Muhtemelen herkesin bir adliye macerası vardır. Davacı, davalı, alacaklı, borçlu veya tanık olarak bir şekilde herkesin adliyeye yolu düşmüştür.

Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde adliyelerdeki yoğunluğu ve işlerin bitmediğini herkes biliyor.

Çoğu insan adliyeye gitmemek için hakkından vazgeçiyor.

Hele icra müdürlüklerindeki yoğunluk anlatılır gibi değil.

İstanbul’da bir icra müdürlüğüne yılda ortalama 40 bin ile 50 bin arasında dosya düşüyor.

Geçmiş yıllardan kalan dosyalarda eklenince her icra dairesi, yılda en az 100 bin, kimi zaman 200 binden fazla dosya ile uğraşmak zorunda kalıyor.

İcra dairelerinde dosyaları koyacak yer yok. Yıl dönünce dosyalar arşive kaldırılıyor. Arşiv bodrum katlarında oluyor.

Dosyanız arşive kaldırılmışsa sabah 10’a veya en geç 10.30’a kadar çıkarılsın diye dosya görevlisine dosya numaranızı yazdırıyorsunuz. Dosyanız saat ikiden sonra çıkarılıyor. İkiden sonra tekrar gidip arşivden çıkan ve karmakarışık duran yüzlercesi arasından dosyanızı bulacaksınız ve işinizi yaptıracaksınız.

Arşivde dosyanız bulunup çıkarılmışsa şanslısınız, çünkü çoğu zaman dosyalar bulunamıyor. Dosyanın bulunması için günlerce icra dairesine gidip geleceksiniz ve uğraşacaksınız.

Öğleden sonra acil bir işiniz çıktı, gittiniz icra müdürlüğüne ama dosyanız arşivde olduğundan hiçbir şey yapamıyorsunuz.

UYAP var, dilekçeyi UYAP’tan gönderiyorsunuz ama dosyanız arşivde olduğu için yine iş yapılmıyor. Sabah erkenden dosya görevlisine yazdırıp, dosyanızı arşivden siz çıkartmalısınız, aksi halde işiniz yine olmuyor.

Diyeceksiniz ki görevliyi beklemeden gidin siz arşivden dosyanızı çıkarın.

Bırakın vatandaşı, avukatları bile arşivin kapısına yaklaştırmıyorlar.

Çoğu dosya görevlisi memur bile değil, ücretle çalışıyor. Onlar arşive girebiliyor ama avukatların girmesi yasak…

Hatta garibinize gidecek ama avukatların icra müdürlüğünden dosyayı alıp mahkemeye götürmesine veya bir mahkemedeki dosyayı başka bir mahkemeye götürmesine resmi yazı olsa bile izin verilmiyor.  Vatandaşlar veya avukatlar, dosyanın götürülmesi için dosya görevlisinin veya mübaşirin keyfini beklemek zorunda.

Dosyaya ulaşmak bu kadar zorsa özellikle icra müdürlüklerinde işlerin nasıl yürüdüğünü varın siz düşünün…

Şimdi zaten salgın sebebiyle icra müdürlüklerine girilmesi de yasak. İcra müdürlüklerinin önüne camekan konuldu, görevli bir memur var. Bankalar gibi sıramatikten numara alacaksınız, uzun uzun bekledikten sonra memura derdinizi anlatacaksınız.

Adliyelerde ve özellikle icra müdürlüklerinde bu kadar yoğunluk ve ciddi sıkıntılar varken çözüm için ne önerildi dersiniz…

Baroların bölünmesi!

İstanbul’da tek baro var…

İstanbul’da 5-6 tane daha baro kurulursa mahkemelerdeki ve icra müdürlüklerindeki bütün sıkıntılar bitecek!

*****

Kralın soytarısı

Eskiden kralların soytarısı olurdu, kralın her dediği alkışlar ve tasdik ederlerdi.

Kralın biri patlıcanı çok severmiş. Patlıcandan her bahsettiğinde, soytarısı iç geçirir, Kralı tasdik edermiş.

Kral; “Patlıcan dolma gerçekten mükemmel bir yemek” diye konuşsa, soytarı atılır “Evet patlıcan dolmanın üzerine yemek tanımam” dermiş.

Kral patlıcan musakkadan bahsetse soytarısı, “Ah var mı patlıcan musakka gibi bir yemek’’ diye söze başlarmış. Kral, “Üç öğün patlıcan kızartma olsa yerim” dediğinde, “Bir ömür patlıcan kızartma yiyebilirim’’ dermiş.

Zaman geçtikçe Kral patlıcandan bıkmış, nefret eder olmuş.

Kral, “Bu patlıcan yemeğini nasıl yerler bilmem. Böyle tiksindirici bir yemek daha olamaz” demiş.

Soytarısı, “Haklısınız Kralım, millette ne mide var. Aslında tüm patlıcan yemeklerini yasaklamak lazım” demiş.

Soytarının daha önce söylediklerini bilen bir saray görevlisi, “Yahu! Daha düne kadar sen değil miydin patlıcan yemeğini öve öve göklere çıkaran?” diye sorduğunda soytarı tarihi cevabı verir:

“Ben Kralın soytarısıyım, patlıcanın değil.”

*****                 

TEBESSÜM

Bizim karı!

Mahkemede hâkim, Temel’e sorar:

- Kiminle evlisin?

- Bizim karı ile!

Hâkim sinirlenir:

- Herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?

- Duydum tabi, nasıl duymadım…

- Kim?

- Bizim karı!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Hukukun en kötüsü, mazlumu korkutandır.

Hz. Ömer (RA)