3 gün önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı.

Aman ne kutlama! Söylenmedik ve paylaşılmadık güzel söz kalmadı!

Başta şehit annelerimiz olmak üzere diye bazıları daha duygusal başladı kutlamaya…

Seçim dönemiydi ya, fırsat bu diyerek adaylar neredeyse bütün kadınlara çiçek dağıttı.

Çiçekçilerde çiçek kalmadı desek yeridir!

Kadınlara özel ilgi ne kadar sürdü derseniz, akşamı bile edemedik…

Gaziantep Nizip Devlet Hastanesinde başhekim yardımcısı olan kadın, Adana’da yaşayan annesini ziyaret ettiği sırada eski eşi tarafından öldürüldü.

Ziya Paşa, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü sanırım bugünler için söyledi.

Söze gelince kadına en çok değer veren biziz, icraata gelince kadına değer vermek şöyle dursun ömrünü alıyoruz…

Kafa yapısı değişmedikten sonra bir adım ileri gidemeyeceğiz, aksine her geçen gün gerileyeceğiz.

Asıl olan kadın erkek ayrımı yapmadan insana değer vermektir. Kadınlar daha narin ve bedensel olarak da daha zayıf olduklarından çocuklarla birlikte daha da özen gösterilmesi insanlık gereğidir.

Sadece kadınlar gününde bol bol güzel sözler paylaşmak veya çiçek dağıtmakla sorun çözülmüyor.

Sadece bir gün değil, kadınların ömrünü güzelleştirmek, kadınların ve aslında hepimizin daha refah içinde yaşaması için gayret göstermek lazım…

Şu korkunç tabloya bakar mısınız...

2023 yılında erkekler tarafından 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.

Neredeyse her gün bir kadın öldürüldü.

Kaç kadın erkeklerin saldırısı sonucu yaralandı, kaç kadın şiddet gördü bilinmiyor.

Şiddet gören kadıların bir kısmı acısını kendi içinde yaşıyor, derdini kimseye açamıyor.

Öyle bir hale geldik ki kadınlara yapılan saldırıların çetelesini bile tutamıyoruz.

Dünya Kadınlar Günü kutlamasına sıra gelince kuru söz ve övgüde üstümüze yok.

Kuru söz ve övgü ile sorunlar çözülseydi kadınların hiçbir sorunu kalmazdı.

Sözün özü şudur; kadın annedir…

Herkes annesini el üstünde tutuyor, tutması gerekiyorsa…

Aynı hassasiyeti bütün kadınlara gösterirsek, en azından sorunun yarısını aşmış oluruz.

Önemli olan kadınların sadece bir gününü değil, ömrünü güzelleştirebilmek…

 ***

Cennetin bedeli

Kadın evine giderken bir çocuğun elinde çöp ile toprağa bir şeyler çizdiğini görür.

“Ne yapıyorsun?” diye sorar.

Çocuk “Cenneti parselliyorum, satacağım abla” der.

Cevap hoşuna giden kadın, “Bana da bir parsel ver, fiyatı ne kadar?” diye sorar.

Çocuk “20 TL abla” karşılığını verir.

Kadın parayı verir. Evine giden kadın olayı unutur, yatar. Bir rüya görür ki kendisi cennette…

Sonraki günlerde kadın rüya olayını eşine anlatır. Eşi hemen çocuğun olduğu yere gider.

Çocuğa aynı şekilde sorar: “Ne yapıyorsun?”

Çocuğun cevabı aynı olur. Adam sorar: “Bana da bir parsel ver, kaç lira?”

Çocuk cevap verir: “Bir trilyon…”

Adam şaşırır ve kızar: “Ne yapıyorsun? Hanıma 20 TL’ye vermişsin…”

Çocuk cevabı yapıştırır: “Amca eşin o parayı cenneti almak için değil, gönlümü almak için verdi. Sen cenneti o kadar ucuz mu zannettin?”,

***

TEBESSÜM

 Unuttum

Genç adam, yaşlı karı kocanın evlerine misafir olur. 75 yaşındaki amca karısından bir fincan daha çay isterken “Çiçeğim, bir bardak daha verir misin?” der. Sonra da “Peteğim, hiç şekersiz lütfen” diye ekler.

Kendisine 65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken de “Bebeğim, sana çok zahmet oldu” diye ekler.

Genç adam, yaşlı amcanın karısına kullandığı sevgi sözcüklerinden çok etkilenir.

“Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz?” diye sorar. Yaşlı adam, “40 seneyi geçti evladım” der.

Genç adam: “Maşallah, Allah muhabbetinizi arttırsın. Sürekli çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz galiba.”

Yanakları pembeleşmiş teyze; “Doğru, birkaç yıldır hep bana böyle hitap ediyor” deyip mutfağa doğru yöneldiğinde yaşlı amca, genç adamın kulağına eğilip “2 sene önce adını unuttum, hâlâ hatırlayamıyorum” der.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Korkutularak büyütülen çocuk, sinsiliği ve kurnazca aldatmayı öğrenir.

Doğan Cüceloğlu