Taşın dile geldiği yer

1. Dünya Sulama Forumu Mardin' de yapıldı. Mardin'in tanıtımına katkı sağladı.

Dünyanın değişik ülkelerinde yapılan SU Medeniyeti temalı etkinlikleri düzenleyen UNESCO-IHP Konferanslarında çok kez Türkiye'yi temsil etmiştim. Bu Forum kapsamında bende; "Mezopotamya Su Medeniyeti" adlı belgeselimi gösterdim ve dünyanın en eski su medeniyetinin (zamanımızdan 13 bin yıl önce ŞanlıUrfa Göbeklitepe'de) Anadolu'da olduğu konusunda bir bildiri sundum. Bu sunum ardından, İngilizce belgesel gösterimi ve konuşmam büyük yankı uyandırdı. ICID-CIID, TUCID-SDTMK, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü'nün ortaklaşa organize ettikleri etkinliğe, 57 ülkeden 765 bilim adamı ve uzman katıldı. 5 yıl önce İstanbul'da yapılan 5. Dünya Su Forumu'ndan sonra en büyük uluslararası organizasyon olduğunu vurgulayan Orman ve eski Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler ve DSİ eski Genel Müdürü Akif Özkaldı ile pek çok konuk, 6 gün süren forumun açılışında ve etkinliklerde birer konuşma yaptılar. Konuklar, organizasyondaki pek çok aksaklığa karşın, Mardin'i çok beğendiklerini dile getirdiler.  Dil, din ve farklı kültürlerin 7 bin yıldır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşadığı Mardin, konuklarını büyüledi...

Mardin'in eşekleri çok şanslı. SSK'lı, sendikalı, iş güvenceli, toplu sözleşmeli, ikramiyeli, pek çok sosyal haklara sahip, ihbar ve kıdem tazminatı hakları var... Mardin Belediyesi'nin kadrolu eşekleri, insanlarından oldukça şanslı. Mardin'e gelen ve durumu öğrenen yerli ve yabancı turistler, "Mardin'de eşek olmak, işçi ve memur olmaktan daha saygılı" demeden edemiyorlar.

MİDYAT'taki Süryani Manastırı Metropolitanı mor sakallı Kızıl Papaz'ın tedirginliği neden? Geçen hafta iç gezi kapsamında Mardin ve ilçelerinde çalıştım. Yukarı Mezopotamya'nın tarihî ve kültürel zengin dokusu, bölgenin dağlarına, ovalama ve şiir bakışlı sıcak ve dost insanlarına sinmiş. Tüm tarihî süreç içinde pek çok uygarlığa, din ve ırklara ev sahipliği de yapan bu bölge, şimdilerde ise terör nedeniyle evlerini köylerini boşaltmış olan Süryani ve Yezidilerin doğup-büyüdükleri topraklarına geri dönmeleri olumlu değerlendiriliyor. Bir geri dönüş göç öyküsü yaşanıyor bu topraklarda. Yeniden...

Mardin ve ilçelerindeki taşların oya gibi işlendiği evler, bir tepe üzerine inşa edilmiş Savur, gece kuşbakışı bir denizi andıran Mardin'deki tarihi su yapıları yani kehrizleri ve bu kültürlerin yaşadığı coğrafyaları tanıtmak amacıyla gittiğim bir haftalık gezim oldukça verimli geçti. Bölgeyi kültür ve turizm potansiyeli açısından üçe ayırmakta yarar var. Seyidler ve akkavaklar diyarı Savur, on yaşındaki "Genç Yerel Rehberler"in imdat çağrısının yankılandığı, tüf kayalardaki yeraltı evleri ve Dicle Nehri'nin üzerindeki tarih kokan uygarlığın izlerinin sular altında kalacağı Hasankeyf. Bir de Mardin ve öteki ilçelerini bir başka grupta ele almak gerek..

Seyidler Otağı Savur

Şimdiye dek Mardin ve ilçeleriyle ilgili turizm ve tanıtma programlarında, Savur ilçesi hep gözardı edilmiş. Oysa, bölgenin tarih, kültür, doğa ve alternatif turizm potansiyeli bakımından en zengin yeri Savur'dur. Savur, Peygamber Hz. Muhammed sülalesinin (Seyid) yaşadığı inanç ve tarih turizminin önemli merkezlerinden. Arap kökenli olan ilçe halkı, devletle hep iyi geçinmiş. Teröre bulaşmamış ama terörden zarar görmüş. Köylerinin çoğu boşaltılmış. Yeni yeni geri göç başlamış. Geçmişte de Şeyh Said Ayaklanmasına karıştıkları gerekçesiyle geçmişte, aralarında Osmanlı Valiliği yapan köklü bazı ailelerin cezalandırılmaları, bir yanlış bilgilendirme sonucu olduğu anlaşılınca, Atatürk tarafından bu ailelere itibarları geri verilmiş...

Devamı haftaya…