Dünyanın 99 haline tanıklık eden yoleri gezgin derviş, modern seyyah rehberliğinde; merak edilen, keşfedilmeyi, tanıtılmayı ve belgelenmeyi bekleyen, farklı kültürler ve coğrafyalar için yollardayım, yeniden… Yolunuz ve bahtınız açık olsun canlar…

Şilili, bir dünya şairi olan PABLO NERUDA’dan, Nazım için ağıt:

“Nazım’a Bir Güz Çelengi”

“Neden öldün Nâzım?

Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız şimdi?

Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi

bir pınar bulabilecek miyiz bir daha?

Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız?

Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı, ateşle suyun birleştiği

Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözü pek bir sevinçle dolu?

Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler kazandırdın bana4tütüntarla

Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları

Bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar

Düşerlerdi orada, uzakta.

Yaşarken kendine seçtiğin

Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa.

Sana Şili’nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum

Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan

Halkların kavgasını ve kavgamı benim

Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...

Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım sensiz.

Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen

yüzünden yoksun dostluğumuzdan, bana ekmek olan,

rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan

Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle

Kuyu gibi kapkara zindanlardan

Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları

Ellerinde izi vardı eziyetlerin

Hınç oklarını aradım gözlerindeneruda-nazıma

Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin

Yaralar ve ışıklar içinde.

Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlanır

Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya

Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,

Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?

Teşekkürler, böyle olduğun için!

Teşekkürler o ateş için

Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca.”

Son…