Dünkü yazımda Cumhuriyet sayesinde ilk türkü derleme çalışmasından söz etmiştim. İkinci olarak türkü ve halk oyunu derleme çalışmaları 1926'da İstanbul Belediye Konservatuarı tarafından sürdürülmüştü. 1926-1929 yıllarındaki derleme gezilerinin ardından 1937 ve 1938 yıllarında iki büyük gezisi yapılmıştı. Daha sonra içlerinde Muzaffer Sarısözen'in de bulunduğu heyetlerin gezileri 1953 yılına kadar sürmüştü. On bin civarında türkü derlenmişti. İki bini Muzaffer Sarısözen tarafından notaya alınarak Yurttan Sesler programlarıyla yurda yayılmıştı.

Halkın musikisi, halkın destanı, halkın şiiri dar çevrelerden çıkmış, bir definenin toprak altından çıkarılması gibi, gün yüzü görmüş, geniş kitleler tarafından  sevilmişti.  Halk türkülerinin derleme ekipleri, yalnız türkü derlemekle sınırlı kalmamış, hayatta olmayan yüzlerce halk ozanı ve eserleri keşfetmiş, yine yüzlercesiyle derleme ekipleri yüz yüze görüşme imkânı bulmuştu. Bunlar Türk halk edebiyatına kazandırmıştı. Derlemeler "âşıklık geleneği"nin yaşatılmasında teşvik unsuru olmuştu.

1927 yılında Türk Halk Bilimi Derneği kurulmuştu. Halk Bilgisi Mecmuası ve Halk Bilgisi Haberleri" dergileri çıkmaya başlamıştı. Cumhuriyet döneminde çıkan dergiler, halk bilimiyle birlikte halk edebiyatı'nın gelişmesine, yayılmasına katkı sağlamıştı.

Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün kurdurduğu Türk Dil Kurumu,  "Halk Ağzından Derleme Dergileri", "Derleme ve Tarama" sözlükleri yayınlamaya başlamıştı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde Pertev Naili Boratav öncülüğünde "Halk Edebiyatı" ve "Halk Bilimi" konularında ders verilmeye başlamış, bu dersler 1949'dan sonra kürsü olmuştu.

1932 yılı folklor ve halk edebiyatımız açısında önemli bir yıl olmuştu. Bu yılda  Atatürk'ün isteği ile açılmaya başlanılan  Halkevleri, araştırma ve derlemelere ortam  sağlamıştı. Bu atılım, 1951'e kadar sürmüştü. Halkevleri, halk şairlerinin ve diğer sanatçılarının nefes alıp verdiği yerlerdi. Başta halk edebiyatı olmak üzere Türk Folkloru'na ilişkin çalışmalar araştırmalar, derlemeler,  halkevlerinin çıkardığı dergilerde ve kitaplarda yer almıştı.

Halkevleri Genel Merkezinin yayınladığı Ülkü dergisi, bir okul işlevi görmüş, Anadolu'nun dört bir yanında yapılan derlemlere yer vermiş, onlarca Halk Şairi, şiirlerini bu dergide yayınlatmak ve adlarını duyurmak imkânı yakalamıştı.

Ülkü dergisi 1933 yılının Şubat ayında yayın hayatına başlamıştı. 1950'nin Ağustos ayına kadar aralıksız 17 yıl birbirini izleyen üç ayrı dizi olarak yayınlanmıştı.

Ülkü'nün ilk sayısında Atatürk'ün el yazısıyla yazdığı ve  23.1. 933 tarih ve Gazi M. Kemal imzalarını taşıyan şu sözler yer almıştı:

"Ülkü" ye:

Ülkü'den öz ülkümüzü yayma yolunda kutlu verimler beklerim"

Halkevlerinin şubelerinin yayınladıkları dergiler ve kitaplar da önemliydi.

Sivas'tan örnek verebiliriz:

24 Şubat 1933 günü açılan Sivas Halkevi, 1936 yılı Mayıs ayından itibaren Ortayayla adında bir dergi çıkarmaya başlamıştı. Dergi, 17. sayısından itibaren adını değiştirmiş "4 Eylül" olmuştu. 4 Eylül dergisi, 31 Mart 1942 tarihinde 51. sayısını yayımladıktan sonra kapanmıştı. Sivas Halkevi Dil, Tarih ve Edebiyat Kolu Kadri Özyalçınn ve Kemal Gürpınar gibi öğretmenlerin Şarkışlalı Serdari, Kangallı Ruhsati, Minhaci gibi birçok kitaplarını yayınlamıştı.

Vehbi Cem Aşkun'un iki ciltlik Sivas Folkloru adlı eseri 1940 ve 41 yıllarında yayınlanmıştı. Eserin içeriğinde folklorun ilgi alanına giren konuların dışında Sivaslı şairlere, âşıklara da yer verilmişti. Sivas Halkevi Dil, Tarih ve Edebiyat Kolu'nun bir başka yayını ise 1948 yılında Vehbi Cem Aşkun'un "Sivas Şairleri" adlı çalışmasıydı.