
Sayın başkan, kısaca kendinizi anlatırmısınız.
1969 yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimini Ahlat’ta tamamladım. Yurt dışında Kırgız Milli Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ile Türkiye Manas Üniversitesinde de öğretim görevlisi olarak görev yaptım. Yabancı yatırımcı işletmelerin oluşumunu sağladığı ve hukuki hizmetlerini verdiği Hukuk ve Avukatlık Bürosu’nun (MADİ Hukuk Yönetim Kurul Başkanlığını) yaptım. Manas Üniversitesi Maliye Bölümü ve Kırgız Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev aldım. Türk, Kırgız ve İş Adamları Birliği yönetim kurulu üyeliği, İş Konseyi Hukuk Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2009 yerel seçimlerden bu yana üç dönemdir Ahlat Belediye başkanı olarak hizmet ediyorum. Ayrıca 2 çocuk babasıyım.
Sayın Mümtaz Başkan, yerli ya da yabancı bir turist Ahlat’a niçin gelsin?
Ahlatın öncelikle tarihi ve kültürel geçmişi bulunmaktadır.
İsterseniz öncelikle geçmişten söz edelim. Ahlatın tarihi geçmişi merak edenler için oldukça önemli bir cazibe merkezidir.
Ahlat tarihi, milattan önce Hurilerle başlayan çok eski bir mirasın izlerini taşımaktadır.
Sümerler, Akatlar, Persler, Urartu, Doğu Roma, Bizans, MS: 641’den itibaren İslem ordularının feth ettiği bir yerdir. Sonra da; Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin izlerini taşımaktadır.
Ahlat, Anadıolu’nun İslamlaşma sürecinin başladığı dönem ve bu süreçte 122 sahabenin Ahlat’ta şehadettini görürüz. Bunlardan biri de Abdurahman hazretleridir. Bu detayı söylemekteki amacımız; Ahlatta var olan İnanç Turizminin tarihi zengin mirasının olmasıdır. Bütün İslam coğrafyasını ilgilendiren bu özelliği ile de Ahlat; pek çok terdeki Kubbetül İslam merkezlerinden biri ve en önemlisidir. Bu bakımdan Ahlat, Anadolu coğrafyasında bir.

Ahlat neden bir EN’ler şehridir?
“EN”dir. Anadolu’da Kubetül İslam markalı tek şehirdir AHLAT.
1018 yılında Büyük Selçuklu Devletinin, teklikelerden korunmak için emin ve güvenli belde olarak Ahlatı seçmeleri boşuna değildir. Ahlat bu bakımdan stratejik bir yerdir. Ahlat bu özelliği ile de incelenmesi gereklidir. Bin yıl önce Anadolu fetihlerinde strateji olarak kabul edilen yer olamsı bakımından Sultan Alpaslan’ın burayı seçmesi, değişmez yurdumuzun ilk başkendi özelliğini taşımaktadır. Anadolu Türk tarihinde Ahlat, ilk askeri üstür. Pek çok yönüyle bir açık hava müzesidir Ahlat. Kültürel mirasımız incelendiğinde bu surum daha da netleşmektedir. 1071’de Sultan Alpaslan’ın ilk otağını kurduğu yerdir Ahlat. Sunduk ve Afşin Beylerle birlikte bölgede düşmanın bütün varlığını ortadan kaldırdığını biliyoruz. Bizans’ı yok etti. Türk İslam Medeniyetini bu topraklarda hazırladı. 1071 zaferi ardından Türkler Anadolu’da kurulan en ihtişamlı medeniyet merkezi özelliğinide taşımaktadır Ahlat. Ahlat toplu Mezar taşları incelendiğinde; Orta Asya’da görülen Orhun-Yenisey gelenekinin örtüşen İslamlaşmış Türk kültürünün en büyük mezar taşlarının bulunduğu bir tarihi abide kendidir Ahlat. Bu alan büyük bir coğrafyada tarihin taçlanmış izlerini taşımaktadır. Bu anıt mezarlar, yalnız Türk-İslam medeniyetine değil, tüm insanlığın ortak kültürel mirası olarak dim dik ayakta durmaktadır. En büyük Türk İslam Meydan Mezarlığı olarak ayakta durmaktadır. Burada bulunan 9200 adet abide ile Türk milleti için kültürel gen havuzu oluşmaktadır. Açık hava müzesi özelliğini taşıya bir Ahlat’tan söz ediyoruz. Bu tarihi ve kültürel mirası iyi değerlendirmek gereklidir.
Anadolu’yu bize yurt yapan bütün esnaf örgütlerinin izlerini Ahlat’ta görmek mümkündür. Ahilik ve Lonca diye bilinen esnaf kuruluşlarının ön yapılanmasıdır Ahlat. Ahilik, Fityan, Futuhat ve Fetiğ gibi sivil esnaf örgütlerinin Ahlat’ta ilk izleri bulunmakta ve bu köklü gelenek hala yaşatılmaktadır.
Anadoluyu Türkleştiren mimarinin ustalarınında izleri bulunmaktadır. Mama Hatun Külliyesi, Alaattin Keykubat Külliyesi, Sivas Divriği’deki külliyenin ustalarıda Ahlatlıdır. Kısaca Konya, Nğde, Kayseri, Erzurum, Erzincan, Van ve Ahlat’ta bulunan eser zenginliğinin mimarlarıda Ahlatlıdır. Bu aynı zamanda Devlet aklınında mimarları Ahlatta yetişmiştir. Burada yetişen ustalar Manısa ve Amasya gibi yerlerde de eserler yapmıştır. O zaman devletin bütün programı 1040 yılından itibaren Anadolu Selçuklu Devletinin de akil insanları Ahlat’ta yetişmiştir.
Ahlat olmasaydı Çanakkale, Edirne, İznik, İstanbul, Kars ve Anadolu bizim olmazdı. Be nedenle Ahlat, bir nevi dev çınar ağacının tuhumları ve meyveleride bizim olmazdı. Anadolu çınarının tohumudur Ahlat. Anadolu fetihi Ahlat’ta planlanmış ve şekillenmiştir. Selçuklu’dan sonra Kayı boyu burada şekillenmiştir. Adına devlet kurulan tüm Türk boyları Ahlat’ta yeşermiştir.
Devamı yarın…