Her gün meditasyona yeni başlayan insanlarla tanışıyorum. Gün geçtikçe bu sayı artıyor. Fırsat bulduklarıma meditasyona nasıl başladıklarını, neden yapmaya karar verdiklerini ve nasıl yaptıklarını soruyorum.

Aldığım yanıtlar genellikle sosyal medyadaki yaygın paylaşımlar sebebi ile ilgilerini çekmiş olması ve meditasyon app tanıtımları oluyor.

Nasıl uyguluyorsunuz, neler yapıyorsunuz dediğimde ise YouTube videoları izliyorum veya meditasyon applerini kullanıyorum gibi yanıtlar alıyorum. Bunların dışında meditasyon ile ilgili kitapları okumak, kitaplardaki teknikleri uygulamak veya meditasyon okur yazarlığı ne yazık ki yok denecek kadar az.

Bu yüzden de bu hafta sizlere meditasyon applerinin çalışma prensipleri ve içeriklerinden bahsetmek istedim.

Şimdiden söylemeliyim ki biraz eleştirecek, yer yer övecek ve farklı bir açıdan ele almaya çalışacağız.

Son zamanlarda meditasyon ile ilgili güncel appler oldukça popüler durumda. Ücretli veya ücretsiz birçok program ve içerik bulunduran bu uygulamaların yönlendirme üzerine kurulu bir sistemleri var. Birçoğu uyku, rahatlama, stres, öz sevgi, şefkat ve affetme gibi içerikler barındırıyor.

Uygulamalar, meditatif hale geçebilmeniz için fonda hafif bir müzik ve akabinde rahatlatıcı bir ses tonu ile sizi yönlendiriyor. Yönlendirmelerde frekansından dolayı yaygın olarak kadın sesi kullanılıyor. Bu ses size oldukça şefkatli davranıyor. Sakin sakin anlatıyor. Adım adım nefesinizi ve düşüncelerinizi yönlendiriyor. Anlık endişe ve sinirinizi bırakmanızı öğütlüyor. 10 dakika bile sessiz sakin oturamayanların huşu içinde oturmasını sağlıyor.

Başlangıçta süreç gayet olumlu ilerliyor. Günlük telaşınızdan sıyrılıp kendinizle baş başa (yönlendiren sesi saymazsak) dakikalar geçirmiş oluyorsunuz.

Fakat, benim gibi meditasyonu yaşam biçimi haline getirenler veya getirmek isteyenler, kısa sürede app kullanmayı bırakıyor. App kullanımına devam edilmemesi veya eskisi kadar ilgi çekmemesi ile ilgili yapılan çalışmalara baktığımızda ise; uzun süre oturmak (Vipassana temelli olması), yönlendirme sesinin rahatsız etmesi, bireysellikten yoksun oluşu, sese bağımlı hale gelme vb. ortaya çıkan sebepler.

Başlarda sakinlik veren bu sesten bir süre sonra rahatsızlık duymaya başlayanların ortak paydada buluştuğu nokta ise şefkat dolu ses yüzünden zavallı veya güçsüz hissetmeleri.

Düşündüğümüzde gerçekten de ses bizi durmadan sakinliğe yönlendiriyor. Zaten sakin olduğunuz zamanlarda bile “Sakin ol. Sakince otur. Sakince nefes al.” dendiğini düşünün. Yüksek ve mutlu hissettiğiniz anlarda bile, ses size sakin olmayı öğütlüyor. “Senin sakinleşmen lazım. Olduğun halinle iyi değilsin. Başka bir moda geçmen lazım!” diyor. Adeta dikte ediyor. Dolayısıyla bu şefkat dolu ses tonu zaman zaman sizi olduğunuzdan daha çaresiz hissettirebiliyor. Çaresiz hissetmediğiniz zamanlarda uyguladığınızda ise birden modunuzu düşürebiliyor.

Çaresiz hisseden ve meditasyonu ihtiyaçtan dolayı (rahatlama, öfke problemi, öz şefkat eksikliği vb.) seçenlerin çoğu  zamanla sese bağımlı hale geliyor. Biraz araştırdığımda “Meditasyonu yönlendiren kişiyi bulup mesaj gönderdim. Gerçekte tanışmak istedim.”, “Sesi bana huzur veriyor, onsuz uyuyamıyorum alıştım.” diyenler, bağımlılık geliştirenler mevcut.

Öte yandan, rahatsız edici derecede fazla telkine maruz kaldığı için kendini meditasyon esnasında güçsüz ve savunmasız hisseden insanlar da var.

Aslında yönlendirme ve teknik bütünüyle kötü değil. Burada, teknik ve yönlendirmenin anlamsızlığından bahsetmiyoruz. Örneğin; Merkabah gibi meditasyonlarda bir dizi imgeleme, teknik ve yönlendirmeye ihtiyaç var. Farklı meditasyonlarda teknik bir noktaya kadar ilerlememizi sağlayabiliyor.

Appler sizi meditasyonun ufak bir kısmıyla tanıştırıyor; en azından fikir sahibi olmanızı sağlıyor, anı kurtarıyor diyebiliriz. Bu açıdan baktığımızda yararlılar fakat uzun vadede zevkle kullanan ve faydasını gören insanlara az rastlıyoruz.

Meditasyon Uygulamalarını günlük hayatta kullanabiliriz. Önemli nokta ise duracağımız, özgünleşeceğimiz ve özgürleşeceğimiz yeri bilmemiz.

Hayatımızın her alanında olduğu gibi; hatta belki daha fazla özen göstermeliyiz.

Çünkü meditasyon sana hassasiyeti getirecektir. Kendi derinliğine dokunurken gösterdiğin hassasiyete dikkat etmelisin.

“ Öyle hassaslaşırsın ki en küçük bir ot sapı bile senin için inanılmaz önemli hale gelir. Hassasiyetin sana bu küçücük ot sapının en büyük yıldızın varlığı kadar önemli olduğu gerçeğini görmeni sağlar. Ot sapı olmadan, varoluş olduğundan daha az hale gelir. Bu küçük ot sapı emsalsizdir, yeri doldurulamazdır, kendi benliği vardır.”

Benliğinize hassasiyet göstermeniz dileğiyle…