Bu önemli merkezler arasında, 1481 yılında Sultan II: Bayezid zamanında kurulmuş olan ve bugün Galata Mevlevihanesi Müzesi Müdürlüğü olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir müze olarak hizmet veren Galata Mevlevihanesi gelmektedir. Bu tarihi mekânda, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilendiği gibi, hafta sonları da, Mevlevi sema programları icra edilmektedir. 2005 yılından itibaren müdür olarak görev yapan, Yavuz Özdemir ile Galata Mevlevihanesi Müzesi tarihçesi, İstanbul hayatındaki önemi ile bu tarihi mekân ve içerisinde sergilenen eserler hakkında konuştuk.
Galata Mevlevihanesi tarihi geçmişi hakkında bilgi alabilir miyiz?
Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nin bir ucunda, Tünel meydanından, Galipdede Caddesi'nden aşağıya doğru inmeden hemen solda, tarihi Cümle kapısıyla Galata Mevlevihanesi Müzesi sizi karşılar. Yakın zamana kadar pek bilinmeyen ve Divan Edebiyatı Müzesi adıyla anılan müze, 2007 yılından itibaren gerçekleşen restorasyonlarla Galata Mevlevihanesi Müzesi adı ve konsepetiyle yenilenerek 21 Kasım 2011 günü yeniden ziyarete açıldı.

17. Yüzyılın en önemli Divan Edebiyatı şairlerinden olup, aynı zamanda tekkenin şeyhi olan Şeyh Galib (Mehmet Esas Dede)'nin de türbesi bulunan Müzenin kurulu olduğu külliye, Osmanlı döneminde Galata, Galip Dede ve Kulekapısı Mevlevihanesi adlarıyla da anılmakta olup, 1481 yılında kurulmuş olan "Galata Sarayı Endurun Mektebi" ile birlikte, Beyoğlu'ndaki en önemli Osmanlı eserlerindendir. Galata Mevlevihanesi II. Bayezid (1447 - 1512) döneminde 1491 de, Afyon Mevlevihanesi Şeyhi Divane (Semaî) Mehmed (Çelebi) Dede tarafından, İskender Paşa'nın Galata'daki arazisi üzerinde kurulan, İstanbul'un ilk Mevlevihanesidir. "Küçük Kıyamet" adı verilen 1509 İstanbul depreminden etkilenen Mevlevihane, yapıları 17.yüzyıl başından itibaren, birçok onarım ve yenilemeler geçirerek, büyük bir külliye halini almıştır.
MEVLEVİLİĞİN YAYILMASINDA ÖNEMLİ BİR MERKEZ
Galata Mevlevihanesi’nin, Mevlevi kültürünün yayılmasında etkisi hakkında bilgi verir misiniz?
Halk arasında Kulukapısı Mevlevihanesi, Galib Dede Dergâhı olarak da bilinen ve İstanbul'un ilk mevlevihanesi olan Galata Mevlevihanesi'nin kurulması ile İstanbul'da Mevleviliğin kurumsallaşması, Osmanlı toprakları içinde Balkanlar ve Akdeniz coğrafyasında hızla yayılmasına ve yapılanmasını sağlamıştır. Bu yeni dönemde İstanbul Mevlevihaneleri ve Mevleviliği devlet yönetiminde söz sahibi olarak Anadolu Mevleviliğinden farklı payitahta özgü Mevlevi kültürü yapılanması oluşmuştur.
1491 de Galata Mevlevihanesi'nin kurulmasından Cumhuriyet döneminde 1925 de Tekkelerin kapatılmasına kadar geçen süre içinde İstanbul Mevlevihaneleri özellikle şeyh ailelerinin oluşmasıyla devlet ricali içinde etkin olmuş, her ne kadar Konya Çelebilik merkezli görünse de İstanbul Mevleviliği, Mevleviliğin gelişiminde ve devlet içinde söz sahibi olmasıyla ön plana çıkmıştır.
Mevlevihane kapatıldıktan sonra, hangi amaçlar için kullanılmış?
Bilinen ilk onarım 1649/ 50 tarihinde Tersane ve Matbah Emini İsmail Ağa'nın imar faaliyetleridir. 1765 de Büyük Tophane yangınında hasar gören Mevlevihane, aynı yıl Sultan III. Mustafa (1717 - 1774) tarafından Sultan Yenişehirli Osman Efendi bina emini tayin edilerek onarılmıştır. 1791 de Şeyh Galib'in meşihata atanmasıyla Sultan III. Selim'in (1761-1807) gerçekleştirdiği onarımlar sonucunda Mevlevihane yenilenmiştir.

19.yüzyılda Sultan II. Mahmud döneminde (1784 - 1839) 1819 ile 1835 yıllarında, Sultan Abdulmecid (1823 - 1861) döneminde 1851 ile 1859 yıllarındaki imar faaliyetleriyle, Mevlevihane son şeklini almıştır. 13 Aralık 1925 ve 677 sayılı ‘Tekke ve zaviyelerle, türbelerin seddine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların, men ve ilgasına dair kanun gereğince, Mevlevihane fonksiyonu sona ermiş. İstanbul Vilayeti Meclisi Umumi'nin kararıyla Semahane binası İlk Mektep olarak kullanılmaya başlanmıştır. 35. İlkokul olarak hizmet verdikten sonra, 2 Ekim 1946 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Semahane müze olması için, Maarif Vekâleti 'ne devredilmiştir. Bu arada kullanılmayan Matbah-ı Şerif, Harem Dairesi, Semahane girişindeki iki türbe ve Derviş Odalarının bir kısmının bulunduğu ahşap yapılar, kullanılmadığından yıkılmıştır. 1942 yılında zamanın münevverlerinin karşı çıkmasına rağmen İstanbul Belediyesi tarafından Hamuşan'ın (Mevlevi Mezarlığı) bir bölümü üzerine Beyoğlu Evlendirme Dairesi inşa edilmiştir. Gelişigüzel vaziyette duran mezar taşları İstanbul Muhipler Derneği Başkanı Reşit Saffet Atabinen tarafından düzenlenerek, günümüze ulaşması sağlanmıştır. Bu bina bugün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır. Bu arada Semahane ise müze olmasına karar verilip, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü'ne bağlanmasına rağmen, lojman olarak kullanılmıştır. Kültür Müsteşarı Mehmet Önder'in çabalarıyla, 1967-1975 yılları düzenlemelerinden sonra, 27 Aralık 1975 günü "Divan Edebiyatı Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzede günümüze ulaşan en eski taşınmaz 1649/ 50 tarihli Hasan Ağa Çeşmesi'dir. Harem Dairesi, Matbah-ı Şerif ve Derviş Odaları'nın bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.
Son restorasyon çalışmaları kaç yıl sürdü ve Galata Mevlevihanesi Müzesi adı ile ne zaman hizmet vermeye başladı?
Müze toplan 6800 m2'lik geniş bir alanda kurulu olup ana Müze binası Semahane haricinde aşağıdaki taşınmaz kültür varlıkları bulunmaktadır. 2005-2009 yıllarında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Semahane binasının restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Müze olarak yeniden işlev görmesi ve çevre düzenlemesi ise İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı katkılarıyla gerçekleşmiştir. İAKB Ajansı çalışmalarına 2009 yılında başlanmış, ilk olarak Halet Said Efendi Türbesi ve Şeyh Galip Türbeleri restore edilmiştir. Semahane binasında gerçekleşen "Müze Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenlemesi" çalışmalarıyla, projesi ve uygulaması ile çevre düzenlemeleri gerçekleştirildikten sonra, Galata Mevlevihanesi 21 Kasım 2011 günü çağdaş müzecilik anlayışıyla yeniden ziyarete açılmıştır. Galata Mevlevihanesi Müzesi’nin bahçesinde Şeyh Galip Türbesi ve Halet Efendi Türbeleri ziyarete açılmıştır. Müze sergi makamları, Semahane binasında yer almaktadır. Semahane girişinde Sema alanı, alt katta Derviş Odaları ile üst kat mahfiller olmak üzere, üç katlı bir plandan oluşmaktadır.
MEVLEVİ KÜLTÜR VE HAYATINA AİT ESERLER SERGİLENİYOR
Galata Mevlevihanesi Müzesi mekânları hakkında bilgi verir misiniz?
Galipdede Caddesi üzerindeki Semahane'nin Cümle Kapısı'ndan girilip, orta avluya vardığınızda sizi mermer döşemeli yoldan girilen Semahane binası karşılar.

Üzerinde Sultan Abdülmecid dönemine ait onarıma işaret eden kapıdan girdiğinizde, ceviz ağacından döşemeli Sema alanı sizi karşılar. Divan Edebiyatı Müzesi döneminde bu alanın etrafına yerleştirilen ve mekânın bütünlüğünü bozan vitrinler son restorasyonlarda kaldırılarak, özgün mimari doku ortaya çıkarılmıştır. Duvar ve tavanda bulunan kalem işlerinin temizliği yapılmış, tavanın ortasında bulunan sonradan getirilip yerleştirilen ve mekâna statik açıdan uygun olmayan, Sultan Abdulmecid Türbesi avizesi iade edilmiştir. Sol tarafta Bacılar Dairesi adı verilen Kadınlar Maksuresi, üst katlarda ise mahfiller görülmektedir.
Derviş Odaları (Alt kat) Sergilemesi;
Müzenin ana konusu Derviş odalarında anlatılmaktadır. Sufilik ve tarikatlar ile başlanarak bu bölüm, Son Mevleviler konusu ile sona ermektedir.
Bu bölümdeki odalarda buluntu eserleri, teber, keşkülü fukara, mutteka, nefir ve tacı şerif gibi tarikat eşyaları, Matbah-ı Şerif, Mevlevi kıyafetleri ve Galata Mevlevihanesi tarihçesi, Mesnevi, Derviş odaları, Mevlevilik ve Edebiyat, Mevlevilikte İbadet ve zikir, Mevlevilik ve Tekke Musikisi, Mevlevilik ve Güzel Sanatlar, Mevlevi Dedesi önünde bir semazen figürünün görüleceği hologram gösterisi, "Son Mevleviler" konuludur. Derviş odalarının orta meydanında vitrin içinde, Gülabdan ve kandil sergilemeleriyle, oturma grupları, Müzenin tarihinin anlatıldığı sinevizyon gösterisi; mekânın duvarlarında hat levhaları, Mevlevihane'nin eski fotoğrafları, Türkiye ve dünya Mevlevihaneleri haritaları mevcuttur. Semahane'nin mihrap hariç üç bir yanını çevreleyen ve Sema alanına bakan mahfillerde, Müze koleksiyonundaki diğer eserler sergilenmektedir.

Soldan başlayarak, üst kat arka oda ve mahfillerde Mustafa Düzgünman ve Ebru sergisi, Hat Sanatı sergisi, Hilye-i Şerif levhaları sergisi, Mutrıb Maksuresi, Çelebi Mahfili, Hünkar Mahfili ve devamında Mehter ve Müzik aletleri sergilemeleri görülebilir. Bahçedeki türbe, 1819 tarihli, dikdörtgen planlı, çatısı özgün birbirine bindirilmiş mermer plaklarla örtülüdür. Halet Efendi'nin şahide taşı ile Kudretullah Dede ile eşi Emine Hanım, oğulları Ataullah Dede ve Selanik Mevlevihanesi postnişini Ubeydullah Dede medfundur. Şeyh Galip (İsmail Rusuhi) Türbesi: Orta avludadır. 1819 tarihli, dikdörtgen planlı, çatısı farklı olarak kurşun örtülüdür. İsmail Ankaravi (ö. 1631), İsa Dede (1771), Selim Dede (ö.1777), Galip Dede (ö.1799), Hüseyin Dede (ö.1782) ve Mehmed Ruhi Dede (ö.1810) medfundur. Sebilküttab: Cümle kapısının sağındadır. 1819 tarihli, altta sebil ve muvakkithane, üstte kütüphane kompleksinden oluşan özgün yapı kompleksidir. 1925-1946 yıllarında Tepebaşı Polis Karakolu olarak kullanılmıştır. Hamuşan: Mevlevi mezarlık haziresidir. 1946 yılında Beyoğlu Evlendirme Dairesi (Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi) yapılarak önemli bir bölümü yok edilmiştir. İbrahim Müteferrika (nakli kubur), Humbaracı Ahmed Paşa, Fasih Dede, Esrar Dede medfun önemli şahsiyetlerdendir. Adile Sultan Sarnıç ve Şadırvanı: Sultan II. Mahmud'un kızı Adile Sultan tarafından 1847 de yaptırılmıştır. Hemen yanında inşa kitabesi bulunmaktadır. Çamaşırhane: Adile Sultan tarafından 1847 de Şadırvan ile birlikte inşa ettirilmiştir. Dikdörtgen planlıdır. Cümle Kapısı: Osmanlı ampir üslubundaki kapının dış yüzünde, II. Mahmud'un 1835 de inşasına dair onarım kitabesi, iç yüzünde 1791 de III. Selim tarafından Mevlevihane'nin yenilendiğine dair Şeyh Galib Dede'nin yazmış olduğu kaside mevcuttur. Çilehane/ Sarnıç: Muhtemelen Çilehane olarak kullanılmıştır.
HER DEVİRDE İLGİ GÖREN BİR MEKAN
Son yıllarda bilindiği gibi, Mevlevilik ve Mevlevi seması yurtiçi ve yurtdışında bir hayli ilgi görüyor. Galata Mevlevihanesi’nin, Osmanlı devrinde de aynı şekilde seyyah ve turistler tarafından ilgi görüyor muydu?
Elbette, son yıllarda müzemize gelen ziyaretçiler arasında farlı ülkelerden, farklı coğrafya ve dillerden insanlar görmekteyiz. Müzenin Mevlaevihane olarak görev yaptığı zamanlarda da, aynı şekilde yabancı devlet erkanı, seyyah, araştırmacı ve ilgililer tarafından ilgi gördüğünü biliyoruz. Müzede bu sorunuz ile bağlantılı olarak, Osmanlı döneminde yabancıların Mevlevihaneyi ziyaretlerinde, Sema törenlerini izlediği bölüm olan Ecnebiler Mahfili duvarları, Adolphe Jean-Baptiste Bayot,Emedeo Preziosi'nin Galata Mevlevihanesi'ni resmettikleri gravürleri ve Hans Christian Andersen'in Mevlevihaneyi ziyaretinden sonra izlenimleri bulunmaktadır. Müzemizde hafta sonları yapılmakta olan Mevlevi Sema programlarında da bu ilgiyi görmekteyiz.
Hafta sonları Kültür ve Turizm Bakanlığı Süreli Kullanım Yönergesi kapsamında, Müze Danışma Kurulu onaylı dernek ve kuruluşlar tarafından aslına uygun olarak icra edilen özel Sema programları ile Bakanlığımız sanatçılarından oluşan Sema topluluğu da, her ay Sema programı icra etmektedir.
İNSAN YETİŞTİREN, MANEVİYAT, KÜLTÜR VE SANAT MERKEZLERİ
Mevlevihanelerin faaliyet alanları, sadece tasavvufi alan ile sınırlı kalmamış sanat alanında da derin izler bırakmıştır. Bu bağlamda, birer güzel sanatlar akademisi görevi görmüştür.

Edebiyattan felsefeye, musikiden güzel yazı sanatına (Hüsnü Hat), ebrudan ciltçiliğe ve hatta saatçiliğe kadar pek çok sanat alanını Mevleviler başarıyla icra etmişlerdir. Ancak Mevlevililer, bu çabalarını bir sanat esri ibda etmek amacıyla değil; bunu bir hayat tarzı olarak benimsemişlerdir. Nefis ve sanat terbiyesi bir arada verilmiştir. Mevlevilikte musiki denince Türk müziğinin en büyük formu olan Mevlevi ayinleri akla gelir. Mevlevi ayinleri Mevlevi tarikatında sema töreni sırasında icra edilip, okunurdu. Ayinlerin güftesi Hz. Mevlana'nın şiirlerinden, Mesnevi veya Divan-ı Kebir'deki farsça gazellerden, ayrıca tasavvuf şairlerinin şiirleri de kullanılırdı. Hz. Mevlana'dan sonra, en çok Sultan Veled'in güfteleri bestelenmiştir. Mevlevi mukabelelerinde ayinler; neyzen, kudümzen, naathan ve ayinhan'lardan oluşan ve mutrıb adı verilen saz heyetince icra edilir.
YAVUZ ÖZDEMİR KİMDİR
İstanbul’da 1967 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Klasik Arkeoloji Bölümünden mezun oldu.

1988. Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzecik Bölümü(Yüksek lisans) 1995. Anadolu Medeniyetleri sergisi 1983. Yaz dönemleri İstanbul Mozaik Müzesi Mozaik Restorasyonu 1984, 1985, 1986. Bir süre Maliye Bakanlığında görev aldı. İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nde 1997-1998. İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’nde, İstanbul Ayasofya Müzesi Müdürlüğü’nde 2001-2005 yılları arasında görev yaptı. 2005 yılından itibaren de, Galata Mevlevihanesi Müzesi Müdürlüğü’nde, Müdür olarak görev yapmaktadır. İyi derecede İngilizce ve orta derecede İtalyanca bilen Özdemir, evli ve iki çocuk babasıdır.