Eskiden sadece elektrik çarpardı, şimdi elektrik faturaları çarpıyor.

Şanlıurfa’da bir çiftçiye bir aylık 1 milyon 146 bin lira elektrik faturası geldi.

Çiftçi, elektrik faturasını siyasi parti genel başkanına göstererek dert yandı.

Çiftçiye müjdeyi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verdi!

Elektriğe 1 Eylül’den itibaren konut ve tarımsal faaliyetler için yüzde yirmi 20, hizmet sektörü için yüzde 30, sanayi için yüzde 50 zam yapıldı.

Çiftçi aynı miktar elektrik tüketirse 1 milyon 146 bin lira yerine 1 milyon 375 bin 200 lira ödeyecek.

Sadece elektrik değil, doğalgaza da zam yapıldı. Doğalgazda konutlar için yüzde 20,4, sanayi için ise yüzde 50,8 oranında fatura kabaracak.

Konutlara az geldi diye teselli aramayın, sanayi için yapılan zam da bizim cebimizden çıkacak.

Sanayici veya üretici maliyeti cebinden karşılamayacak. Üretim maliyetinin artması, tüketim fiyatlarına yansıyacak. Haliyle bize zam olarak gelecek.

1 milyon lira elektrik faturası ödeyen bir çiftçi nasıl üretim yapacak? Sadece elektrik mi, gübre ve mazot fiyatları da üçe dörde katlandı. Yevmiyeler en az ikiye katlandı.

Bu şartlarda çiftçi nasıl ekim yapacak? Faraza ekim yaptı, maliyetini nasıl kurtaracak? Üstüne kârını da ekleyince sebze meyve fiyatları uçacak…

Nakliyeyi, hal ve manavın kârını, vergisini de ekleyin…

Her şeyin maliyeti bu kadar pahalı iken aracıları suçlamak çare olacak mı?

Antalya’dan bedava domates alın, kamyonla İstanbul’a getirip satmayı deneyin…

Kilosunu 5-6 liradan aşağı mal edemezsiniz…

Her şeyin maliyeti bu kadar artmışken domatesin kilosu yaz ortasında niçin 10 liradan aşağı düşmüyor diye hâlâ merak ediyor musunuz?

Yerli üretici ve çiftçiye destek olmak yerine tarımdan su ürünlerine kadar birçok şeyin gümrük vergileri sıfıra çekiliyor.

Tarlalar boş, çiftçi ekemiyor, maliyet kurtarmadığı için sanayicinin makineleri çalışamıyor…

Sanayiciye, çiftçiye destek olmak yerine her gün elektriğe ve doğalgaza zam yapılarak işleri zorlaştırılıyor.

Venezuela’da tarım arazisi kiralayarak, Afrika’dan balık ithal ederek ülke ekonomisini kurtarmaya çalışıyorlar!

Yerseniz!

*****

Sahilde balık avı

Bir zamanlar küçük bir sahil köyünde oturan bir işadamı varmış.

Günlük programının yoğunluğunda kısa bir mola vererek sahilde otururken, küçük bir tekneyi kürekle limana getiren bir balıkçı gördü. Teknede birkaç büyük balık vardı.

Etkilenen işadamı, balıkçıya “Bu kadar çok balığı yakalaman ne kadar sürer?” diye sordu. “Ah, o kadar uzun sürmedi” diye cevapladı balıkçı.

İşadamının kafası karıştı, balıkçıya sordu:

- Daha fazlasını yakalamak için neden daha uzun süre balık tutmuyorsun?

- Bu kadarı, tüm ailemi beslemek, hatta bazılarını komşularıma sunmak için yeterli.

- Peki günün geri kalanında ne yapıyorsun?

- Genellikle sabahın köründe balığımı yakalarım, bu noktada eve gider, karımı öper ve çocuklarımla oynarım. Öğleden sonra, biraz kestiririm ve okurum. Akşam arkadaşlarımla bir şeyler içmek, gitar çalmak, şarkı söylemek ve geceye kadar dans etmek için köye gidiyorum!

Girişimci şapkasını takan işadamı bir öneride bulundu:

- İşletmede doktoram var! Çok daha başarılı olmanıza yardımcı olabilirim. Şu andan itibaren denizde daha uzun zaman geçirmeli ve mümkün olduğunca çok balık tutmalısın. Yeterince para biriktirdiğinizde, daha da fazla balık yakalamak için daha büyük bir tekne satın alın. Oradan yakında daha fazla tekne satın alabilecek, kendi şirketinizi kurabilecek, balık avlamak ve dağıtımı kontrol etmek için bir üretim tesisi kurabilecek ve diğer şubelerinizi kontrol etmek için şehre taşınabileceksiniz.

Balıkçı, “Ya ondan sonra?” diye sorar.

İşadamı gülümser:

- Bundan sonra krallar gibi yaşayacak, şirketini halka açabilecek, hisselerini halka arz edebilecek ve zengin olabileceksin!

- Ondan sonra?

- Bundan sonra emekli olabilir, deniz kenarında bir eve taşınabilir, sabah erken kalkıp balığa çıkabilir, sonra eve dönüp çocuklarınızla oynayabilir, karınızı öpebilir, öğleden sonra biraz kestirebilir ve arkadaşlarınıza katılabilirsiniz. Köyde içmek, gitar çalmak ve gecenin içinde dans etmek!

Şaşıran balıkçı gülümser:

- Ama zaten yaptığım şey bu değil mi?

*****

TEBESSÜM

Karpuz

Bir karpuz tarlası olan çiftçi, her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Epey düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi.

“Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!”

Ertesi akşam karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını kontrol ederek, eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti.

“Şimdi o karpuzlardan iki tane var!”

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Herkesin üç kişiliği vardır; ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.

Alphonse Karr