Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, yıllarca çalıştı, çabaladı sonunda amacına ulaştı. Albatros'un büyük bölümünü 160 milyon liraya sattı. İlçenin "Gezi Parkı" olarak adlandırılan sahil görünümlü 30 bin metrekare yeşil alanda otel, rezidans ve alışveriş merkezi yapılacak. Başkan Akgün, Albatros'u satmak için önce kendi meclis üyelerini, ardından AK Partili üyeleri ikna etti. 2015 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gelen imar planı değişikliği reddedildi ve Akgün hayalini başka bahara ertelemek zorunda kaldı.

Yılmadı, vazgeçmedi Akgün. Tıpkı, önceki partisinin lideri Turgut Özal'ın Boğaz Köprüsü'nün gelirini satmak istediği dönemdeki gibi "babalar gibi satarım" dedi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı da bu satışa ikna etti. Geçen yıl İBB Meclisi'ne tekrar geldi plan değişikliği. AK Partili üyeler satışa "evet" derken, Hüseyin Sağ, Esin Hacıalioğlu, Ferhat Epözdemir buna karşı çıkarak "Hayır, Albatros satılamaz" dedi. Buna en fazla AK Partili meclis üyeleri şaşırdı.

Ak Parti Grup Başkanvekili Temel Başalan, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ile daha önce görüştüklerini, CHP ile ortak hareket ederek talebin oy birliği ile geçmesi konusunda istişarede bulunduklarını söyledi.

CHP Grup sözcüsü Tonguç Çoban da bu uzlaşmayı doğrulayarak "Bu dosyaya evet oyu vermemiz konusunda grup kararımız var" dedi. 3 CHP'li Meclis Üyesi, grup kararına aykırı hareket ettikleri için parti içerisinde "disiplin" suçu işlemiş oldu, büyük tepki çektiler.

Gezi Parkı'na Topçu Kışlası projesi yanında, İstanbul'un birçok "yeşil alanı" ile ilgili AK Partili belediyelere ait projeleri "rant projesi, peşkeş projesi, beton projesi" diye eleştiren, en radikal eylemleri "direniş hakkı" gören CHP'nin, Albatros'un satılmasını nasıl kabul ettiği ve "grup kararı" aldığı bir türlü anlaşılamadı.

CHP'li milletvekili Ali Şeker de bu ittifakı anlayamamış olmalı ki, bir dizi eyleme imza attı, çatılara çıktı, Hasan Akgün'le karşılıklı tartışmalara girdi, Albatros direnişçilerine büyük destek verdi.

* * *

Neticede, Albatros Dr.Hasan Akgün tarafından "babalar gibi" satıldı. Bedel 160 milyon lira. 40 milyon lirası peşin, kalan 120 milyon lira ise 7 eşit taksitte 14 ay içerisinde ödenecek. 30 bin metrekarelik alanda yüzde 40 turizm alanı, yüzde 60 konut alanı yapılacak şekilde düzenlendi imar planı. İleride "plan tadilatı" yapılarak bu oranlar değiştirilir mi bilmiyoruz. Benzer birçok örnek olduğu için, "kim bilir" demekle yetiniyoruz.

Satış haberini arkadaşımız Sibel Gülersöyler 22 Nisan tarihinde derleyip toparlamış ve biz hem gazetemizde, hem internet sitemizde yayınlamışız. Aradan 3 gün geçtikten sonra Sabah ve Habertürk gazeteleri "CHP'li belediye Albatros'u sattı" şeklinde verince gündeme oturdu konu.

Birçok CHP'li, bağımsız çevreciler, doğa aktivistleri yanında AK Parti çevresi de satışa karşı çıkan paylaşımlar yapınca konu sosyal medyada da ilk 10 başlık arasına girdi. Çevrecileri, doğa aktivistlerini anlarım da, bu konuda AK Parti'nin de, CHP'nin de tek kelime etme hakkı yok. Çünkü "oy birliği" ile Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onay verdiler satışa. Milletvekili Ali Şeker, meclis üyeleri Hüseyin Sağ, Esin Hacıalioğlu ve Ferhat Epözdemir hariç, hiç bir CHP'li yetkilinin artık "beton", "yeşil katliamı" falan gibi kelam etmeye hakkı yok. AK Parti'nin bu konuda elini ne kadar bol kepçe alıştırdığını zaten biliyoruz.

* * *

Gelelim Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün durumuna...

Akgün'ün, 160 milyon liraya çok fazla ihtiyacı var. Belediyenin borcu o kadar fazla ki, artık mali açıdan döndürülemez halde. Faktoring şirketlerinden 180 milyon liralık "temlik" talebinde bulunacak kadar sıkıntıda belediye. Bugüne kadar birçok arazisini "icra" yoluyla satarak geldi belediye. Bunu kimse de sorgulamadı. İcraya veren belediye müteahhidi, arsayı alan da belediye müteahhidi. Kısaca, Albatros'tan elde edilecek 160 milyon lira, Dr.Hasan Akgün'e "ilaç" gibi geldi. Zaten, doktor "Albatros" reçetesini bu yüzden yazdı ve yıllarca peşini kovaladı.

Bu tartışmalar bir süre devam eder. Albatros'ta otel, rezidans ve konuttan oluşan binalar yükselir. Projeyle, Albatros'un sahil kesimi "şimdilik" halka açık tutuluyor. Umarım yanılırım ama, 2019 seçimleri sonrasında o bölgede de Belediyeye ait "turistik tesisler" devreye girer. Hasan Akgün isterse yine CHP'den aday olur, kimse de koltuğundan kımıldatamaz. CHP'nin "ithal adaylarla" belediye başkanlığı kazanma geleneği devam eder. Akgün'ün arkasında CHP'nin önemli Genel Merkez yöneticileri var. ANAP'lı yıllarından bu yana ilişkilerini gayet iyi tuttuğu, bazıları bugün AK Parti'de söz sahibi olan önemli dostları var. Akgün'ün arkasında, imajını cilalayacak 40'a yakın yerel gazete var. Seçime doğru, verdiği ilanlar artar, onlar biraz daha fazla baskı yapar, birkaç iri gazete ve televizyonda "Sarıgülvari" PR çalışması yapılır. Albatros unutulur gider.

Kör Liman'da, Dubai'de, Bengladeş'te batmayan Hasan Akgün'ü, hiç kimse Albatros'a gömemez.