Ihlara Vadisi Kanyonu

Dünyanın en büyük kanyonları arasında yer alan, tarihi ve doğal güzellikleri bir arada bulundurmasından dolayı adeta açık hava müzesini andıran Ihlara Vadisi, yürüyüş yolları ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini cezbediyor. Aksaray’ın Güzelyurt ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve “Kapadokya’nın incisi” olarak nitelendirilen Ihlara Vadisi, ziyaretçilerini doğayla baş başa adeta tarihte yolculuğa çıkarıyor. Dünyanın en özel bölgelerinden biri olarak yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Aksaray’a bağlı olan Ihlara Vadisi doğal güzelliğiyle coğrafyamızın en güzel parçalarından. İşte Ihlara Vadisi detayları... 18 kilometre uzunluğundaki Ihlara Vadisi boyunca, yapacağınız yaya geziniz kapsamında; pek çok kaya oyma kiliseler ve şapellerin yanı sıra; Kanyon içinden akan Melendiz Çayı üzerine kurulu bulunan; mesire yerleri, dinlenme alanları, gözlemeciler ve alabalık pişirme yerlerinde ayağınızı soğuk suya batırıp, mola vermeniz için, çok temiz ve manzaralı seyirlik yerlerde fotoğraf çekmeyi de unutmayınız...

Özgün ve tipik bir Kanyon vadisi olan IHLARA; bitki örtüsü, kilise ve şapelleriyle doğa, tarih, sanat ve kültür olgusunun bir arada buluştuğu Ihlara Vadisi, dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak Kapadokya’nın doğa harikasıdır. Tarihi kaynaklardaki adı “Peristremma” olan Ihlara Vadisi’nin içinden geçen Melendiz Çayı’nın adı ise, Patamos Kapadokus–Kappadokya Irmağı’dır.

Ihlara Vadisi, tektonik yükselmeler ve Hasandağı volkanının püskürmesinin ardından, doğa olayları su yatağı nedeniyle, çöküntüye uğrayan alan üzerinde ilerleyen Melendiz Çayı’nın binlerce yılık aşındırması sonucunda oluşmuştur. Melendiz Çayı, Ihlara Vadisi boyunca araziyi derin ve sarp bir biçimde yarmak suretiyle, vadi boyunca görkemli ve çarpıcı güzellikler meydana getirir. Melendiz Dağları’ndan kaynaklarını alan küçük akarsular birleşerek, güneydoğu-kuzeybatı yönünde akar ve Mamasın Barajı’na ulaşır. Melendiz Çayı, vadi boyunca 30’a yakın menderes çizer. Ilısu ile Selime arasındaki uzaklık kuş uçuşu 10 kilometre olmasına karşılık, akarsuyun menderesler çizerek akması nedeniyle gerçek uzaklık 18 kilometreyi bulmaktadır.

Ihlara Vadisi’nin dikkat çeken bir başka özelliği ise doğasıdır. Duvar gibi dik, derin ve dar vadinin tabanındaki suyun kenarında, bağlar ve bahçelerden oluşan yoğun bir yeşillik şeridi yer alır. Sanki doğa kendini vadi içine gizlemiştir. Vadi çevresinde bozkır görünüşlü ve cılız bitki örtüsü hâkimdir. Vadinin yamaçlarına geldiğinizde ise zengin ve yeşil bir doğa parçasının vadi içinde saklandığını görürsünüz. İşte bu gizlenmiş olma durumu, vadinin özel yerini de belirlemiştir. Vadi tabanında bölgedeki karasal iklimden farklı olarak, Akdeniz iklimine yakın bir iklim görülmektedir. Vadi tabanı bu özelliği ile doğal bir mikroklima alanıdır. Buna bağlı olarak vadi tabanında başta Antep fıstığı olmak üzere çok çeşitli bitkiler yetişmektedir.Ihlara Vadisi’ndeki kayalara oyulmuş freskli kiliseler korunarak, eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak günümüze ulaşmıştır. Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskân yerleri 14 kilometre boyunca Ihlara’dan Selime’ye kadar devam eden Ihlara Vadisi içerisinde yer alırlar. İlk çağlarda Kapadokya Irmağı’nın (Patamos Kapadokus) ortasında tabiatla tarihin bir arada bulunduğu Ihlara Vadisi’ndeki bu kiliselerin ilk örnekleri MS IV. yüzyıla kadar görülmektedir. Kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılabilir. Ihlara civarındaki kiliseler “Kapadokya Tipi” olarak bilinen özellikler gösterirler. Bunlara örnek olarak: Eğritaş, Ağaçaltı, Kokar, Pürenliseki ve Yılanlı Kiliseleri verilebilir. Belisırma bölümünde bulunanlar ise “Bizans Tipi” resimlerle süslüdür. Dünyada eşi ve benzeri olmayan Ihlara Vadisi, yer yer 100-150 metreye varan derinliğe sahiptir.

Devamı haftaya…