Çocuk Hakları-Hayvan Hakları-İnsan Hakları

Lütfen bu sıralamayı unutmayın. Bu canlıların korunma sırasıdır.

Son günlerde sokak hayvanları ile ilgili özellikle sosyal medya üzerinde bir savaş yapılıyor.  Sokak hayvanlarının öldürülmesi veya bir yolla yok edilmesini savunanlarla bu hayvanları korumaya çalışanlar arasında sürüyor bu savaş.

Sokak hayvanlarından kurtulmak isteyenler öncelikle sokaklarda bu hayvanları besleyenlere saldırıyor. Argümanları ise bu hayvanlar yüzünden insanların yaralandığı ve bu hayvanların tehlike yarattığı. Hayvan karşıtı bu insanların dikkat çeken tavırları ise hayvan sever kişileri ciddi anlamda suçlamaları ve onlara karşı besledikleri öfke. En önemlisi de bunca öfkenin ve karşı olmanın sonucunda neredeyse öldürmek dışında hiç çözüm önerilerinin olmaması.

Sokaklarda sahipsiz dolaşan hayvanların ciddi anlamda sağlık sorunu yaratabileceğini biliyorum. Ama çözüm onları yok etmek değil sokaklardaki sayılarını uygulanacak yöntemlerle azaltmak ve kontrol altına almak. Bu çabalardan sonra sokakta yaşamaya devam edenlerin de aşı ve bakımlarını düzenli hale getirmek. İlk yapılması gereken insan denen canlının birazcık ama birazcık eğitilmesi. Çünkü bu canlının nedeni ve sorumlusu olmadığı dert yok. Bunca acının, bunca zalimliğin, bunca vahşetin, bunca derdin nedeni insan.

Hayvanlara karşı olanlar hayvan severleri “hastalıklı” bireyler olarak görüp onlara saldırıyor. “Sevgi, sever” sözcüklerini sıfat olarak benimsemiş bireyler de kendilerini savunmayıp sokağın iki yaşındaki çocuklarını korumaya çalışıyor.

Kişiliğinizi, değerinizi sizin dışınızdakilere davranışınızla belirlersiniz. Bu yalnızca hayvanlarla ilgili değildir. İnancınızın değerini, inanmışlığınızın değerini, iyi bir inanan olup olmadığınızı sizden başkalarına, başka inançlara yaklaşımınız ve tavrınız belirler. Dilinizden ne olursan ol gel cümlesi düşmezken plağın öteki yüzünde kin, nefret, öfke varsa kusura bakmayın siz iyi bir insan olamazsınız ve kendiniz ile birlikte hepimizi kandırıyorsunuz demektir.

Sizlerle hayvan karşıtlığı üzerinden bütün yaşamsal kavramları konuşuyoruz aslında. Emin olun iyilikle kötülük hep yan yana. Seçim bizlere kalmış. Hayatınızın içinde gücünüzün yettiğine nasıl davranıyorsanız siz osunuz. Sokak hayvanları öldürülsün diye bağırırken insanları öldürmemenizin nedeni gücünüzün yetmemesi.

Hayvan karşıtlarının ya derin travmaları var ya da bugüne kadar hiçbir hayvanla iletişim kurmamışlar. Başını okşadığınız köpeğin gözlerinizin içine bakması ne demek bilmiyorlar. Onların çocuk çaresizliklerini, korkularını, yalnızlıklarını görmüyorlar. Korkudan yanına yaklaşamadıkları kocaman köpeklerin elinizi uzattığınızda, başını okşadığınızda nasıl çocuklaştıklarını görmüyor ve bilmiyorlar. Dayak ve işkenceyle vahşileştirilmemiş hiçbir canlı saldırgan değildir. Eğer korkularınız varsa korktuğunuz anda adrenalin başta olmak üzere birçok hormon salgılarsınız. Köpekler de hassas burunlarıyla bu kokuları alır ve ne yapar biliyor musunuz; KORKARLAR. Onunla kavga edeceğinizi zanneder ve bu korkuyla sizlerle kavgaya hazırlanırlar. Doğası gereği kendini korurlar. İnsanların ve hayvanların içindeki saldırganlığın nedeni KORKUDUR.

Travmaları olan insanlar korkar ve nefret eder. Kendileri belki farkında bile değillerdir bu korku ve nefretlerinin sonucunda geliştirdikleri davranışların.

Sevginin karşıtı nefret değil korkudur. Korkmak nefreti de yaratır.

Canlılar olarak hepimizin tek ihtiyacı sevgi. Hepimiz bir parça sevgi için başımızı giyotinin altına uzatmaya devam ediyoruz. Sadece sevgi istiyoruz ölmek pahasına olsa bile.

Ahmet Erhan bir sohbetimizde; köpeğini dolaştırmaya çıkardığında insanların köpeğini sevdiğini; onlar köpeğini severken içinden yalvararak “ne olur beni de sevin” dediğini anlatmıştı.

“NE OLUR BENİ DE SEVİN”