1984

Big brother is watching you!

“Büyük ağabey seni izliyor!” anlamına gelen ve George Orwell’in 1984 adlı kitabının özünü oluşturan cümledir. Orwell distopik başyapıtında totaliter bir rejimde herkesin izlendiği bir dünyayı anlatır. Büyük ağabeyin Stalin olduğunda konusunda birçok kişi aynı fikirdedir. Hatta kitabın isminin 1944 olduğu ama Orwell’in korkarak; birazda tam olarak kimi ve neyi kast ettiği anlaşılmasın diye 1984 yaptığı söylenir.

Kitaptaki en önemli olgulardan biri geçmişin yani ülke tarihinin sürekli değiştirilmesidir. Bir gün düşman olan birileri ertesi gün dost ilan edilir. Bu konuda yazılmış ne varsa terse çevrilir. Önce düşman ilan edilen sonrasında ülkenin kahramanı olur ya da önce kahraman olanlar sonra düşman ilan edilir ve sürekli ülke tarihi değiştirilir.

Yukarıdaki satırlar size yakın dönemde gerçekleşen olaylardan hangisini anımsattı?

Orwell’in öngörülerinin neredeyse tamamı günümüzde gerçekleşmiş hatta yıllar önce yazdıklarının kat ve kat ilerisine geçilmiştir. DNA verisi toplamak bunlardan biridir ve bu asıl konumuzdur.

Aslında var olmayan daha doğrusu varmış gibi beynimize kazınan “bizi gözleyen büyük ağabey’’ algısının çok ama çok ötesindeyiz. Neredeyse aldığımız her nefes izleniyor. Yürüyüş şeklimiz bile kayıt altında. Kameralar ya da izleme sistemleri hatta elimizdeki telefonlar yüz tanımlaması yapıyor.

Yaptığımız her telefon konuşması dinleniyor ve kaydediliyor.

Telefonda birkaç kere Dubai’ye gitme konusunda konuştum arkadaşlarımla. Sanırım üç ya da dört konuşmadan sonra elektronik posta adresime Dubai otelleriyle ilgili posta yağmaya başladı. İnternet üzerinden yaptığımız her aramanın, girdiğimiz her sitenin kaydedildiğini ve bu kayıtlardan veri analizleri yapıldığını biliyordum ama telefon konuşmalarımızın dinlenmediğini düşüyordum. Sanırım bu klasik bir telefon dinleme de değil. Her an internete bağlı olan “akıllı” telefonlarımız ortamda konuşulan her şeyi dinleyerek ve elde ettiği bu bilgileri satarak ilgimiz yönünde reklamlar çıkarıyor karşımıza.

Dünyaca ünlü bir televizyon markasının yöneticisi arkadaşım internet bağlantısı olan televizyonların da ortam dinlemesi yaptığını; bu dinlemeye güncellemeyle gelen sözleşmeleri onaylayarak bizlerin izin verdiğini anlatmıştı.

Orwell’in 1984 adlı kitabında da insanlar evlerindeki “ekranlardan” izlenmiyor muydu? Ne ilginç değil mi yaklaşık seksen yıl önce yazılanların gerçekleşmesi?

Artık izlenmenin çok ötesindeyiz. Sosyal medya ve görsel medya aracılığıyla çoktan beridir algılarımızla oynuyorlar. Her gün sosyal medya hesaplarında siyasi bir liderin yorumsuz, yazısız; özel seçilmiş çirkin fotoğraflarıyla karşılaşan birey kısa bir sürede gördüğü çirkin yüz için olumsuz bir algı oluşturabilir. Buyurun sizlere hayatın akışına müdahale edip değiştirebilecek bir gerçek.

Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’in DNA teknolojisi alanında büyük bir yarış içinde. Çin son dönemde geliştirdiği DNA analiz cihazlarıyla; maliyetinin çok altında fiyat vererek bütün dünyadan kan örnekleri toplayıp DNA analizi yapmakta. Sanırım bu analizleri de Çin ordusuyla bağlantılı bir firma kanalıyla gerçekleştirmekte.

Ucuza yaptığı ve adet bazında milyarları bulan DNA tahlilleriyle Çin çok büyük bir DNA bilgisine sahip oldu. Günümüzün gücü bilgidir. Bilgiye sahip olan dünyanın hakimi olur. Bu kadar açık ve nettir durum.

Toplanan bilgilerle tüketim alışkanlıklarımızı incelemenin çok önemi kalmadı. Artık ülkeler mutlak bilginin yani yaşamsal kodlarımızın peşinde. Elinde DNA dizilimimizi tutan ülke gün gelecek ruhumuzu da çalacak.