Son zamanlarda ailelerden en sık duyduğumuz şikayetler arasında çocuğun şiddet eğilimli davranışları bulunuyor.

-        Hocam bizim çocuk bize vuruyor.

-        Hocam bizim çocuk çok sinirli.

-        Hocam bizim çocuk sinir krizi geçiriyor.

Çocuk, duyguyu bilir. Ancak tanımlayamaz. Duygular doğuştandır ancak tepkiler sonradan öğrenilir. Çocuk hissettiği duygunun adını bilmez bunun için ifade de edemez. Bu yüzden sürekli olarak ebeveynlerini gözlemler. Hangi durumda ne tepki vermesi gerektiğini anlayabilmek için ebeveynlerinin yüzlerine bakar.

Zekayı geliştiren zekâ kartı değil “Ayna Nöronlar”

Günümüz anneleri çocuklarının zeka gelişimine yoğunlaşıyor. Matematikte iyi olsun diye canla başla uğraş veriyor. Sürekli zeka geliştiren oyun ve oyuncaklar araştırıyorlar. Ancak ilk çocukluk dönemi adı verilen 2-6 yaş arası çocuklarda en önemlisi duygusal zekanın gelişimi. Bu gelişim sürecinde de duyguları tanımanın, düzenlemenin oldukça büyük bir yeri var. Bir hareketin sürdürülmesi esnasında ayna nöronlar aktif olmaya başlar. Şöyle ki bebeğinizin karşısına geçip yüzünüzü asarsanız bir süre sonra bebeğiniz de gülmeyi bırakıp size göre bir ifade almaya başlayacaktır. Bu yüzdendir ki bebeklerin karşısına geçip güldüğünüzde o da size aynı tepkiyi vermektedir. Ya da düşen bir çocuk öncelikle annesinin yüzüne bakar. Eğer anne panik ve korku dolu bir ifade ile yaklaşırsa çocukta aktif olan ayna nöronlar aracılığıyla çocuk da tepkisini benzer şekilde gösterecektir. Özetle ilk çocukluk döneminde çocuğunuzun zeka gelişimine yapacağınız en güzel katkı çocuğunuzun gözlerine bakarak aktaracağınız ilginiz ve şefkatinizdir.

BEBEĞİNİZ ÖFKE DUYGUSUNU TANIR!

Çocuklar kızdığında nasıl tepki vereceklerini çoğunlukla ailelerinden gözlemler. Hangi durumlarda kızılacağını da tabii…

2 aylık bebeğinizin öfkeli yüz ifadenizi tanıdığını biliyor muydunuz?

18 ay ile 4 yaş arasında öfke nöbetleri daha sık görülür. Bunun sebeplerinden biri çocuğun dil gelişiminin tamamlanmamış olması sebebiyle sözel ifadenin yetersizliği ve kendine ilişkin farkındalıktır. Çocukta nörogelişimsel bir bozukluk olmadığı sürece çocuktaki davranış problemlerinde ebeveyn stilleri önemli yer tutar.  Çocuğun ebeveynlerini yönetmesi, aile içi iletişim sorunlarının ve çatışmaların görülmesi, yeni kardeşin doğumu, otoriter aile tutumları, akran zorbalığı, sözel ifade sorunları, ebeveynlerin çocuğa vakit ayırmaması, sorunlarını görmezden gelmesi veya tam tersi olarak çocuğun merkez haline gelip, sınır koymaksızın her dediğinin yapılması, annenin depresyonu, annenin hamilelik döneminde içinde bulunduğu duygusal süreçler ve istismar gibi durumlarda çocukta öfkeli davranışlar gözlemlenmektedir. Özellikle erken çocuk döneminde başlayan bu davranışlar, yetişkinlik döneminde ortaya çıkacak olan birçok ruhsal bozukluğun öncüsü olabileceği ihtimali sebebiyle göz ardı edilmemelidir.