Karadeniz, fıkraları ve esprili insanları ile ünlüdür.

Ama bazen öyle olaylar yaşanıyor, öyle şeyler yapılıyor ki, fıkraları aratmıyor...

Rize’nin Ardeşen ilçesindeki Fırtına Vadisi doğal güzelliği ile dünyaca ünlüdür.

Fırtına Deresinin bir kolu, Çamlıhemşin ilçesi ve Ayder tarafındadır.

Fırtına Deresinin diğer kolu ise Ardeşen’e bağlı Tunca Beldesi ile Eskiarmutluk Köyü tarafındadır.

Fırtına Vadisinin Tunca Beldesi ve Eskiarmutluk Köyü tarafı, bozulmamış doğası, bin bir çeşit yeşilliği ve yaylaları ile enfes güzelliktedir.

Eskiarmutluk, Ardeşen’in en yüksek ve en uzak köyüdür. Köyden sonra mezralar ve yaylalar başlıyor.

Eskiarmutluk Köyünün merkezine kadar beton yol var. Merkezinden sonra mahallelerin, mezraların ve yaylaların yolu “Keçi yolu” diye tabir edilen yol kadar kötüdür.

Kamyonların dışında otomobiller adeta cambazlık yaparak yol alabiliyor... Yolu ilk kez kullananların arabanın bir yerini kırmadan veya kaza yapmadan gidebilmeleri çok mümkün değildir...

Diyeceksiniz ki, yol bozuk olabilir, bunda abartılacak bir durum yok...

Ama asıl komedi olan durum şu...

Köyün yolu “Yol yok denecek kadar” bozuk olmasına rağmen, yaylaların başlangıcındaki yollara birkaç yıl önce taş döşendi.

Bu yıl bahar ayında da taş döşeli yerden 4-5 kilometre sonra yine yola taş döşendi. Devamında birkaç kilometre sonra ise yol betonlandı.

Yaylada taş dizilen ve betonlanan yere kadar otomobiller gidemiyor. Çünkü yol toprak ve gerçekten çok kötü... Ama otomobillerin gidemediği yaylada, yollara taş diziliyor ve beton yapılıyor.

Daha da garip tarafı, yaylalardan yaylalara kamuoyunda yeşil yol diye bilinen yollardan yapılıyor. Güya yaylalar yolla birbirine bağlanıyor.

Yaylalar arasında yollara taş döşeniyor, beton yapılıyor. Yaylalar arasında yeni yol açılıyor...

Ama yol çok kötü olduğu için yaylalara otomobille gidilemiyor...

Birkaç yıl önce döşenen taşların bir kısmı da bu yıl yağmurda söküldü. Yani döşenen taşlar daha kullanılmadan harap oldu...

Gerçekten hizmet yapılacaksa, niçin Eskiarmutluk Köyünden başlanarak yollara taş döşenmiyor veya beton yapılmıyor?

İnsanlar otomobiller ile yaylalara gidemedikten sonra o yolu nasıl kullanacak?

Yetkili ağızların verdiği tek cevap; “Zamanla burası da yapılacak.”

Karadeniz insanı ise kıvrak zekasıyla fıkra gibi bu durumu özetledi; “Köyümüzün yolu yapılmadan yaylada ayılara yol yapmışlar...”

Bu yazı, üç yıl önce 5 Ağustos 2017 tarihinde yine “Ayılara yol yapmak” başlığıyla yayınlanmıştı.

Üç yıldır ne değişti diye sorarsanız; yaylada yollara dizilen taşların bir kısmı daha söküldü, yol harabeye döndü. Yayladaki yollara biraz daha betonlama yapıldı.

Köy yolunu merak ediyorsanız eğer…

3 yıl öncesinden çok daha kötü…

Değişmeyen şey ise verilen cevap aynı; “Zamanla burası da yapılacak.”

*****

Çelimsiz katırın gücü!

Yıllar sonra doğduğu çiftliği ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında çamura saplanmış halde bulur. Araba ne ileri ne de geri gidiyor, lastikler patinaj yapıyordu. Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uğraştı durdu. Sonra yakında görünen bir çiftliğe yürüyerek gidip yardım istemeye karar verdi.

Çiftlikte bulduğu yaşlı köylü adamı dinledi. Bulunduğu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya baktı, sonra da “Yaşlı Warwick halleder” diye mırıldandı. Ayağa kalkıp çiftliğin ahırına doğru yürümeye başladı.

Adam, Warwick’in kim olduğunu düşünerek takip ettiği yaşlı köylünün ahırdan yaşlı ve kör bir katırı çıkardığını şaşkınlıkla gördü. Warwick bir şehrin adıdır ve çiftlik hayvanlarına sevilen insanların ve şehirlerin isimlerini vermek garip değildir. Çiftçi bir balya ile kalın halatı yüklendi; arabanın yanına katır, çiftçi ve kazazede birlikte gittiler. Yolda adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark etti ve şaşırdı.

Arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna, diğer ucunu da Warwick’in koşumlarına bağladıktan sonra bağırmaya başladı; “Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred, hadi davran Warwick!”

Yaşlı katır ismini en sonunda duyduğu anda büyük bir gayretle ileri atıldı ve arabayı saplandığı çamurdan çekti çıkardı. Çelimsiz yaşlı katırın gücüne şaşıran adam, köylüye teşekkür ettikten sonra sordu: “Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?”

Köylü gülerek, “Warwick'in kör olduğunu görmedin mi?” dedi ve devam etti: “Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick hep daha becerikli olur. Eğer kör olmasa idi çamura gömülmüş arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman kendisi ile birlikte çalışan birkaç katır daha olduğunu sandı, heyecana kapıldı ve üstüne düşeni yapmak için olanca gayretini verdi.”

*****        

TEBESSÜM

Gaza bas!

Bir gün Temel ile Dursun köyde traktör sürüyorlardı.

Temel, Dursun’a seslenir:

- Gaza bas, gaza bas!

Dursun da gaza basar ve kaza yapar.

Dursun, Temel’e kızar:

- Temel neden gaza bas dedin? Bak kaza yaptık.

- Arka teker ön tekere yetişecek mi diye bakıyordum.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.

Çin atasözü