Atama bekleyen öğretmenler yine hayal kırıklığı yaşayacak. Çünkü beklenenin çok altında; sadece 20 bin öğretmen ataması yapılacağı açıklandı.

20 bin atama öğretmen açığını kapatmaya yetecek mi derseniz, mümkün değil.

Şu an için en iyimser konuşanlar bile 90 bin kadar öğretmen açığı olduğunu söylüyor.

İstanbul’da bile neredeyse her okulda ücretli öğretmen çalışıyor.

Yüzde birlik dilimle öğrenci alan en iyi liselerde de ücretli öğretmenler ders veriyor.

20 bin öğretmen ataması, emekli, kurum değiştirme ve ölüm gibi sebeplerle oluşacak boşluğu ancak doldurabilecek.

İlk ve orta dereceli okullarda öğrencilerimiz yine ücretli öğretmenlere emanet edilecek.

Milli Eğitim Bakanı, mülakatın kaldırılmasını isteyenlere; “Mülakat gibi mülakat yapacağız” demişti. Demek ki daha önce yapılanlar mülakat gibi değilmiş…

Bundan sonra yapılacak olanlar da çok değişmeyecek…

Sözleşmeli öğretmen atanabilmek için KPSS engelini aşabilenler, bir de mülakatla savaşacak.

Ama ücretli öğretmen olarak görevlendirileceklerde KPSS ve mülakatı geçtim, hiçbir şart aranmıyor… Adamını bulmak dışında!

Ücretli öğretmen çalıştırılıyor da, ısrarla niçin atama yapılmıyor derseniz…

Tamamen duygusal!

Ücretli öğretmenler, kadrolu ve sözleşmeli öğretmenlerin üçte biri, dörtte biri ücretle çalıştırılıyor. Bir nevi modern kölelik…

10-15 milyonluk en lüks makam aracına binenler eğitimde tasarruf yapıyor!

Her gelen bakan, müfredatı ve ders kitaplarını değiştirmekle işe koyuluyor.

Mevcut bakan da aynı yoldan gidiyor. Kendi dünya görüşüne göre bir müfredat hazırlattı.

Kendi yandaşları bile karşı çıkıyor. Elle tutulur tarafı yok.

Yaklaşık 100 bin ücretli öğretmenle eğitime devam eden bakan, öğretmen kadrosunu güçlendirmek yerine müfredata kendi dünya görüşünü yerleştirmek derdinde…

Müfredatı ne kadar değiştirirseniz değiştirin, yeterli öğretmeniniz yoksa dersi kim anlatacak?

Ücretli öğretmenler yeterli diye düşünülüyorsa zaten söylenecek söz kalmadı demektir.

Daha hazin boyutu şudur…

Ülkede ekonomi o kadar dibe vurdu, işsizlik o kadar arttı ki, asgari ücretin yarısından daha düşük maaşla çalışacak ücretli öğretmen bulunabiliyor.

20 yıl öncesinde asgari ücretle bile özel okullar ve dershaneler öğretmen bulamıyordu. Milli eğitimde ödenen ücretin altında kimse çalışmıyordu, çalıştıramıyorlardı…

Şimdi öğretmenler üç kuruşa muhtaç edildi.

Sorun sadece atanamayan öğretmenler sorunu değildir.

Sorun öğretmenlerin bile kölelik düzenine mecbur bırakılmasıdır.

***

Sevincinden ağlıyor!

Şanlıurfa’da görev yapan bir öğretmenin anısı…

İlk Urfa’ya geldiğimde; sınıfımda beslenme dersinde bütün öğrencilerin ellerinde, içinde kırmızı bir şey sürülmüş tırnaklı ekmek var. Şaşırdım tabi…

Dayanamadım öğrencilerimden birine sordum:

- Kızım siz ne yiyorsunuz böyle?

- Yemek öğretmenim.

Gülümsedim…

- Biliyorum kızım, o ekmeğin içinde ne var?

- Reçel öğretmenim.

Allah Allah, bu nasıl bir reçel dedim kendi kendime. Tadı mükemmel olmalı ki herkes aynısını yiyor.

Neyse devam ettim:

- Ne reçeli?

- Biber reçeli öğretmenim.

Daha çok şaşırmıştım.

“Biberden reçel mi oluyormuş?” dedim. O zaman kesin tadı değişik bir tatlıdır diye düşündüm.

Aklıma hemen hamsi turşusu geldi. Aynı mantık dedim. Neyse günler geçti. Beslenmeleri hep aynı: Biber reçeli.

Haftalar geçtikçe merakıma dayanamadım, öğrencilerden tadına bakmak için biraz istedim.

Bir öğrenci, tırnaklı ekmeğe iyice reçel sürülmüş bir dürümün yarısını iki elliyle çekiştirip ortadan ikiye böldü, yarısını uzattı.

- Al öğretmenim.

- Tadı güzel mi?

- Oooooo süper öğretmenim.

Ağzımı doldurana kadar ısırdım dürümü, öğrencilerin gözleri üzerimde; çiğnememe eşlik ediyorlar resmen…

Yutkundum zor da olsa…

Aman Allah’ım bu nasıl bir tat böyle, resmen ağzımda küçük bir kıyamet kopuyor...

Gözlerde yavaş yavaş yaş süzülmeye başladı acıdan…

Diğer öğrencilerin art arda soruları başladı.

- Öğretmenim beğendiniz mi?

Yanımda duran öğrenci ortalığı yıkacak cevabı yapıştırdı masumane ve gayet ciddi ses tonu ile:

- Görmüyor musunuz oğlum, öğretmen sevincinden nerdeyse ağlıyor!

(Alıntıdır)

 ***

 TEBESSÜM

 Trafik

 Öğretmen sınıfta öğrencilerine trafik kurallarına dikkat etmelerini öğütlüyordu:

- Örneğin ben trafik kurallarına uymazsam, bir arabanın altında kalırım. Sonra ne olur biliyor musunuz?

Temel heyecanla cevap verdi:

- Dersler boş geçer öğretmenim!

 ***

GÜNÜN SÖZÜ

Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen insanlar olmaya başladık.

Ahmet Şerif İzgören