Adana’da Furkan Vakfı mensuplarının gösterisine polisin aşırı sert müdahalesi çok konuşuldu.

Polisin orantısız müdahalesini hem televizyonlarda, hem de sosyal medyada muhtemelen herkes görmüştür; bu utanç sahnesini tekrarlamanın gereği yok diye düşünüyorum.

Her ne kadar bazıları; “Polis, Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum” diye methiyeler düzse de sadece görevini layıkıyla yapan şerefli polisimiz için değil, aynı zamanda Türk milleti için de utanç vesikasıdır.

Ancak daha da tehlikeli başka bir durumla karşı karşıyayız…

Yerlerde sürüklenen, coplanan çarşaflı ve başörtülü kadınlar, insanlar…

Başörtülü bir kadın polis, elinde copla, yine başörtülü kadınlara şiddet uyguluyor.

Özellikle İslâmî hassasiyeti olan bazı çevreler feryadı figan ediyor; “Biz senin başörtülü olarak polislik yapabilmen için o kadar mücadele ettik. Niçin başörtülü bir kadına vuruyorsun?”

Tersinden okununca; başörtülü olmayan, bizim gibi giyinmeyenler veya düşünmeyenlere vurabilirsin? Bu mu demek oluyor?

Copu vuran polis başörtülü olmamış olsa vurması serbest miydi?

Ne yazık ki, hâlâ daha şu utanç verici durumdan kurtulamadık…

Zulme uğrayan insanın başörtülü olup olmamasının bir önemi var mı?

Kanun kural tanımayan, insanlara copla vuran polis, başörtülü veya başı açık olmuş neyi değiştirir?

Sonuçta hepsi insan; bırakın başı açık veya örtülü olmasını…

Sadece insanlar değil, canlı bir mahlukat bile zulme uğradığında ayağa kalkamıyorsak kendi insanlığımızı ve vicdanımızı sorgulamalıyız…

Zulmü yapan her kim olursa olsun, cezasını veremiyorsak; devletin gücünü ve adaleti tekrar tekrar sorgulamalıyız…

Dün devletin gücünü kullanan birileri, bir yerlerden de destek alarak insanlara zulmettiler, hapse attılar, ölümüne sebep oldular…

O dönemlerde baş tacı edilen birilerinin ülkemizin başına nasıl çorap ördüğünü hepimiz gördük, çok acı tecrübelerle yaşadık.

Bugün de eğer zulmedenlere karşı çıkmazsak; sen şöylesin, sen bizden değilsin kafasıyla zulme uğrayanlara destek vermezsek…

Zulmedenleri alkışlarsak, alnından öpersek…

Zalimleri başımıza taç yapmış oluruz.

Sadece polis değil, siyasetçisinden sade vatandaşına kadar kim kural dışına çıkarsa; kim hukuka aykırı eylemde bulunursa; kim kamu gücünü kullanarak insanlara zulmederse, şiddet uygularsa; hukuk önünde hesap vermeli ve hukuk içinde cezalandırılmalı…

Türk devleti gücünü zalimlere karşı göstermelidir.

Kural tanımayanların alnından öpmek sadece zulmü artırır…

O zulüm ve adaletsizlik yarın öbür gün hepimizi vurur.

*****

Asıl cesaret budur!

Hikaye bu ya, ülkenin birinde karacıların komutanı tatbikat sırasında bir asker çağırmış.

Asker; “Emret komutanım” diyerek yanına gitmiş.

Komutanı askerden yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek şöyle der:

- İşte cesaret!

Havacıların komutanı da bir asker çağırmış. Asker; “Emret komutanım” diyerek komutanının yanına gitmiş.

Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış. Daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş, asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğerlerine dönerek; “İşte cesaret” demiş.

Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve “Emret komutanım” demiş. Komutan askere emreder:

- Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma!

Asker denize atlamak yerine komutanına; “Hadi lan” der…

Komutan diğer komutanlara dönerek şöyle der:

- İşte asıl cesaret bu!

*****                 

TEBESSÜM

Güvenli iş

Üç ayda beşinci işini değiştiren adam son girdiği şirkette depo görevlisi olarak çalışmaya başlamış.

İlk haftanın sonunda yükleme yapılırken adam kullandığı yükleyicinin kontrolünü kaybederek bazı malların zarar görmesine neden olmuş.

Bunu gören patron adama, zararın tazmin edilmesi için her ay maaşının yüzde onunun kesileceğini söylemiş.

Adam bunu duyunca gülmeye başlamış. Patron şaşkın, adam sormuş:

- Ne kadar sürer bu zararı karşılamam sizce?

- Yaklaşık 8 ay sonunda zararı kapatmış olursun.

- Çok güzel. Nihayet sürekli ve güvenli bir iş bulabildim!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

En tehlike insanlar yarı deliler ve yarım akıllılardır.

Goethe