1961 yılında 450 kişilik Türk işçi kafilesi, İstanbul Sirkeci İstasyonu’ndan hareket edip Almanya’nın Düsseldorf kertine gelmişti. Buradan çalışacakları inşaat, maden sektörlerindeki iş yerlerine dağılmışlardı.

Göç dalgası sonraki yıllarda Almanya ile birlikle diğer devletlere de yayılmıştı. Türkiye ile Fransa arasında, 8 Nisan 1965 tarihinde iş gücü anlaşması yapılmıştı. İşçilerimize Fransa’nın kapısı açılmıştı. O günlerden bu günlere altmış yıl geçti. Yine Sirkeci İstasyonu’ndan trene binen işçilerimiz Fransa da kök saldı ve günümüzde sayıları 900 bini buldu.

Ağırlıklı olarak Paris, Lyon, Strasbourg, Marsilya gibi büyük şehirlerde yaşıyorlar. Hem Türk ekonomisinde hem Fransa’da eğitim, siyaset, ekonomi ve medya alanında etkili oluyorlar. Onlar artık yalnız işçi değil, iş adamı, akademisyen, politikacı vb. Fransız toplumu ile bütünleşik, farklı alanlarda başarılı çalışmalar içindeler.

Tansu Sarıtaylı’nın yazdığı, Boğaziçi Yayınları’nın okuyucularla buluşturduğu “Biz Fransa Türkleriyiz” adlı söyleşiler dizisi olan kitap hakkında söz etmeden önce, yazarına ilişkin kısa bilgi vereyim:

Tansu Sarıtaylı, 1949 yılında doğdu. İzmir'de Yeni Asır gazetesiyle başladığı mesleğini Paris'te Millet ve Hergün gazetelerinin muhabiri olarak sürdürdü. Daha sonra Türkiye gazetesinin Paris muhabiri oldu. TRT dünyasına girdi. Türlü haber programlarında görev aldı. Şimdi İhlas Haber Ajansı-İHA'nın Paris muhabiri ve temsilcisi olarak çalışıyor. 2008 yılında kurmuş olduğu, yerel haberleri internet üzerinden yayımlıyor. Fransa'daki Türklerin haber sitesi hodrimeydan. net ve hodrimeydan.tv'nin sahibi ve genel yayın yönetmeni. Dört kitabı var.

Sarıtaylı, Avrupa Gazeteciler Cemiyeti'nin 1988 yılı araştırma ve inceleme haber dalında birincilik ödülü yanında Tercüman Gazetesi'nin1993 yılı araştırma-röportaj yarışmasında birincilik ödülü ile Gurbette Bayrak Dergisi'nin açtığı gurbet yazarları röportaj yarışmasında birincilik ödülünün de sahibi oldu.

Fransa’da elli yıla yakın gazetecilik yapan Tansu Sarıtaylı, sosyal tarihe not düşmek istedi. Türkiye ile Fransa arasında imzalanan iş anlaşmasının altmışıncı yılı nedeniyle, buraya gelen ilk Türk işçilerinin çektiği çileleri, kendilerini kabul ettirmelerini, yaptığı söyleşilerle bize aktardı. Bir iki istisna dışında altmış yıl önce Fransa’ya gelenlerin hepsi, İstanbul Sirkeci İstasyonu’ndan hareket etmişler ve üç gün geceli gündüzlü yolculuğun sonunda ulaşabilmişler.

Tansu Sarıtaylı, en az yarım asırdır Fransa'da bulunan altmış bir Türk ile yaptığı söyleşileri bir araya getirdi. Böylece “Biz Fransa Türkleriyiz” kitabı ortaya çıktı.

Röportaj yapılan kişilerin verdikleri bilgilere göre, ilk yıllarda Fransa’da Türklerin sayısı birkaç bin iken, şimdi bir milyona yaklaşmış, ikinci ve üçüncü nesil olmuşlar. İlk ve onlarla birlikte ana vatanı ziyaret eden ikinci kuşşağın Türkiye’ye bağlılıkları sürerken, onların çocuklarının bağlılıkları zayıflamış.

Yine ilk yıllarda çoğunlukla zanaatkâr ya da vasıfsız işçi olarak çalışan vatandaşlarımız, üçüncü kuşaktan sonra kendi işini kurdu. Doktor, mühendis ya da avukat gibi profesyonel meslekler yapmaya başladı. Fransız devlet memuru olanlardan yerel yönetimlerde görev alanlara kadar Türkler yer alıyor.

Biz Fransa Türkleriyiz” söyleşiler dizisi, kültürel, sosyal ve toplumsal açılardan yalnız işçi olarak gurbete giden vatandaşlarımız açısından değil, Fransızlar açısından pek çok bilinmeyene ışık tutuyor. Bizlerin meslek duayenlerinden olan Hıfzı Topuz’un Fransa’da yaşayan oğluyla yapılan söyleşide, o yıllarda sinden, Fransızların evinde banyonun olmadığını, haftanın bir gününde toplu banyo yapılan merkezlere gittiklerini öğreniyoruz.

Tansu Sarıtaylı’nın belirttiği gibi, bu kitabı okurken, onların bazen esprili bazen çileli ama her defasında enteresan hayat hikâyelerine tanık oluyoruz.