Sarı taşın kutsal şiiri: SAVUR

Savur, Mardin’in kuzeyinde 1049 kilometrekare alanı,  9200 nüfusu ve il merkezine 47 km. uzaklıktadır.  İlçeye bağlı Sürgücü, Pınardere ve Yeşilalan beldeleri ile 34 köy bulunmaktadır. İlçeden Dicle Nehrine dökülen Savur Çayı geçmekte. Yüzey şekilleri kesik sırtlar halinde ve sönmüş volkanik kalıntılar şeklinde göze çarpar. Vadilerde sulu tarım ve kavak ağacı yetiştiriciliği yapılmaktadır. İlçede hem Akdeniz, hem de karasal iklim hüküm sürer.              

İlçe merkezindeki ve köylerdeki cami, kilise ve evlerin mimarisi yapısı, etnografik, arkeolojik ve sarı taşlı görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğu’nun, Mardin’in bu şirin ilçesi Savur; Sümer, Akat, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve yeni dönemin izlerinin yanı sıra, Dereiçi köyündeki Süryani Manastırı ve kiliseleriyle önemli bir açık hava müzesidir. Özellikle; Savur gezimde beni konaklarında ağırlayan ve bölgede “Seyit” gelenekinin (Hz. Hüseyin mirası) temsilcisi olan Mardinli işadamı Zeynel Abidin Erdem’e ve ailesine teşekkür ederim. Savur’da Erdem Konağı başta olmak üzere; bölgeye özgü sarı taşlardan yapılan evlerde yazın serin, kışın sıcak oluyor. Taşlar, Savurlu Süryani ustaların hünerli ellerinde, bir sanat eserine dönüşmüş. Taş işçiliğinin ve ahşap süslemelerin ilginç örneklerinin sergilendiği Savur evleri, bir köşk ve sanat eseri görünümündedir.

Geçmişte 8 bin nüfuslu iken bugün 8 Süryani’nin yaşadığı Savur ilçesine bağlı Dereiçi (Killid) Köyündeki Süryani, Ortadoks ve Protestan Kiliseleri, günümüzde de ibadet edilen ve bahçesinde Müslüman mezarlarının da bulunduğu görülmeğe değer bir yer.  Köyün genel görünümü ise, içler acısı. Boşaltılmış ve savaş sonrası harabeye benzeyen yıkık dökük evler, bu açık hava müzesinin kirli görüntüsü olarak sergileniyor. Savur Kale Komutanı Helako’nun dünya güzeli kızı Belkıs’ın seyirlik taştan oyma penceresi, M.Ö.5 bin yıllık bir uygarlığın şaheseri olarak duruyor.

Öte yandan, Ahmediye (Başkavak) köyü altındaki Romaniye harabeleri, burada eski bir uygarlığın işareti olarak görünüyor. Başkavak Köprüsü ve Artuklu mimarisinin ilginç bir örneği olan Eski Cami, Savur Kalesi, Kaya Evler, Deyr Marabeyn Mabedi, Romaniye Kilisesi, Türbeler ve mesire yerleri ilçenin görülebilecek tarihi ve doğal dokularıdır.

Birlikte Yaşama Kültürü ve Savur

Savur İlçesi sahip olduğu tarihi dokusuyla Minia Mardin olarak bilinen ve Mardin’in Artuklu ilçesine benzerliği ile tanınan şirin bir ilçedir.

Türkiye’de herkes tarihi ve turistik şehrimiz Mardin’i biliyor ve tanıyor olsa da en az onun kadar tarihi dokusuyla, büyüleyici havasıyla, doğal güzellikleriyle, bağ bahçe ve yeşilliğiyle ün salmış, küçük fakat şirin ilçesi Savur’u biliyor musunuz?

Savur kelimesi, Süryanice olup ‘Savro’ sözcük öğesinden türemiştir. Boyun anlamındaki savro, Süryanice’de halen kullanılmaktadır. Bir başka kaynağa göre, Kumuk Türkleri’nce kurulan Savur, Şuara adıyla da anıldı. Süryaniler ise kente Suara adını vermişlerdi. Kürtçe ise güçlü anlamında Stewre olarak kullanıla gelmiştir.

Savur bir tepenin yamacına kurulu hakim konumu ve şehir merkezindeki tarihi konaklarındaki taş işçiliğinin mükemmelliğiyle dikkat çeker.Mezopotamya’ya hakim olan ve Medeniyetlere ev sahipliği yapan Savur ilçesinin tarihi Milattan Öncesine dayanır. Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyetinin, Sasani ve Melikşah dönemlerini yaşamış olan şirin bir ilçedir. Tur-Abdin bölgesinin batısında yer alan kentin doğusunda Midyat, batısında Mardin, Mazıdağı kuzeyinde Bismil, Çınar güneyinde Ömerli bulunmaktadır.

Savur, bugünkü idari bölünmede Mardin İline bağlı olmakla birlikte, tarihsel süreçte Mardin, Diyarbakır ve Batman ile bağlantılı olmuştur. Yukarı Mezopotamya’yı Yukarı Dicle Havzasına ve dolayısıyla antik çağların ve ortaçağın maden kaynaklarına bağlayan geçit noktalarından biri Savur’dur. Bu nedenle Savur hem antik çağlarda hem de ortaçağda stratejik bir nokta olarak bölge hakimiyetini elinde tutmak isteyenler için ele geçirilmesi gereken bir kale olmuştur. İrili ufaklı tepelerin, Savur ve Şeyhan Çaylarının bir bölümünü suladığı vadi ve yamaçlar, tahıl tarımına elverişli bir eğimle Dicle’ye doğru uzanır.

Yerleşim düzeni, mimarisi başta olmak üzere birçok yönden Mardin’le benzerlik gösteren Savur ilçesinin merkezi, Kalesi, Kaya evleri, Eski Ulu Camii, Romaniye ve Mor Yuhanın (Dereiçi Köyü) Kiliseleri, Türbeler ve Başkavak Köprüsü ile adeda usta bir el tarafından işlenmiş tarihi bir Ortaçağ şehri görünümündedir.

13 bin 78’i erkek ve 13 bin 23’ü kadın olmak üzere toplamda nüfusu 26 bin 100 olan Savur, 38 idari birimden oluşmaktadır. Köklü bir geçmişi olan bugünkü nüfus, günümüzde de varlığını devam ettirerek, bölgenin özgün niteliğini tanımlar durumdadır. Mardin büyükşehir belediyesi olmadan önce Pınardere, Sürgücü ve Yeşilalan olmak üzere, üç beldesi bulunan Savur’da, hatırı sayılır bir Süryani nüfusu da bulunmaktadır.

Devamı yarın…