Orhaniye’de ve Kızkumu’nun tadını çıkarınız

Balık ve her çeşit deniz ürünü başta olmak üzere, zeytinyağlı yiyecekler, dağ otları ve organik köy ürünleri, bölgenin temel beslenme alışkanlığıdır. Ege ve Anadolu mutfak kültürünün her çeşidi sizi beklemektedir… Tertemiz çam ormanlığının esintisi ve Hisarönü koyunun serin deniz rüzgarı, her bütçeye uygun lokanta ve konaklama yerleriyle; bir turizm cenneti olan Anadolu coğrafyasının eşsiz güzellikleri ve özellikleriyle büyüleneceksiniz… Bu zengin mirasta yaşadığınız için, kendinizi şanslı ve özel hissedeceksiniz, yeniden…

- Orhaniye’nin Cumartesi kurulan pazarı var. Pazara uğrayıp tazecik ürünlerden alabilirsiniz.

- Kaktüs inciri ya da mısır inciri de denilen yörenin eşsiz meyvesini tadabilirsiniz.

- Plajda yöresel ürünler satan yerlerden bal, kekik gibi doğal ve yöresel ürünler alabilirsiniz.

- Kızkumu’nda kurulu olan kafede deniz sonrası birşeyler yiyip içebilirsiniz.

- Bol bol yüzüp denizin keyfini çıkarabilirsiniz ve plajdaki kız heykeli ile fotoğraf çektirebilirsiniz.

- Tekne turlarına katılıp etraftaki adaları ve koyları keşfedebilirsiniz.

- Develer dikkatinizi çekecek, deveye binip keşif yapabilirsiniz.

- Martı Marina’ya gidip şık ve lüks bir yemek keyfi yaşayabilirsiniz.

- Kızkumu’nda tam karşıda bulunan Azra’s Bungalow Houses’da konaklama yaparak farklı bir tatil heyecanı yaşayabilirsiniz. Bungalow otel seçeneği de var, pansiyon ya da apart, tercih sizin.

- Buraya gelmişken Bozburun Yarımadası’nın keyfini yaşayıp ve yolunuzu uzatabilirsiniz. Bozburun Yarımadası enfes bir coğrafya, Selimiye Köyü ve Koyu da kesinlikle görülmesi gereken cennet köşelerden. Selimiye’ye giderseniz de Losta Tatlısı yemeden sakın dönmeyin.

Tüm bu güzellikleri yaşamanız için, size bu olanağı sunan UCPA Kampı’nda mola vermenizin tam zamanı… Akşam eğlencesinde, Datça’da uyuyan şair CAN YÜCEL’den, ağız dolusu gülerek şiir okumanın ayrıcalığını da yaşamayı unutmayınız…

Sıcak mı sıcak bir temmuz günü Marmaris garajından bindiğimiz Hisarönü köyü dolmuşlarından, 20 km sonra bir yol ayrımında indik. Kısa bir yürüyüşten sonra bir benzeri daha olduğunu işitmediğim UCPA Hisarönü Kampı’na ulaştık.

İsterseniz birazcık UCPA’dan söz edeyim… Fransız Gençlik Kampı olarakta bilinen ve merkezi Paris’te bulunan UCPA’nın açılımı: Açık Hava Sporları Merkezi Birliği. UCPA, Avrupa ve Akdeniz havzasında daha yoğun olmak üzere, ortalama 70 ülke ve 140 merkezde faaliyet gösteriyor. Son olarak Küba ve Dominik Cumhuriyeti’nde de merkezleri açılmış uluslararası bir kuruluş...

UCPA’yı varsıl insanların eğlendikleri, dinlendikleri, spor yaptıkları bir yüksek sosyete eğlencesi olarak da düşünebilirsiniz belki, ilk etapta ama aksine UCPA’nın kuruluş amacı oldukça ulvi, dayanışmacı, yardımlaşmacı ve kaynaştırıcı nitelikte. Spor turizminde de bir ilki gerçekleştiren UCPA, 16-40 yaş arası gençlerin sportif isteklerini, staj şeklinde karşılamak amacını güdüyor. Yurt dışındaki kampların kriterlerini bilmiyorum ama artık Türkiye’deki kamplardan yararlanabilmek için yaş da dahil hiçbir sınırlama getirilmiyor. Üye olmak ve etkinliklere katılmak için, sporsever ve sağlıklı olmanız yeterli.

UCPA ilk olarak 1965’te, Fransa Gençlik ve Spor Bakanı’nın girişimiyle, dar gelirlilere de maliyeti yüksek, malzeme donanımı gerektiren kayak vb. pahalı sporları tanıtıp uygulatmak niyetiyle 40 federasyon, dernek, 5 bakanlık ve halk tarafından yarı resmi bir dernek olarak kurulmuş. İlkin kayakla başlayıp binicilik, su sporları gibi dalların da eklenmesiyle yaklaşık 40 spor dalında etkinlik alanlarını genişletmişler. Fransa’ da açılan 200 spor merkezinden sonra taşraya ve nihayet de dünyaya açılmışlar.

UCPA'nın Fransız yöneticilerinin, Türkiye’de 1990’dan beri UCPA ile ortak faaliyet gösteren Kirkit Turizm’i bir anlamda taşeron olarak tercih etme öykülerini, Kapadokya bölgesinde ve Avanos’da da turistik çalışmaları olan Kirkit Turizm’in sahibi ve Türkiye’nin bir turizm ataşesi ve kültür temsilcisi gibi özveriyle çalışan Ahmet DİLER’den dinledik. Kirkit Turizm’in Avanos’taki at turu, dağ bisikleti, tracking, rafting gibi etkinliklerini izleyen Fransız yöneticiler, büyükelçilik vasıtasıyla, Türkiye’deki merkezleri işletmesi için, Ahmet DİLER’e öneride bulunmuşlar. Kapadokya’da balona ilk binenlerden biri olan Ahmet DİLER, Fransa’da bir TV programına katılıp şirketin faaliyetlerini anlatmış. Böylece, turizm aracılığıyla halklar arasında kültür, barış ve sevgi köprüleri kuran, alternatif turizmin öncülerinden Kirkit Turizm’in UCPA ile flörtü başlamış.

Etkinlikler Fransız monitörlerle (spor hocası) başlamış önce. Şimdi ise Türk monitörler çoğunlukta. Üniversiteler federasyonuyla işbirliği halindeler. Tam Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla bir protokol imzalanacakken hükümet değişince resmi bir nitelik kazanmaları bir başka bahara kalmış. Hisarönü Kampına her yıl 400-500 öğrenci geliyor. Oldukça ekonomik ve sporla iç içe, sağlıklı bir tatilin bedeli bu spor aktiviteleri dahil oldukça ekonomiktir.

Devamı haftaya…