Ferhat kanalı yapım tekniği

Ferhat Su Kanalının; Helvacı Mahallesi, Cezaevi mevkiinden Eski Sanayi (Kibrithane) mevkiine kadar görsel olarak izlenilen yaklaşık 6 km’lik kısmın büyük bir bölümü, şehir yerleşkesinin altında tünel şeklinde devam etmekte, görsel olan kısmı ise kireç kayalarından oluşan ve Ferhat Dağı olarak bilinen dağın doğu eteklerinde, Amasya-Tokat Devlet Karayolu`na parelel olarak yer kıvrımları çizilerek şehre doğru uzanmaktadır.

Kazı ve temizleme çalışmalarında moloz, taş ve diğer atıklarla dolu olan ve görsel kısımlarının yer aldığı Ferhat Arası Mevkiindeki 675 metrelik kısımda temizlik ve kazı çalışması yapılmıştır. Kazı çalışmalarına başlamadan önce GÜ Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Işık Aksulu ve Gediz Urak tarafından rölöveleri çıkarılmış, 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Ferhan Karaer tarafından bitki çeşitleri tespiti yapılmıştır. Yine kanalın kaya, sıva ve harçlarının kimyasal analizleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Müdürlüğü, jeolojik analizleri ise jeolog Karahan Ökseloğlu tarafından yapılmıştır. Yapılan analiz ve kazılar neticesinde; kireç taşı ana kaya bloğu üzerine su terazisi sistemine göre antik Amasya kentine doğru Yeşilırmak Nehri’nde olduğu gibi menderes yaparak şehre girdiği anlaşılmaktadır.

Kanalın kireç taşına oyulan kısımlarının genişliğinin ortalama 87-97 cm genişliğinde, kanalın tonoz dahil iç yüksekliğinin 120 cm olduğu, iç zeminden 80 cm. yükseklikten sonra kanalın iki yanına 20’şer cm. genişliğinde ana kayaya oyulmuş küçük sekiler şekilde düzlüklerin oluşturulduğu gözlemlenmiştir. Bu düz kısımların kanalının üzerini öreten mimari unsurun oturduğu tonoz ayaklarının başlangıcı olduğu anlaşılmıştır. Kanalın üzeri örten tonozların ise moloz taşların basit bindirme tekniğinde ve kilit sistemi uygulanarak yerleştirildiği aralarına ise kum kireç karışımı bir harç serpildiği anlaşılmaktadır. Yine kanalın iç kısımlarının taş oyulmuş olan iç taban yüzeyinde 3 cm. kalınlıkta tuğla tozu katkılı taban açığa çıkarılmıştır. Bu işleminde tabanda oluşabilecek kaya yarığı ve çatlağından suyun kaybının önlenmesi için yapıldığı anlaşılmıştır. Kanalın içerisinde suyun yüzlerce yıl akması sonunca kanalın her iki yan duvarından taban 90 cm. yüksekliğe kadar oluşmuş, (söngüt) traverten çökeltisi oluşmuştur.

Kazı yapılan kısımda özellik sel tahribatına uğrayan kısımlardan kanalın onarım geçirdiği toprak olan kısımların kanalın dış yüzeyinden payandalarla desteklendiği anlaşılmaktadır. Kanalın tümünün üzerinin taşa oyulan veya yer altında tünel şeklinde giden kısımlarında dahi bindirme tekniğinde moloz taşların sıkıştırılmasıyla oluşturulmuş kaş şeklinde tonozla üzerinin kapatıldığı anlaşılmaktadır. Yer yer taş olan zeminde dikdörtgen formlu kanal zeminden 3-4 cm daha aşağıda dinlendirme ve çökertme havuzcukları yapılmış olduğu görülmüştür. Yine kanalın taşa oyulması sırasında ana kaya bloğundan kanal oyulduğunda esnada, kanala diyagonal 40-60 cm uzunluğunda murçların kayaya çakıldığı ve aynı hizada birkaç çivinin yerleştirilmesiyle kayanın parçalarının ana bloktan koparıldığı anlaşılmıştır.

Kazı yapılan kısımda ise; bir adet küçük boyutlu geç Bizans dönemine 12.yüzyıla bir şapel (küçük kilise) kalıntısının apsis açığa çıkarılmıştır. Bu apsisin tabanında oldukça tahripli, beyaz, kahve, firuze, sarı ve yeşil renkli taşlardan oluşturulmuş tessera tekniğinde geometrik desenli taban mozaiği açığa çıkarılmıştır. Mezar molozları arasında kanalı dikey kesen kanalı içerisine pişmiş toprak levha ile örtülü bir mezar ele geçmiştir. Erken Roma dönemine ok uçları Bizans dönemine ait kap, seramik parçaları, bozularak içerisine yapılan mimari oluşumlar, kanalın 12.yüzyıldan sonra işlevini yitirerek, kazı yapılan bölgenin iskana açıldığı anlaşılmıştır. Yine geç Bizans Çeşitli metal eşyalar çekiç, zincir vb. malzemeler ele geçmiştir.

Devamı haftaya…