Avrupa’nın iki büyük e-ticaret devi Zalando ve ABOUT YOU, Temmuz 2025’te birleşerek moda perakendesinde dijital çağın yeni dinamiğini kurdu. Bu gelişme, kıtanın moda alışkanlıklarını dönüştürmeye aday bir adım olarak görülüyor. Artık binlerce marka, tek bir sistem altında hem tüketiciye ulaşabilecek hem de veri odaklı teknolojilerden yararlanabilecek.
Birleşmeyle birlikte sunulan teknik destek, hızlı lojistik ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi gibi çözümler sayesinde alışveriş yalnızca bir işlem değil, stil yolculuğuna dönüşüyor. Özellikle bağımsız tasarım markaları için bu yapı, daha önce ulaşmaları mümkün olmayan pazarlara erişim anlamına geliyor.
Bu ittifak, sadece satış değil, yaratım sürecini de dönüştürüyor. Moda artık yalnızca ne tasarladığınız değil, nasıl sunduğunuzla da şekilleniyor. Dijital vitrinler, fiziksel mağazaların yerini alırken stilin dili evrilmeye devam ediyor.
Pistten sokağa
Balenciaga ve Puma’nın ortaklığıyla doğan Speedcat 2K25 koleksiyonu, sokak modasını yarış pistlerinin heyecanıyla buluşturuyor. Koleksiyonun merkezinde, Formula 1’in dinamik havasını yansıtan tasarımlar yer alıyor. Aerodinamik formlar ve teknik malzemelerle yaratılan bu parçalar, sportif şıklığın yeni tanımını sunuyor.
Özellikle sneaker tasarımlarındaki agresif çizgiler, aşınmış yüzey efektleri ve kalın tabanlarla hem güçlü hem de çarpıcı bir görünüm elde edilmiş. Puma’nın atletik geçmişi ile Balenciaga’nın deneysel tarzı arasında kurulan denge, koleksiyona farklı bir kimlik kazandırıyor.
Bu koleksiyon, fonksiyonellik ile modanın giderek daha sık kesiştiğini gösteriyor. Sadece giyilebilir ürün değil, bir yaşam tarzı önerisi sunuyor. Tasarımların her biri, bir duruşu ve bakışı temsil ediyor: hızla değişen dünyaya ayak uydurmanın şık yolu.
Lüksün karanlık yüzü
İtalyan lüks markası Loro Piana, Temmuz 2025’te İtalya’daki bir mahkeme kararıyla yargı denetimi altına alındı. Gerekçe oldukça ciddi: fason atölyelerde yasa dışı çalıştırma ve işçi sömürüsü. Yıllardır “sessiz lüks” anlayışıyla özdeşleşen marka için bu iddialar, büyük bir prestij kaybı anlamına geliyor.
Yapılan denetimlerde bazı işçilerin haftada 90 saate kadar çalıştırıldığı ve günde sadece birkaç euro kazandığı ortaya çıktı. Bu durum, moda dünyasında etik üretimin gerekliliğini bir kez daha gündeme taşıdı. Kumaş ne kadar kaliteli olursa olsun, arkasındaki insan emeği adil değilse ürün anlamını yitiriyor.
Bu olay, sektördeki tüm markalar için bir dönüm noktası olabilir. Lüks artık sadece materyal değil; adalet, şeffaflık ve insan onuru ile tanımlanmalı. Moda endüstrisi, üretimin görünmeyen yüzünü görünür kılmak zorunda.
Sürdürülebilir tarz
Londra merkezli moda girişimi Sojo, Temmuz 2025’te Paris’te ilk uluslararası mağazasını açarak sürdürülebilirliğe dair somut bir adım attı. Giysi tamiri ve kişiselleştirme hizmeti sunan bu konsept, gardıroplara yeni kıyafet eklemek yerine, eldeki parçalara değer katmayı hedefliyor.
Paris gibi modanın kalbinde bu adımın atılması, sembolik bir anlam taşıyor. Fransa’nın yürürlüğe koyduğu onarım teşvikleriyle desteklenen bu model, kıyafetlerin ömrünü uzatmayı hem ekonomik hem çevresel bir kazanım haline getiriyor. Onarılan her parça, yeni bir hikâyeye dönüşüyor.
Bu yaklaşım, geleceğin moda anlayışını işaret ediyor: yeni üretmek yerine, var olanı korumak ve dönüştürmek. Stil sahibi olmak, artık daha az tüketmekle ve daha bilinçli tercihler yapmakla da mümkün. Sojo, bu anlayışın güçlü bir temsilcisi haline geldi.
