fırsata çevirebiliriz. Bunu yapabilmek için ise ekonomik okur yazarlığımızı geliştirmemiz ve en azından birkaç basit yatırım aracı hakkında doğru bir öngörüye sahip olmamız gerekir. Doğru öngörü, doğru kaynaklardan beslenmeyi gerektirir.

Yanlış kaynaklar

2024 yılında resesyon, devalüasyon, dolarizasyon, faiz, mevduat gibi bazı ekonomik kavramları sıklıkla duyduk. Kimi ekonomistler veya ekonomist olduğu iddiasında bulunan içerik üreticileri, sosyal medyanın filtresiz ve özgür ortamında, verdikleri mesajların açabileceği hasarları düşünmeden ve sadece izlenme sayısını artırabilmek için sansasyonel iddialarla çıkageldiler. Youtube, 2024 senesinde doların 50₺’nin üzerine çıkacağı veya faizlerin ansızın indirileceği iddiasında bulunan videolarla dolu. Bizler de bu gibi yayınları izleyip ne yapacağımızı bilemez olduk. Dolarda mı kalmalıyız, altın mı almalıyız, mevduata mı yönlenmeliyiz? Ya faizler düşerse, dolar yine fırlarsa, Türk lirasına park ettiğim param erirse ve almak istediğim evin, arabanın veya diğer şeylerin fiyatı ansızın artarsa? Bunlar haklı korkular ve hepimizde mevcutlar. Çünkü son birkaç yıldır yaşadıklarımız hepimizi paranoyak etti ve karar almak gittikçe daha da zorlaştı. Ancak bazı sosyal medya içerik üreticilerinin bu korkular üzerinden kendilerine kişisel fayda sağlamak amacıyla sorumsuzca davrandığını da unutmamak gerek.

Doğru kaynaklar

Bendeniz asla doğru kaynak olduğum iddiasında değilim. Hatta her ekonomi yorumumda “yatırım tavsiyesi değildir ve bu alanda tavsiye vermek haddim değildir” diyerek tahminlerin acizliğini ve yatırımcının yalnızlığını vurgularım. Çünkü ekonomi bilimindeki en temel varsayımlardan birinin geleceğin öngörülemezliği olduğunu bilirim. Hele Türkiye gibi bir ülkede… Lakin ekonomi öngörü ile çalışır ve doğru öngörü sahibini korur. Doğru öngörü ise doğru kaynaklardan edinilen bilgilerden ve çarpışan fikirlerin karmasından doğar. Bu nedenle sansasyonel başlıklar veya fark yaratma peşinde olan iddialardan uzak durulmasını ve ekonomi eğitimi almış hatta vermiş, büyük kuruluşların ekonomilerini yönetmiş veya danışmanlığını yapmış, özetle kendini kanıtlamış ekonomistlerin tahminlerinden beslenilmesini öneririm. Bunlar kimler midir? Çok farklı ve başarılı isimlerle liste farklılaştırılabilir ancak ben Hakan Kara, Mahfi Eğilmez ve Daron Acemoğlu gibi birkaç ismi sayabilirim.

Bir sonraki yazımda, bu bakış açısıyla ve takip ettiğim kaynaklardan edindiğim bilgiler ışığında, 2025 için faiz, dolar ve enflasyon tahminlerimi içeren kişisel tahminlerimi paylaşarak bir öngörü penceresi açmayı deneyeceğim.