
İMRALI ADASI
Coğrafi özellikler
Armutlu Yarımadasının batı ucundaki Bozburun’a yaklaşık 10,8 deniz mili (20 km), Bursa, Karacabey kıyısındaki Susurluk Çayı ağzına 6,5 deniz mili (12 km) uzaklıktadır. Bursa ili sınırları içinde kalır, günümüzde üzerinde yerleşim birimi bulunmaz. Yüzölçümü bakımından Marmara, Paşalimanı ve Avşa’dan sonra Marmara Denizi’ndeki dördüncü büyük adadır. Yüzölçümü 9,99 km2 kıyılarının uzunluğu ise 19,4 km’dir.
Kabaca kum saati veya 8 rakamını andıran bir biçimi vardır. Kuzey-güney doğrultusunu izleyen ana ekseni 6,5 km’yi bulur. Kuzeyde 3 km’ye varan genişliği orta kesimlerde daralarak 620 m’ye kadar iner; güneye doğru yeniden genişler. Daha yüksek olan kuzey kesimi Bahritepe’de 217 m’ye ulaşır. Güney kesimi alçalarak Sığburun’da sona erer.
Sonuç
Sıraladığım özellikleri nedeniyle; Yassı Ada ve İmralı Adası, iç ve dış turizme kapalıdır… Mübadele Acısını yaşayan bu halklar, Prens Adalarında artık güven ve barış içinde, bu ülkenin yurttaşları olarak kardeşçe ve dostça yaşamak istiyor. Hangi koşul ve zamanda olursa olsun; siyası ve düşünce suçundan hiç bir kimde idam edilmemelidir. İdam cezaları, bir insanlık suçudur… Ankara Ulucanlar Cezaevi gibi İmralı ve Yassı Ada Cezaevi, tarihi anımsamak açısından bir ibretlik müze olmalıdır… Bu olaylar zinciri; Dünya turizm merkezlerinden biri olan güzel İstanbul’un Prens Adaları için, bir yüz karası olarak anılmamalıdır. Prens Adaları; farklı inanç, ırk, kültür ve sanatın barış ve huzur içinde; tüm farklılıklara karşın; birlikte yaşama kültürünün örnek olarak sürdürüldüğü bir turizm merkezi özelliğini öne çıkarmalıyız… Bu güzelim coğrafyada bir çağı kapatıp, yeni bir çağ başlatan Fatih Sultan Mehmet’in ve 99. Yılını kutladığımız Mustafa Kemal Atatürk aydınlığında ilerleyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin parlayan yıldızı; bir Dünya Cenneti olan İstanbul’umuza, bu marka kente; huzur, barış ve aşk özelliği ve güzelliği yakışır… Gurbeti sılaya bağlayan yollar ve limanlar, içinden deniz akan saraylar, lale ve ıhlamur kokulu bahçeler, çan ve ezan sesi dokulu bu kutsal kent; nice sevda öykülerine, polisiye romanlara, kaçamak aşk şiirlerine esin kaynağı olan, bu gizemli ve sırdaş yedi tepeye selam olsun… Çeşmelerinden akan sebil sular ve şifalı otlar, nostalji olarak ayakta duran yalı ve köşklerden yükselen duygulu şarkıların gönlü güvercinli konuksever komşuları, kedi-köpek sevgisi ve çevre bilinci, örnek olarak balıkçı çığırtkanların ve tüm İstanbul sevdalıların yaşadıkları ve konukların merakla, hevesle ve imrenerek ziyaret edip, geldikleri yerlerin başındadır Prens Adaları.

50 yıldır “Dursun hiç durmasın” diyerek yollara düşen, dünyanın 99 haline tanıklık eden ve İstanbul’u yurt tutan rehberiniz; Modern Seyyah, Yoleri Gezgin Derviş’in eşlik ettiği; şu şarkıyı mırıldanan, deniz gözlü adalı güzellerin dudak izi ve hoş sedası; bizim Prens Adalarına yeniden gelmemiz için yeterli olur sanırım:
“Adalardan bir yar gelir bizlere / Aman Allah gözlere bak, gözlere / Hoş yaratmış Allah, çok şirinsin billah…”
Son…