Şehirde yaşamak giderek zorlaşıyor. Trafik, ulaşım, kalabalık gibi şehir sıkıntıları bir yana her şey dert oluyor.
Özellikle çocuklar için şehir daha da sıkıcı ve sıkıntılı...
Çocukların şehirde oyun oynayabileceği ve eğlenebileceği çok az yer var.
Bazı çocuk parkları ve oyun alanları da çocuklara yasaklanıyor.
Şaka değil, çocukların parka girmesi engelleniyor.

Kâğıthane'ye bağlı Seyrantepe 700. Yıl Parkı var. Gerçekten İstanbul şartlarında çok güzel ve yeşil bir park...
Yürüyüş ve koşu için yer var, çocukların oynayabileceği, bisiklete binebileceği alan var, ayrıca çocuk parkı da var...
Ama gel gör ki, parkın bir bölümü birilerine kiraya verilmiş.
O bölümü işleten kişiler çocukların parka girmesine, özellikle bisikletle girmesine izin vermiyor.
Saat dörtten sonra girmek yasak, hafta sonu yasak diye kafalarına göre takılıyorlar.
Geçen yıl bisiklet süren çocuğu parktan çıkardılar. Belediyeye şikâyet ettik, "İlgili görevliyi uyardık" diye mesaj geldi.
Bu yıl yine aynı sıkıntı. Yine çocukları parktan çıkardılar. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Beyaz Masa diye bir bölümü var. Şikâyet ettik, gelen cevap, "O bölgeye Kâğıthane Belediyesi bakıyor" oldu. Kâğıthane Belediyesi'ne şikâyet ettik. Cevap daha da garip, "Büyükşehir bakıyor" dediler.
Tekrar Büyükşehir Belediyesi'ni arayıp, durumu anlattık. Şükür halden anlayan biri çıktı karşımıza şikâyet kaydını aldı. Sonuç ne olur göreceğiz.
Polise şikâyet ettik, cevap daha da ilginç. "Darp var mı, yaralanma var mı?" diye soruyorlar. "Yok" denince "Biz bakmıyoruz" deniliyor.
Polisin görevi, sadece olay olunca suçluyu yakalamak değildir. Polisin asıl görevi, olayların çıkmasını önlemek ve mağduriyetlerin önüne geçmektir. Başka bir deyişle polisin görevi, birini yaralayanı yakalamadan daha önemlisi, olayı engellemektir.
Park kamuya açık bir alan, herkes istediği gibi gider, gezer oturur. Kamuya açık olan, özellikle çocukların oyun alanı olarak ayrılan bir yere insanların girmesi nasıl engellenebilir?

Eğer birileri sokak kabadayısı gibi insanların, hele hele çocukların parka girmesine izin vermiyorsa, polisin olaya müdahale etmesi gerekmez mi? 
Polis müdahale etmeyince, sokak kabadayılarına gün doğuyor.
Belediye de yeterli denetim yapmıyor, denetim etkisiz olunca sokak kabadayıları meydanı boş buluyor.
Şehrin göbeğinde kanunsuzluğa izin verilmemeli...
Umarım gereken tedbirler alınır.

*****

Büyümeden meyve verdi

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir gün Padişah av için şehirden uzaklaşmış. Yolda giderken pek çok insanın çalıştığı bir tarla görmüş.
Merak edip yanlarına yaklaşmış.
Oradaki insanların arasında yaşı doksanı geçkin bir ihtiyar varmış. Bu ihtiyar toprağa bir şeyler ekiyormuş.
Padişah:
- Ne ekiyorsun ihtiyar? diye sormuş.
İhtiyar çiftçi, başını bile kaldırmadan cevap vermiş:
- Baharda yeşermesi için ceviz dikiyorum.
Padişah kahkahayla gülmüş.
- Fakat sen çok ihtiyarsın. Şurada iki günlük ömrün kalmış. Neden uğraşırsın?
Bunun üzerine ihtiyar başını kaldırmış:
- İnsanlar ekip dikmekle zarar etmezler. Başkaları ektiler; biz yedik. Şimdi de biz ekelim; başkaları yesin.
Padişah bu cevabı çok beğenmiş. Hemen yanındaki adamına dönerek:
- Bu ihtiyara bir kese altın verin, diye emretmiş.
İhtiyar altınları almış ve şöyle demiş:
- Gördünüz mü? Benim ağacım daha büyümeden meyve verdi...

 ***
TEBESSÜM

Yumurta

Çocuk bakkala yumurta almaya gider. Bakkal çocuğa küçük yumurtalardan verir. 
Çocuk sorar: 
- Neden hep küçük yumurtalardan veriyorsun?
- Taşıması kolay olur da ondan.
Çocuk eksik para verip küçük yumurtaları alarak bakkaldan çıkar. 
Bakkal arkasından bağırır:
- Eksik para verdin!
Çocuk kahkaha atarak:
- Sayması kolay olur da ondan.
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi, öğrenmesi imkânsızdır.
Epiktetos