Ahîlik ve ilkeleri konusunda bazı bilgiler sunmadan önce bir cümle ile de olsa, melamet felsefesinden söz etmek gerekir.
Yüce Tanrı'nın sonsuz kudret ve azameti karşısında, zayıf, güçsüz bir zerreden, hatta gölgeden öteye geçemeyen insanoğlunun idrak ve tefekkürünün ulaştığı "melâmilik" seviyesine bu çağlarda erişilebilmiştir.
Tanrı'nın yüceliği, bunun karşısında kulun bir hiçten ibaret kaldığını yansıtan Melâmet felsefesi, bu ermiş ve yetişkin Türk - İslam uluları ile İslam Âlemi'nde yayıldı.
Ahî Evren, zayıf düşen Anadolu Selçuklu Devletine ve yağmacılara karşı halkın ve esnafın huzur ve dirliğini korumak üzere Tasavvuf ve melâmet ilkelerine uygun biçimde "Ahîlik Teşkilatı'nı Anadolu'ya yerleştirdi. Tamamen Türk adet ve Ahlakına uygun biçimde birlik ve beraberlik ilkeleriyle, garip, kimsesiz, yardıma muhtaç ve açlara Yardım amacıyla kurulan bu örgütler bir tarikattan çok sosyal yönü ağır basan bir yardım derneği niteliğindeydi.
Ahîyye-i Fityan, yani genç kardeşler unvanı altındaki bu mesleki - tasavvufi örgütlenmeye yalnız Türkler arasında rastlanılmaktadır. İbni Battuta seyahatinde Antalya, Burdur, Gölhisar, Ladik, Milas, Barçin, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Sivas, Gümüş, Erzincan, Erzurum, .Bolu, Birgi, Tire, Manisa, Balıkesir, Bursa, Görele, Geyve, Yenice, Mudurnu, Kastamonu, Sinop Azak ahî örgütlerinin konuğu olmuştur. Fütüvvet, yani gençlik, delikanlılık, yiğitlik, mertlik, yardım severlik ilkelerini benimseyen Ahîler, bağlarını Hazret Ali'ye kadar ulaştırırlar. Bu sözün, Türkçe cömert, eli açık anlamına "akı"dan bozma olduğunu söyleyenler olmuştur. II Ancak, "Ahî" arap dilinde kardeş anlamına gelir. İlk temeli Bağdat'ta atıldığı söylenen bu kardeşlik kuruluşu, nereden gelirse gelsin, asıl hizmetini Anadolu'ya yapmıştır. Ancak Anadolu'nun bütün Osmanlıların eline geçmesinden sonra doğal olarak siyasi bir önemi kalmamış, bu arada görenekleri birbirine çok benzeyen Bektaşilik tarikatının kurulması, Ahîliği yalnızca esnaf teşkilatı halinde bırakmış, tasavvufi yönleri Bektaşilik gibi tarikatlara geçmiştir.
Ahî Evren; Türk Milletinin içtimai durumunu gayet iyi bildiği için teşkilatın devamını temin maksadıyla, Ahîliği tekke ve zaviyelere bağlamıştır. Ancak, "tekke ve zaviyelerde kümelenip halka el açarak din sömürücülüğü yerine, O Anadolu Türkü'ne alın teri ile geçinme, başı dik, kendine güvençli ve minnetsiz yaşama yeteneğini aşılamıştır. Dolayısıyla Nasırüddin Ahî Evren büyük bir ekonomist olduğu kadar büyük bir sosyologdur.
San'atkarlara iş yerinde yamak, çırak, kalfa ve usta hiyerarşisi ile mesleğin incelikleri öğretilirken akşamları toplandıkları Ahî konuk ve toplantı salonlarında Ahlak eğitimi uygulanıyordu. İşte bu yolla yetiştirilen Türk esnaf ve san'atkarları hem aralarında güçlü bir dayanışma ve yardımlaşma kurmuş, hem de yerli Bizans sanatkarları ile yarışabilecek bir sanat yeteneğine kavuşmuş oluyordu.
Bu itibarla, ileri yıllarda Osmanlı ülkesinde görülen esnaf kuruluşu "Fütüvvet Erbabı"nın Ahîliğin özü ile sosyal ayrıcalıklar taşımıştır. Öte yandan "Fütüvvet Tarikatı"da Abbasi halifelerinden Nasır Dinibillah zamanında kurulmuştur.
Yiğitlik, yardımseverlik, kardeşlik anlayışının hakim olduğu Ahîlik, bir açıdan Batı'nın şövalyelik sınıfını andırmaktadır. Birbirine sımsıkı bağlı, çalışıp kazanan, günlük kazançlarını başlarındaki kişiye günü gününe getirip teslim eden Ahîlerde, bağlı oldukları erdemlik ve gelenekler yanında, dünya malı ve kazancı bir anlam taşımıyordu.
Ahîler, şalvar, mintan giyer, bellerinde kama taşır, başlıklarının çevresinde sallanan boyu bir arşından uzunca beyaz şerit sarkıtır, böylece tanınmış olurlardı. Birbirlerine çok sıkı bağlı olduklarından, içlerinden birine yapılan iyilik ya da kötülük, hepsini birden harekete geçirirdi. Bu birlik ve beraberlik kendilerini beylerin, hatta sultanların çekindiği bir güç duruma getirmişti.
Ahîlerin, Osmanlıların ilk kuruluşunda, devlet olmalarında büyük yardımları oldu. Selçuklulardan beri bağımsız olarak yönettikleri Ankara Kalesi'nin 1. Murat zamanında kendiliklerinden Osmanlılara bıraktılar.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ve Seyyit Vehbi'nin "Surname"sinde Ahîlerin kurduklan 32 esnaf takımının geçit töreninden ayrıntılı olarak söz edilmektedir.
YARIN AHİLİĞİN İLKELERİ
Ahmet Özdemir
Ahilik ve Melamilik
- Anadolu dayanışması: İmece 04.05.2024
- Neden şairleri sessizdi? 03.05.2024
- Emeğin güzelliği 02.05.2024
- 1 Mayıs’ın uzun ince yolculuğu 01.05.2024
- Mışıl mışıl yağmak 30.04.2024