Sam Amca'nın uzun zamandır pişirdiği Rakka harekâtı başladı. Amerika askerlerinin eğitim verdiği, savaş stratejisini planladığı Demokratik Suriye Güçleri adı verilen grup Rakka'da adım adım ilerliyor. Grubun adı her ne kadar Suriyeli muhaliflerden oluştuğu izlenimi verse de, harekat ABD-YPG işbirliğiyle yapılıyor. IŞİD'in başkent ilan ettiği Rakka'yı bu örgütten geri almak için savaşan kuvvetlerin başında YPG'nin kadın militanlarından Rojda Felat var. Yardımcısı da Arap grubun lideri Ebu Feyad. Rojda Felat, PKK'nın içinde uzun süre savaşmış bir militan. Tıpkı bizim Bahoz Erdal olarak adını duyduğumuz Suriyeli Fehman Hüseyin gibi Türkiye'ye dönük birçok eylemde yer almış, Bekaa Vadisi'nde başladığı gerilla eğitimini Kandil'de sürdürmüş bir kadın savaşçı.
Suriye'de, Türkiye'nin "terör örgütü" ilan ettiği YPG, IŞİD'le kara savaşını "gerilla" usulü değil, "kara birlikleri" düzeninde sürdürüyor.
Rojava ve Kobani'de IŞİD'e karşı verilen şehir savaşlarından çok farklı bir düzende yürütülüyor bu harekât. Bir anlamda, Şam yönetimiyle de dirsek teması devam eden Suriyeli Kürtler, YPG'yi bu savaşla "düzenli kara ordusu" olarak da dizayn ediyor.
* * *
IŞİD'e karşı ilk kara harekâtını başlatan YPG'yi, geçen hafta ABD'nin önemli askeri isimlerinden Joseph Votel ziyaret etmiş, Rakka harekât planı üzerinde son rötuşlar yapılmıştı. ABD, uzun süredir YPG güçlerini silahlandırıyor, Kobani ve Rojava'da savaş pratiği kazanan militanlara düzenli ordu eğitimi veriyor. İdeolojik olarak yakınlık duydukları Ruslar da YPG'ye silah ve mühimmat desteği vermiş, bunu da "IŞİD'e karşı destek" olarak izah etmişlerdi.
Yani, Suriye'de çıkar çatışması halindeki iki süper gücün desteğini almayı başarmıştı YPG.
ABD'li komutan Joseph Votel, tam iktidarın kabine değiştirmesi sırasında Ankara'yı da ziyaret etmiş, muhtemelen Rakka harekatı konusunda Türkiye'nin pürüz çıkarmamasını istemişti.
IŞİD'in başkenti Rakka'da savaş devam ederken, Barzani kuvvetleri de Musul'u geri almak için yaptığı hazırlıkları hızlandırdı. Amerikan askerleri uzun süredir Peşmerge'yi Musul savaşına hazırlıyor. Barzani güçlerini eğitmek için Başika'da kamp kuran Türk birlikleri, Bağdat'la çıkan krizde ABD'nin Türkiye'yi yalnız bırakması sonucu Kuzey Irak'ın başka bir bölgesine çekilmişti.
Her ne kadar muhtemel Musul harekatı, "Şehrin yeniden Irak topraklarına katılması için yapılacak" denilse de, Irak'ın işgalinin ardından yaşanan gelişmeler bunun pek gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.
ABD'nin Irak'ı işgalinin ardından "özerklik" kazanan Barzani güçleri, Musul ve Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmişti. Türkiye'nin Lozan'da "misakı milli sınırları içerisinde" gösterdiği ve konuyu Milletler Cemiyeti'ne kadar taşıdığı, Türkmenlerin varlığını Ankara Antlaşması ile tescillediği Kerkük, tapu ve nüfus kayıtlarının yakılmasının ardından "Kürt şehri" ilan edilmişti.
* * *
Türkmenleri kendi içinde bölen, ambargolarla, okullarını kapatmakla "böl ve yut" politikasını 10 yılı aşkın süredir sistematik olarak uygulayan ABD, petrol yataklarının bekçiliğini Barzani'ye bırakmak için gerekli alt yapıyı hazırladı. Türkmensiz bir Kerkük ve Musul için şimdi yapılacak son hamle; IŞİD'e karşı savaşı Barzani kuvvetlerinin kazanması ve bu toprakların Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ne teslim edilmesi.
Peşmergelerini büyük Musul harekatına hazırlayan Barzani, aynı zamanda Kuzey Irak bölgesinin "bağımsız Kürdistan" olması için referanduma da hazırlanıyor. Bağdat'ın karşı çıkması, ABD'nin "kerhen" de olsa "olmamalı" dediği bağımsızlık süreci için Barzani'nin uluslararası destek arayışı sürüyor.
Türkiye daha en başından bağımsızlık girişimine destek verdiği için, Barzani çok rahat.
Bağdat yönetiminin ise, bunu engelleyecek ne siyasi gücü var, ne de askeri gücü. Barzani'nin sattığı petrollerden payını bile almaktan aciz bir Bağdat var karşımızda.
Barzani, son yaptığı açıklamada, dört parçaya bölünmüş Kürdistan'ın özgürlüğü için Kuzey Irak'ın ilk adımı atmasının tarihi bir hamle olacağını söylüyordu. Bunu, PKK şefleriyle HDP'li siyasetçilerin destek açıklamaları takip etti.
IŞİD'in "para kaynağı" halindeki petrol kuyuları Musul, Kerkük ve Rakka'da bulunuyor. YPG'nin Rakka operasyonu devam ederken Peşmerge'nin Musul operasyonu da patlak verebilir.
Kısaca, ABD ve İngiltere eliyle "devletleştirilen" ayrılıkçı Kürt gruplar Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'deki hakimiyet alanını genişletiyor. Pozisyonlarını petrol kuyularıyla taçlandırıyor.
PKK da bu denklemin tam ortasında yer alıyor. Her ne kadar Nusaybin, Şırnak, Diyarbakır, Cizre planları tutmasa da PKK'nın YPG eliyle elde ettiği pozisyon, Kandil'i de garanti altına alıyor.
Türkiye kongreleri konuşurken, etrafımızda yakılan ateşte pişirilen demirci Kawa'nın çocukları daha devlet kurmadan "düzenli ordu" sahibi oluyor.
İyi mi oluyor, kötü mü oluyor buna siz karar verin...