Sık sık basında haberler çıkıyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşüldü, kabul edildi. Öğretmenlerin maaşlarına 1.000 lira ve 2.000 lira zam gelecek diye…

Haberlerde sadece öğretmenlerin zam alacağı anlatılıyor, içeriği ve hangi şartlarda zam alacakları konuşulmuyor.

Çoğu insan zaten haberin ayrıntısını okumuyor, başlıkta yazılanla yetiniyor.

“Öğretmenler yine zammı kaptı” algısı oluşturuluyor.

Gerçi kanun henüz Meclis’te kabul edilmedi…

İşin özü hiç de öyle değil. Aslında bahsedilen husus yeni de değil.

Öğretmenlik Meslek Kanununda getirilen öğretmenlik kariyer basamakları çok eski bir hikaye…

2005 yılında ilk kez öğretmenlik kariyer basamakları sınavı getirilmişti. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik 2005 yılından kalan bir uygulama.

Anayasa Mahkemesi 2009 yılında uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için getirilen kontenjan sınırlamasını iptal etti. Yeni bir düzenleme yapılabilmesi için iptal hükmünün bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.

Ancak o düzenleme yaklaşık 15 yıl geçmiş olmasına rağmen bir türlü yapılmadı.

Şimdi bahsedilen uzman öğretmenlik, başöğretmenlik sınıflandırması eski hikayenin devamı…

10 yıllık öğretmenler uzman öğretmen olacak maaşı 1.000 lira artacak, 20 yıllık öğretmenler başöğretmen olacak maaşı 2.000 lira artacak iddiaları halkın ifadesiyle sadece şehir efsanesi…

Halen uzman öğretmen veya başöğretmen olanlar diğer öğretmenlere oranla maaşları zaten fazla alıyor. İlk kez bu unvanı alacak olanların da maaşı haliyle artacak.

Ancak asıl yanıltma şu; 10 yıllık bir öğretmene “hadi seni uzman öğretmen yaptık” denmeyecek…

Önce 180 saatten az olmamak üzere düzenlenen Uzman Öğretmenlik Eğitim Programını ve mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlayacak. Yetmedi kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayacak.

Yine yetmedi; yapılacak yazılı sınavda en az 70 puan alacak.

Başöğretmenlik işi daha da zor. Önce uzman öğretmen olacak, uzman öğretmenlikte 10 yılı dolduracak. 240 saatten az olmamak üzere eğitim programını tamamlayacak ve yapılacak yazılı sınavda en az 70 puan alacak.

20 yıllık öğretmenler başöğretmen olacak deniyor ya… Şu an 20 yıldan fazla hizmeti bulunan öğretmenlerin başöğretmen olma ihtimali fiilen mümkün değil.

Yasa çıkacak, eğitim programını tamamlayacak, sınav açılacak, sınavı kazanacak ve uzman öğretmen olacak. Hadi hemen oldu diyelim. 10 yıl uzman öğretmen olarak kalacak, sonra da başöğretmenlik için sınava girecek.

Şu an 20 yıl hizmeti bulunan bir öğretmen bu şartlarda nasıl başöğretmen olabilecek?

İşler bu kadar arapsaçı ama veliler, hatta öğrenciler çoktan öğretmenlerle kafa yapmaya başladı bile…

Zammı kaptınız diye…

Şaka gibi…

*****

Az kuru

Üniversiteye yeni başlamıştı. Mühendislik okuyordu. Ekonomik durumu iyi değildi. Ailesinin imkanları kısıtlıydı, yeteri kadar para gönderemiyordu.

Çarşıda bir lokantaya girdi:

- Az kuru alabilir miyim?

Lokantacı hali anladı. Ağzına kadar dolu bir tabak kuru, bir de pilav getirdi.

Sadece az kuru parası aldı.

Talebe her gün “az” dedi; lokantacı “çok” verdi.

Okul bitti. Yıllar geçti. Talebe zengin bir mühendis oldu.

Aklına “az kuru” geldi. Atladı arabasına, okuduğu şehre gitti. Çarşıda lokantanın olduğu yere vardı. Baktı ki lokanta yok. Hemen komşu esnafa sordu:

- Buradaki lokanta nerede, sahibini nasıl bulurum?

Lokantanın kapandığını, amcanın da az aşağıda oturduğunu söylediler. Evini tarif ettiler.

Eski talebe, yeni mühendis gitti, evi buldu. Kapıyı çaldı. Amca kapıyı açtı.

“Buyurun” dedi. Talebe anlatır:

- Amca ben yıllar evvel burada okudum. Hep az istedim sen hep çok verdin.

Amca talebeyi hatırlamadı. O her talebeye öyle yapardı.

“Hatırlamadım oğlum, yıllar oldu” dedi.

Talebe:

- Burada oturuyorsun galiba, ev senin mi amca?

- Yok oğlum kira, hanım ve ben idare ediyoruz.

Talebe “Peki” dedi. Gitti, ev sahibini buldu. Evi satın alıp amcaya verdi. Üstüne hatırı sayılır bir miktar para da bıraktı.

Mahcup olan amca:

- Aman oğlum ne yaptın? Ne gerek vardı?

Talebe teskin eder:

- Amca senin az kurun olmasaydı ben aç yatar aç kalkardım. Büyük ihtimalle okulu bile bitiremezdim. Şimdi öyle zenginim ki! İnan benim sana verdiğim, senin bana verdiğinden daha değersiz. Sen hakkını helal et, o bana yeter.

Sarıldılar, ağladılar…

*****                 

TEBESSÜM

Sarhoş

Rusya’da sarhoşun biri içtiği içkilerin etkisiyle sokakta sızıp kalmış.

Uykusunda da “Diktatöre ölüm!” diye bağırmış.

Bunu duyan iki polis, sarhoşu tutup götürmüşler Stalin’in karşısına.

Stalin sorar:

- Kime diktatör dedin?

- Hitler için söyledim!

Stalin döner sarhoşu getiren iki polise:

- Peki sizin açıklamanız nedir yoldaşlar? Niçin ‘Diktatör’ dediğinde aklınıza ben geldim?

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.

Cenap Şahabettin