1 Gagavuzya O╠Êzerk Bo╠Êlgesi Giris╠Ği-1Gagavuzya Özerk Bölgesi girişinde Gökhan, Ahmet, Selçuk ve Sinan ile

GAGAVUZYA: HAYAL KIRIKLIĞI…

Gagavuzya Özerk Bölgesi’ne girişte bir sınır uygulaması ile karşılaşmadık. Sadece bölgeye girdiğimizin anlaşılması için “Gagavuzya” yazısı ve bayrakları konulmuş. Burada bir fotoğraf çekmeyi ihmal etmedik. Kişinev-Komrat arasındaki yolun her iki tarafına belli aralıklarla ceviz ağaçları dikilmiş. Bunların, Çernobil’deki nükleer santralde 1986 yılında meydana gelen patlama sonrası dikildiğini öğrendik. Nedeni ise ceviz ağacının salgıladığı sülfür gazının ozon tabakasını tamir etme özelliğiymiş. Yani facia sonrasının onarımını üstlenmiş bu ağaçlar. Devletin diktiği ağaçların ürünlerini de devlet topluyormuş. 

4 Atatu╠Êrk Bu╠Êstu╠Ê (4)

Mustafa Kemal Atatürk büstü

Gagavuzya’nın nüfusu yaklaşık 170 bin. Bunun yaklaşık 26 bini başkent Komrat’da yaşıyor. Ülkenin çoğunluğu Gagavuz Türklerinden oluşuyor. Ancak diğer etnik kimlikler gibi, Gagavuz Türkleri de Ortodoks Hristiyan. Gagavuzya tarih içerisinde çok el değiştirmiş. Yakın tarihte ise Osmanlılar, Romanya ve son olarak Rusya’nın kontrolü altına girmiş. SSCB’nin dağılması ile Moldova’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olmuş.
Gagavuzya benim en çok görmek istediğim yerlerden birisiydi. Çünkü okuduklarımdan, Avrupa’da Türklüğünü ve dilini muhafaza edebilen bir halk olduğunu biliyordum. Bu da beni heyecanlandırıyordu. Ancak başkent Komrat’a girdikten, levhaları gördükten ve gençlerle konuştuktan sonra büyük hayal kırıklığına uğradım. Aslında bölgede 3 dil, resmi dil olarak kabul ediliyor. Romence, Gagavuzca (yani Türkçe) ve Rusça. Resmi dairelerin dışına bu 3 dille açıklamalar koyuyorlar. Ancak halk içerisinde Gagavuzca çok kullanılmıyor. Hatta okullarda Gagavuzca eğitim dili olmaktan çıkartılmış. Bu da bana göre en fazla 2 kuşak sonra Gagavuzcanın tamamen unutulması demek. Dili olmayan millet de olamaz. Gençlerden çok azı Gagavuzca konuşuyordu. Onlara sorduğumda da bir şekilde Türkiye ile bir bağlantıları olduğunu gördüm. Bağlantısı olmayanlarda Türkçe yok denecek orandaydı. Sonuçta Gagavuz halkı, kendi dillerini yani Gagavuzcayı konuşmuyor diyebilirim çok rahatlıkla.

2 Kara At-1Komrat’ta şehrin simgesi Kara At sembolü

KOMRAT

Neyse bu benim için son derece sıkıcı olan konuyu bir tarafa bırakalım ve başkent Komrat’a gelelim. Komrat, ismini Kara At’dan almaktaymış. Burası küçük bir köy iken, köyde bulunan siyah renkli bir atın şehir efsanesi haline getirilmiş bir hikayesi oluşmuş. Halk da bu Kara At’ı çok benimsemiş ve köye bu ismi vermiş. Zamanla kullanım, Kara At’dan, Komrat’a dönüşmüş. Komrat da bir süre sonra gelişerek şehir olmuş. Kara At simgesi şehrin birçok yerinde kullanılıyor; taklarda, banklarda, şehrin isminin geçtiği yerlerde v.s.

Şehirdeki en önemli yapılardan birisi 1823 yılı yapımı biten Aziz John Katedrali. Güzel bir parkın içerisinde yer alan Katedral, bilinen Ortodoks şatafatı ile süslenmiş. 

Katedralin karşısındaki araç trafiğine kapalı yol, ortası havuz her iki kenarı ise önemli isimlerin büstleri ile donatılmış. Büstlerden birisi Süleyman Demirel’e ait. Demirel, yolun bir tarafında bulunan üniversitenin yapımına destek olmuş. Demirel’in büstünün yanında Azerbaycan’ın ulu önderi Haydar Aliyev’e ait bir büst bulunmakta. Ayrıca çok sayıda dünya lideri ile Moldova’nın siyasi ve kültürel isimlerinin büstleri de burada yer alıyor. 

3 Aziz John Katedrali (2)

Aziz John Katedrali

Bölgeye çok yakın bir yerde TİKA’nın bir merkezi var. Merkezin bahçesinde Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bir büstü bulunuyor.
Komrat’ın en işlek caddesinde gezinirken, bir Lenin heykeline rastladık. Moldova’da bulunan 2 Lenin heykelinden birisi buymuş. Moldova’nın birçok yerinde olduğu gibi Komrat’da da Afganistan şehitleri anısına bir anıt dikilmiş. SSCB döneminde Ruslar, tüm cumhuriyetlerden olduğu gibi Moldova’dan ve dolayısıyla Gagavuzya’dan da çok sayıda askeri Afganistan savaşında muhabere alanına sürmüş. Bunlar adına anıt diktirmeyi ihmal etmemiş(!)

Komrat’da aldığımız yemekte, “Gagavuz halkının yemek kültürünü tanıma şansı bulduk” demek isterdim ama daha çok dünya yemekleri vardı.

5 Bes╠Ğelma Tarih Ve Etnog╠Årafya Mu╠Êzesi (2)Beşelma Tarih ve Etnoğrafya Müzesi’nde yetkiliyle

BEŞELMA KÖYÜ

Komrat’a çok yakın mesafede bulunan Beşelma Köyü’ndeki, kuruluşu 1969’a dayanan Tarih ve Etnoğrafya Müzesi, bizim için Gagavuzya’daki en bilgilendirici ziyaret yeri oldu. Bunun en önemli nedeni, oradaki yetkili Gagavuz Türkü kadınlardan birinin, bize Gagavuzların ve bölgenin tarihi ile ilgili müzede bulunan 55 bin eser ile ilgili doyurucu açıklamalarıydı. Ataları, Orta Asya’dan yani Gökoğuzlardan gelen Gagavuzlar, zamanla farklı isimlerle anılarak en son Gagavuz ismine kavuşmuşlar. Şamanlıktan, Hristiyanlığa geçiş öyküleri de müzede belgelerle açıklanmış. Tarihteki yaşamlarının Anadolu insanının köy yaşamına benzerliği dikkatimi çekti. İsimler ve kelimeler hemen hemen aynıydı. Müze görevlisi kadının Gagavuzca konuşması benim Gagavuzya’da en hoşuma giden husus oldu.

Müzenin hemen yanında bir kilise bulunuyor. Ayrıca bir de Afganistan şehitleri için dikilmiş bir anıt. 

Komrat’da da göremediğim yerler oldu. Bunlar içerisinde Yerel Tarih Müzesi (Beşelma’daki müze bizi yeterince doyuma ulaştırmıştı.) Beşelma Şelalesi, Huntuşti Karstik Mağarası gibi yerler bulunuyor.