Tıp fakültesi öğrencisi, Kim Milyoner Olmak İster isimli yarışmaya katıldı.

Birkaç soru cevaplamış olacak ki, 5 bin liralık soruya kadar geldi. 

Soru şu; “1924 Anayasasında ve 1961 Anayasasında Türkiye’nin başkentinin hangisi olduğu yazar?”

Açıkça “Türkiye’nin başkenti neresi?” diye soruluyor.

Cevap şıkları sırasıyla; İstanbul, Ankara, Erzurum ve Sivas’tı.

Şaka veya kara mizah değil, tıp fakültesi öğrencisi bu soruyu bilemedi. Seyirci joker hakkını kullandı.

Seyircinin ise sadece yüzde 40’ı Ankara dedi. Maalesef seyircilerin yüzde 60’ı Türkiye’nin başkentinden habersiz.

Garabet bununla da bitmedi. Cevaptan hâlâ emin olamayan tıp fakültesi öğrencisi; bu kez yüzde 50 joker hakkını kullandı. Erzurum ve Sivas seçenekleri elendi.

Yarışmacı Ankara ve İstanbul şıklarından “Ankara” cevabını nihayet verebildi.

Diyeceksiniz ki, yarışma heyecanı ile bilemedi, zaten tıp fakültesi öğrencisi de kendini öyle savundu. Seyircilerde de mi yarışma heyecanı vardı!

Cehalet diz boyu diyeceğim ama dağların zirvesini geçti…

Sokak röportajı yapılıyor, internette kısa videolar dolaşıyor, tam bir rezalet.

“Müslüman mısınız?” diye soruluyor. Bana nasıl böyle bir soru sorarsınız diye celalleniyor bir de; “Kelime-i Şahadet getir” denince afallıyor, bilemiyor.

İslamin şartı sorulunca bile alakasız şeyler söyleniyor ki, akıl alır gibi değil.

Sokak röportajında, “Türkiye’de iyi eğitim görmüş bireyler neden Avrupa’ya gitmeyi tercih ediyor?” diye soruluyor. Cevap kara mizah gibi; “Beyin göçü olarak düşünülüyor sanırım. Beyin göçü benim bakış açıma göre, eşleriyle anlaşamayan beylerin, evini terk ederek il dışına veya başka arkadaşlarının yanına yerleşmesidir.”

Bunlar sadece birkaç örnek, o kadar var ki…

Komedi bir film senaryosu yazsanız, bu kadar olur diyeceğim lakin bu kadarı da kimsenin aklına gelmez.

Zaten televizyondaki bir güldürü programında en basit soruları bilmeyen bir yarışma eğlence olsun diye yapılıyor ama bu kadar komedi orada bile yok.

5 yıllık zorunlu eğitim önce sekiz yıla çıkarıldı. Şimdi 12 yıl zorunlu eğitim var.

Zorunlu eğitim arttıkça kalite azaldı. Öğrenciler 12 yıl okula gidiyor ama en basit şeyleri bile öğrenemeden mezun oluyor.

Eğitimde reform denilerek sürekli değişiklik yapılıyor; her değişiklik sonrası kalite daha da düşüyor. Bir ders kitapları var evlere şenlik; her şey var ama içinde bilgi yok.

Her kayıtlı öğrencinin süresinde mezun olması üzerine kurulu bir eğitim sistemimiz var. Sınıfta kalmak yok, devam eden de etmeyen de ne olursa olsun bir şekilde mezun ediliyor.

Eğitim böyle olunca Türkiye’nin başkentini bilmemeleri çok mu anormal?

İntihal yaptığı, yani başkasının kitabını kopya çekerek kendi yazmış gibi gösterdiği için üniversiteden atılan ve profesörlük unvanı elinden alınan birinin Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı düşünülürse…

Bu kadarı bile büyük başarı!

*****

En akıllı kişi bilmediğini bilendir

Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates’e fena hakaret ediyordu; “Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin!”

Sokrates, başını sallayarak cevap vermedi, sadece gülümsedi...

Zengin bir aristokrat, bu durumu izlerken Sokrates’e sordu; “Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendinizi kötü hissetmiyor musunuz?”

Sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: “Benimle gel.”

Tanıdığı aristokrat Sokrates’i, eski bir tozlu depoya kadar takip etti...

Sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra delinmiş bir pelerin bulana kadar etrafı aramaya başladı. Bulduğu bu pelerini adama verdi ve dedi ki: “Bunu giyer misin? Sana uyar.”

Adam paçavra pelerine baktı ve kızarak:

- İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek geri attı…

Sokrates; “Gördün mü” dedi ve ekledi: “Elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin. Aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler de bana dokunmadı. Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir? Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir. Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez. En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir. Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlarım. Sadece bir iyi vardır: Bilgi…  Sadece bir kötü vardır: Cehalet…

*****                 

TEBESSÜM

Doğru mu?

Temel, yanında hoca ile il sınırında bekliyor, gelenleri sınava tabi tutuyor. Bilmeyenlerin vilayete girmesine izin vermiyor.

Temel, vilayete girmek isteyen Dursun’u durdurur:

- Soruyu bilmeyen içeri giremez. Söyle bakalım İslamin şartı kaçtır?

Dursun, “5” diye cevap verince Temel, Hoca’ya döner:

- Hocam, 5 diyor, doğru mu?

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Öğrenmek pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır.

H. Clausen