Seçim tartışmaları her zamankinden sert geçti, geçiyor. Siyasi rakipler, birbirlerine karşı ağza alınmayacak sözlerle yükleniyor. En basit ifade ile rakip partililer hainlikle suçlanıyor...

Seçimin amacı farklı düşüncedeki insanların da temsil edilmesidir. İktidar olunur veya olunmaz ama her görüş, suça karışmadığı sürece değerlidir.
Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değildir. Biz de başkası gibi düşünmek zorunda değiliz.

Ortada hiçbir sebep yokken, sadece benim partime oy vermiyor diye insanları hainlikle suçlamak hangi vicdana sığar...
İnsanlığın veya vatan sevgisinin ölçüsü sizin partiye veya benim partime oy vermekle mi oluyor?

Dün başka partiye oy veriyordunuz veya yarın belki başka bir partiye o vereceksiniz... 
Dün hainlikle suçladığınız insanlarla bugün ittifak halindesiniz... Veya yarın ittifak halinde olabilirsiniz.
O zaman ne olacak?

Demek ki ölçü şu veya bu partili olmak değildir. Ölçü şu veya bu partili olana da bizim gibi düşünmeyene de saygılı ve hoşgörülü olabilmektir.
Kendisi gibi düşünmediği ve kendi partisine oy vermediği için kardeşini bile hainlikle suçlayanlar...
İşte seçim bitti, şimdi ne yapacaksınız? Hain (!) kardeşinizin yüzüne nasıl bakacaksınız?
Seçimler gelip geçicidir... Kalıcı olan saygı, hoşgörü ve insanlıktır.

Ortada hiçbir sebep yokken iftira atmak, hainlikle suçlamak basit insanların yapacağı şeylerdir. Seçim bunun bahanesi olamaz...
Siz kendi fikrinizi, partinizin projelerini anlatın, savunduğunuz dünya görüşüne uygun yaşayın...
Eğer doğru yolda iseniz, insanlar sizinle olur...

Yalanla dolanla, karşınızdakini suçlayarak, iftara atarak siyaset yaparsanız yolun sonunda yalnız kalırsınız.
Doğruluk, dürüstlük ve hoşgörü en büyük partidir...

*****
Köpeklerin muhabbeti

Mevlana bir gün sevenleriyle kırda gezintiye çıkar.
O esnada sürü halinde köpeklere rast gelirler.
Köpekler, öyle sevimli, öyle hoş muhabbetle şakalaşıyorlar ve güzelce oynaşıyorlarmış ki...
Mevlana da bu sevimli manzarayı bir süre seyreder. O sırada Mevlana'nın yanında bulunanlardan biri;  "Köpeklerin, birliği, dirliği, muhabbeti ne güzel. Aralarındaki hoşgörü ve saygı bize güzel örnek" der.
Mevlana, bu sözün sahibinden, hemen gidip kasaptan birkaç kemik getirmesini ister.
Kemikler gelince; "Bu kemikleri köpeklere atın" der.
Kemikler atılır atılmaz köpeklerin sevgiyle oynaşmaları birden biter.
O an kıran kırana bir kemik kapma mücadelesine başlar.
Biraz önce birbiriyle oynaşan köpekler, bir kemik parçası için kapışmaktadır.
Mevlana yanındakilere döner ve der ki; "Biraz önce burada gördüğünüz muhabbet, köpek muhabbetiydi. Köpeklerin muhabbeti, aralarına bir kemik düşünceye kadardır."
 ***
TEBESSÜM

Şerefsiz

Adamın evine bir kedi musallat olur. Adam ne yaptıysa kediyi evden uzaklaştıramaz.
Kediyi alıp uzak bir yere götürmeye karar verir. Götürmüş götürmesine ama 5 saat sonra kedi geri gelir. Bunun üzerine adam daha uzak bir yere götürür kediyi. Kedi bu sefer geç de olsa 7-8 saat sonra gelir. Adam iyice sinirlenir.
Alır kediyi mesafesi uzak, yolları karmakarışık bir yere götürür ve bırakır.
Fakat bu sefer dönüş yolunda kendisi kaybolur. Bunun üzerine adam evi arar ve karısına sorar.
- Hanım kedi eve geldi mi?
- Geldi bey, çok oldu sen nerelerdesin?
- Söyle o şerefsize gelsin beni alsın...
*****
GÜNÜN SÖZÜ
En büyük ihtiyacımız hoşgörü, en büyük düşmanımız ön yargıdır.
Cemil Meriç