Yüce Atatürk’ün Millet Mekteplerinin başöğretmenliğini kabul etmesi bile öğretmenlik mesleğinin yüceliğini gösteriyor.

9 Ağustos 2005 günü kaybettiğimiz Coşkun Ertepınar da Kayseri kökenli öğretmen şairlerimizdendi. Atatürk’ün Yüzüncü yılında yazdığı marşta şöyle diyordu:

Güzellikler üstüne güneş gibi doğansın,

Bilgi, inanç, ruh verip karanlığı kovansın.

Geleceğin güveni, geçmişten ders alansın,

Gece gündüz bu yurda göz nurunu sunansın.

 

Öğretmenlik kutsaldır, yüce varlık öğretmen,

Çocuk yurdun temeli, Atatürk Başöğretmen.

 İşte bu kadar. Uzun söze ne hacet var. Öğretmenlerimiz, yıllar boyu destanlar yaratmışlardır. Bu bir övgü değil, gerçeğin anlatımıdır. Öğretmen, kişiliğini, mesleğinin onurunu, saygınlıkla yürüten bir sevdalıdır. Sevdası, okuluna ve öğrencilerinedir. Halk bilimci, öğretmen yazar ve şairlerden Vehbi Cem Aşkun, Öğretmen adlı şirininde şöyle diyor:

Neyleyeyim çocuktan özge dünyayı,

Hileyi anlamaz, bilmez riyayı,

Onları sevmekte buldum sevdayı,

Öğretmek zevkimdir, okutmak aşkım.

 

Vatan bir bahçedir, çocuk bir çiçek,

Bu iki varlık da yarın gülecek

Yıllardır bu aşkla sağlandı gerçek.

Bu kutsal bahçede, benim bahçıvan.

Dünkü yazımda belirttiğim gibi, “Öğretmen, kişiliğini, mesleğinin onurunu, saygınlıkla yürüten bir sevdalıdır. Sevdası, okuluna ve öğrencilerinedir.”

Ceyhun Atuf Kansu,  Okulun yıkılan duvarının altında kalan köy öğretmeni Şefik Sınık’ın son sözlerini yazmış: “Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin." demiş hayata gözlerini yumarken Şefik öğretmen.

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçeklerini getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,

Kaderleri bana benzeyen,

Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları

Geniş ovalarda kaybolur kokuları...

Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri

Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,

Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini

Bacımın suladığı fesleğenleri,

Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,

Avluların pembe entarili hatmisini,

Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,

Aman Isparta güllerini de unutmayın

Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.

Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

Ben bir Bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,

Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,

Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Baharda Polatlı kırlarında açan,

Güz geldi mi Kop Dağına göçen,

Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,

Muş ovasından, Ağrı eteğinden,

Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden

Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,

Eğin türkülerinin içine gömün beni.

 

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

En güzellerini saymadım çiçeklerin,

Çocukları, öğrencileri istiyorum.

Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,

Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,

O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.

Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,

Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

 Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,

Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,

Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,

Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,

Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,

Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,

Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

 ………….

 Sevgili dostlar, yarınki yazımda da öğretmene bir başka açıdan bakmak isteyeceğim. Geleneklerimizde, göreneklerimizde, inanç dünyamızda öğretmene verilen önemden söz edeceğim.