Ahlat doğa güzelliği ile de zengin bir ilçedir. Van Gölü’nün kıyısında bulunan Ahlat; kıyı turizmi ve su sporları açısından gelişmiş bir ilçedir. Ayrıca Ahlat sahillerinde yaz aylarında yüzme imkanı vardır. Gün batımın en güzel izleneceği Van Gölü’nde bu güzelliği de yaşayabilirsiniz. Ayrıca Ahlat’ta bulunan Sütay Yaylası temiz havası ve muhteşem görüntüsü ile yayla turizminin canlanmasına katkıda bulunmuştur. Karasal bir iklimi olmasına rağmen yılın beş ayı yeşillikler ile dolu olan bu ilçenin kışın kar ile kaplı hali de görülmeye değer. Ahlat halkı tarafından yapılan yöreye özgü farklı işlemelere sahip Ahlat bastonları görmenizi ve bir anı olarak almanızı tavsiye ederim. Doğu Anadolu’nun bu şirin ve tarih kokan, medeniyet şehri sizi bekliyor…

Bu bereketli toprakların, on bin yıllık kadim kültürü ve medeniyet izlerini; “Korkma, sönmez, bu şafaklarda, yüzen al sancak…” dizeleriyle başlayan “İstiklal Marşı”mızın yazarı; Mehmet Akif Ersoy’un çığlığına kulak veren; Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiiri ile taçlanan bu sözler; “Dil Bayrağımız Türkçemiz, her yerde konuşulacak…” vurgusunu yapan, şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, ufkumuzu aydınlatıyor. Öte yandan; “Zindanlarında 15 yıl mapus da yatsam, ben Türkçe konuşan, Türkçe okuyan, Türkçe yazan ve Türk kültüründen beslenen, bir Türk şairiyim…” diyen, Nazım Hikmet’in ‘Kuvayı Milliye Destanı’nda; “Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu coğrafyası bizim, bu memleket bizim…” sözleri; ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’nda anlam buluyor. Tüm farklılıklara karşın; Ahlat’ta, kardeşçe birlikte yaşam kültürü meyvesini veriyor…

Dünya güzeli, bilge, akil, adaletli ve kahraman bir Türk kadını olan Hüdavent Hatun’un;  Dünya’nın ilk kadın valisi olarak tanınmaması, türbesi Niğde’de olduğu için, Anadolu ve Niğde Turizmi bakımından, büyük eksiklik görülüyor. Tokat-Amasya-Niğde Valiliği yapmış olan Hüdavent Hatun, Anadolu Selçuklu Sultanı IV. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızıdır. 13. asırda yaşamıştır. Bir ara Ahlat’a da gelerek, buradaki Medrese ve Ahilik otağlarını ziyaret etmiş ve ardından Erzurum’a geçmiştir. 1253 yılında, Erzurum ilinde yaptırdığı Çifte Minareli Medrese (Hatuniye Medresesi) ile günümüzde anılır. Medrese kapsamında bulunan ve Erzurum’daki en büyük kümbet özelliği taşıyan o kümbetin alt kısmında, Hüdavent Hatun’un kabri yer almaktadır. Vefatından sonra, 1312 yılında Niğde’de ‘Hüdavent Hatun’ adına bir türbe daha inşa edilmiştir.

Anadolu’da Hüdavent Hatun gibi; “Anadolu’nun Evliya Kadınları” yanı sıra; Çanakkale Savaşında 15’liler ve Nezahat Onbaşı, Ulusal Kurtuluş Savaşında Kara Fatma, Şerife Bacı, Yörük Hatice gibi pek çok kahraman kadınlarımız, Anadolu’nun isimsiz Şaman-Baksı Anaların ve kahraman o kadınların destansı öyküleri, yolumuzu aydınlatıyor… Öte yandan; “Ahlat’ta ahım kaldı” diyen, (yenik) Bizans Hükümdarı Romen Diyojen’e inat; Sultan Alpaslan’ın narası, 1071-Malazgirt Ovası’nda ve Ahlat Selçuklu Anıt Mezar Taşlarında yankılanıyor…

Batı merkezli düşünen ve emperyalizme hizmet eden bazı tarihcilerin iddia ettiği gibi; “Türkler, kara kıl çadırlarda yaşayan ilkel topluluklardır. Çoban, göçebe, cengaver ve ‘barbar’ bir kabiledir Türkler…”

Oysa; daha batıda Roma, Atina, Isparta kent devletleri yokken; Amerika diye bir kıta bilinmezken; 13 bin yıl önce Göbeklitepe, Alacahöyük ve Çatalhöyük gibi medeniyetlerin bu bereketli topraklardaki varlığı, Anadolu insanının ne kadar ileri uygarlık yaşadığının kanıtıdır. Zamanımızdan 6 bin yıl önce, tekerlekli araba yapan, Orta Asya’da Uygur Türkleri, Taklamakan Çölü’nün 120 metre altında ve toplam 5 bin 100 kilometre uzunluğunda olan yeraltı su kanalları sistemi Karız (kar izi, su yolu) yapmışlar ve Turfan şehrini su getirmişler, turfanda sebze ve meyve üretmişlerdir. Bir mühendislik ve matematik harikası olan karızların yapımında kullanılan ölçme bilgisi; ıskalamadan yerin altında aliyman-düz yön verme ve kot taşıma yöntemi, hala uzmanları ve görenleri heyecanlandırmaktadır. Turfan, Toksin, Hami, Kaşgar yanı sıra; Van ile Ahlat başta olmak üzere; Anadolu’nun 66 ilinde var olan ve çoğu kullanılmakta olan Karız-Kehriz Su Kanalları korunmalı ve iyileştirilmelidir. Belgeselini çektiğim “Uygur Karızları”, “Anadolu Karızları” ve “Anadolu Su Medeniyetleri” gibi çalışmalarım, UNESCO-IHP Dünya Su Forumu toplantılarında gösterilmektedir…

Devamı haftaya…