İSTANBUL KAPI

Kentin kuzeyinde yer alan, İstanbul Kapısı, üç ayrı kapıdan oluşmuştur. Kente dışarıdan girişte esas sura ait olan kapı ile en içteki kapı arasında oval bir avlu bulunur. Dışarıdan girişte ilk kapı ön sura ait olup, iki yanında yarım silindirik kapı kuleleri vardır. Kapı, kuleleri birleştiren dikdörtgen surun tam ortasında yer alır; söveleri, granit sütunlardan oluşturulmuş, üzerine de bir granit sütun yerleştirilmiştir.

LEFKE KAPISI

Lefke Kapısı, İznik’in doğusunda, Kılıçaslan Caddesi’nin sonundadır. Bu kapı, Osmaneli’ne açılan yoldan ötürü bu isimle tanınmıştır. İznik’in 13 km. doğusunda ki Karadin yerleşim yerinden ötürü bir süre “Karadin Kapı” ismi yakıştırılmıştır. Osmanlı döneminde haç yolu üzerinde bulunduğundan ötürü de bir dönem bazı gezginler buradan “Şam Kapı” ismi ile söz etmişlerdir. İmparator Hadrianus (117-138) bu kapıyı iki yanındaki kuleleri ile birlikte bir zafer takı biçiminde yaptırmıştır.

YENİŞEHİR KAPISI

İznik’ten Yenişehir ve Bursa yönüne giden yolun başındaki Yenişehir Kapısı, Roma döneminde M.S.I.yüzyılda İmparator Cladius zamanında yapılmıştır. Bu kapı da çeşitli dönemlerde tahrip olmuş ve onarılmıştır

GÖL KAPI

Göl Kapı Kentin batısındadır. Lefke Kapısından devam eden ana caddenin sonunda, Göl Kapısı bulunmakla beraber, bugün bu kapıdan hiçbir iz yoktur. Sağ tarafındaki kulenin yarısı ayakta, Sol taraftakinin ise sadece temeli bellidir. Bu kısmın görünüşü daha çok sur duvarlarının yıkılması ile meydana gelmiş açıklık biçimindedir. Kapı kulesi olarak bilinen kulenin dış kaplaması tuğlalardan, iç kısmı ise Horasan harcı ve birbiri üzerine yığılmış moloz taşlardan meydana gelmiştir.

İznik hem Hristiyanlık için hem de Osmanlı döneminde önemli bir merkez olmuş ve bu nedenle de çok zarar görmüştür.

İZNİK ”ALTIN ŞEHİR”

Yörede egemen olan Birthynia Kralı Zipoites, M.Ö. 279’da Nicaia’yı ele geçirdi. Nicaia bir süre Birthynia Krallığına başkentlik de yaptı. Adına altın sikkeler basıldı ve bundan böyle tarihte “Altın Şehir” unvanı ile anıldı.

4970 m tarihi surlarla çevrilmiş Kent’te halen arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir ve edecektir de çünkü neredeyse bastığınız her yerden tarih fışkırıyor. Bir kısım tarihi eserler gün yüzüne çıkarılırken diğerleri de sırasını bekliyor adeta… Bazı tarihi eserler halen restorasyon beklerken, gözümüze çarpan restorasyon çalışmaları arasında, tarihi dokusunun bozulduğu iddia edilen, 4 yüzyılda yapılan Ayasofya Camii Müzesi karşılıyor bizi. Konum itibariyle şehrin dört kapısından gelen yolların kesiştiği merkezi bir nokta da bulunuyor. Aslında bir kilise olarak inşa edilmiştir. İznik her yıl İznik Ayasofya’yı görmek için gelen binlerce yerli ve yabancı turistte ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Ayasofya Kilisesi, Ayasofya Müzesi ve Orhan Camii olarak dünyada üç isimli tek yer olma özelliğini üzerinde taşıyor.

İznik Ayasofya’da Hristiyanların önemli görüşmelerinin yapıldığı biliniyor 7. Konsil 787 yılında bu kilisede gerçekleşmiştir. 7. Konsil Hristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı bir toplantı olduğu için, kilise tarihinin önemli olaylarının arasındadır.

Ayasofya Kilisesi, 1331 yılından itibaren Orhan Gazi Camii ismiyle kullanılmaya başlanmıştır. Önce kilise olarak kullanılan daha sonra camii olan bu tarihi yapı, daha  sonraları müzeye dönüştürülmüştür. Camiinin içerisinde 4 medeniyete ait izler görülebiliyor. 2007 yıllarında restorasyon yapılırken tarihi yapısı ve görüntüsünün bozulduğuna dair eleştirilerin hedefi olmuştur.

İznik camiler ve türbeler bakımından oldukça zengindir.

Gezinizin bir gününü, cami ve türbeleri gezmek için ayırın dersek, abartmış olmayız. Yeşil Camii, Ayasofya Cami, Hacı Özbek Cami, Mahmut Çelebi Cami, Kırgızlar Türbesi, Sarı Saltuk Türbesi ve Ahıveyn Sultan Türbesi bölgedeki önemli tarihi değerler arasındadır. İznik Osmanlı döneminde, büyük çini merkezlerinden biridir. Osmanlı döneminden zamanımıza kadar gelen en eski çinileri 1391 tarihinde inşaatı tamamlanan İznik Yeşil Cami minaresinde görmek mümkündür. Bu çiniler renk ve kalite bakımından Selçuklu çinilerine nazaran daha farklıdır.

Devamı haftaya...