Beşiktaş Sivas’tan üç puanı, şampiyonluk hayallerini ve taraftarın umutlarını bırakarak döndü.

Siyah beyazlılar Karagümrük maçında iki puan, Sivas maçında üç puan kaybetti ve liderle puan farkı 12’ye çıktı. Taraftarları, maç kaybetmek değil Beşiktaş’ın ruhunu kaybetmesi üzüyor.

Sivas maçında doksan dakika bu da kaçar mı? dediğimiz bir pozisyon yok. Beşiktaşlı futbolcular bu sezonun başından bu yana ilk defa kaleye tek bir isabetli şutunun olmadığı bir karşılaşma izlettiler.

Şenol Güneş’in yıllardır Beşiktaş’a uyguladığı sistemi çok iyi analiz eden Sivasspor’un hocası Rıza Çalımbay gerekli uyarıları yaptı, Sivaslı oyuncular da şiddetle ihtiyaç duydukları 3 puanı almak için elinden gelenin fazlasını sahaya yansıttı.

Beşiktaş’ta Gedson’un cezası, Salih’in de ani sakatlığından sonra orta sahaya oyuncu bulmakta zorlanan Şenol Güneş, Necip-Tayfur -Amir üçlüsü ile oyuna başladı. Birbirini hiç tanımayan bu üçlü zaten eksikleri olan Beşiktaş’ın orta sahasının tamamen çökmesine sebep oldu. Havanın ve zeminin de etkisiyle Aboubakar ve Cenk’in vasat performansları da üst üste geldi ve Beşiktaş’ın puan kaybı kaçınılmaz oldu.

24. dakikada Sivas’ın Samuel’le kazandığı golden sonra Beşiktaş maçın bitimine kadar pozisyona giremedi. Maçın son dakikalarında ise yine en net pozisyonu Sivas yakaladı ve Angielski, Mert ile karşı karşıya kaldı. Mert Günok bu pozisyonun gol olmasını engelledi. Ve karşılaşma 1-0 Sivas’ın galibiyeti ile sona erdi.

Ancak burada asıl önemli olan yenilgi değil, Beşiktaş’ın maçı almak için mücadele etmemesi ve sonuca razı bir görüntü çizmesiydi. Oyuncuların hiçbiri sonucu değiştirmek için savaşmadı.

Takım da Şenol Hoca da kötüydü

Sivas maçında takım kadar Şenol Hoca da kötüydü. Gerek çıkardığı, kadro gerek oyuna müdahalesi beklentiden çok uzaktı.

Bu karşılaşmadan akıllarda Sivas’ın net pozisyonları ve golünün yanısıra Beşiktaş’ın pozisyona girememesi kaldı.

Şenol hoca ve yönetimin transfer kadar önemli bir görevinin daha olduğu böylece ortaya çıktı.

O görev, Beşiktaş’ın mücadeleci, pes etmeyen, yenilse bile oynayarak yenilen takım ruhunun geri getirilmesidir. Bu yapılmadığı sürece isterse Mbappe gelsin sonuç değişmez, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur.

Gelelim bir diğer konuya.

Hakem hatasıyla bir maç kaybedenler geçmişte Beşiktaş için kural kitabında olmayan maddeler üretilip ceza verildiğinde seslerini çıkarmamıştı. Oyuncular dudak okumaktan bile ceza alırken sesleri çıkmamıştı, bir metreden verilmeyen ofsaytlar, net goller görmezden gelinirken sessiz kalınmıştı. Bunları saymaya kalkarsak Türkiye’de hakemlerin en çok mağdur ettiği, hatta şampiyonlukları elinden alınan takımının Beşiktaş olduğu anlaşılır. Neyse ki geçmişte susanlar adaletin bir gün kendilerine de lazım olacağını geç de olsa anlamış oldu.