Turfan anlamı, kısaca tanımı

 Turfa : Az bulunur, eski, nadir. Değeri düşük, işe yaramaz. Acayip, tuhaf

Son turfanda : Bir meyve veya sebzenin mevsiminin sonunda alınan en son ürünü.

Turfanda : Mevsimin başında ilk yetişen (meyve, sebze). Yeni, ilk kez ortaya çıkan.

Turfanda meyvecilik : Mevsiminin dışında yapılmış olan meyve yetiştiriciliği.

Turfanda sebzecilik : Mevsiminin dışında yapılmış olan sebze yetiştiriciliği.

Turfandacı : Turfanda şeyler yetiştirip satan kimse.

Turfandacılık : Turfandacı olma durumu.

Turfandalık : Turfanda meyve veya sebze yetiştirilen tarla.

1C-1

Bu bulgular Türklerin; kara kıl çadırlarda yaşayan, göçebe, çoban, cengaver, barbar, cahil, geri ve ilkel topluluklar olmadığını gösteriyor. Aksine, daha Batıda Atina, Isparta ve Roma Kent devletleri yokken, Uygur Türklerinin; yerleşik kent kültüründe, İpek Yolu üzerindeki ticarette, sanatta ve ziraatçılıkta ileri deneyimlere sahip oldukları ortaya çıktı. Rus, Çin, Uygur, Türk ve bazı Batılı bilim adamlarının son dönem çalışmaları sonunda; Asya halklarının tüm farklılıklarına karşın, Batıdan daha eski ve köklü uygarlıklara sahip oldukları, köklü ve sürekli devlet geleneki, güçlü ordu ve kolektif irade ile Karız gerçeğinde somutlanan birlikte yaşama kültürünü özümsedikleri belgeleniyor.

Çin Halk Cumhuriyeti, Uygur/Sinciang Özerk Bölgesi dışında İran, Irak, Afganistan, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Ürdün, Umman, Suriye, Yemen, Suudi Arabistan, Cezayir, Orta ve Doğu Avrupa, İspanya, Latin Amerika, Kuzey Amerika ve Anadolu’nun 66 ilinde; (Van, Hasankeyf, Urfa, Kemaliye, Gümüşhane, Bayburt, Tarsus, Niğde, Konya, Karaman, Mersin, Adana, Osmaniye, Erzurum, Amasya, Tokat, Malatya, Antalya, Muğla, Aydın, Denizli, İzmir, Bergama, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, İstanbul ve Kocaeli)’de Karız-Keriz-Kehriz-Kerhiz bulunmaktadır. (Anadolu Karızları, dünyanın en eski (MÖ:11000)’de su medeniyeti olduğunu da belgeledim. (Urfa Göbeklitepe’de).

2Werf

Sinciang-Uygur Özerk Cumhuriyeti topraklarında bulunan Turfan, Kumul, Hami ve Toksun bölgelerindeki tarihi Karız yer altı su kanalları hala çalışıyor. Taklamakan Çölü’nün 110 metre aldında bulunan ve hala akan, ortasındaki bu yeşil havzalara Karız su kanalları yaşam veriyor. Binlerce yıldır süren ileri ziraat uygulaması, yerleşik yaşam kaynağı. Karızların yapılış ve bu güne gelişi ise, bir teknoloji harikası. Özellikle o dönemin koşullarında, kazma tekniği ve yer altında yön bulma yöntemleri, bu işin gizemini ve uygarlık harikası özelliğini vurguluyor. Karız sularının getirilmesi, paylaşımı ve korunması, bir özgün üretim ilişkisini, bir kolektif yaşam kültürünü oluşturuyor. Arap harfleriyle yazan ve Uygur Türkçesiyle anlaşan Müslüman Uygur ve Kazak Türkü Karızcılar, modern camilerde ibadet yapıyor ve kendi Ata gelenek ve göreneklerini sürdürüyor.

Bölgede yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Dangxianglar, Kırgızlar, Salurlar, Tuvalar, Altaylılar, Salalar, Tatarlar, Özbekler, Xibolar, Ruslar ve Çinliler; Müslüman, Budist, Hıristiyan ve öteki inanca mensup komşularıyla gül gibi geçiniyorlar. Bölgede yaşayan tüm halklar düğün, bayram, ölüm, hasat, üretim ve yaşamın her alanında dayanışma içindeler. Bölgede en köklü kültüre sahip olan Uygur Türkleri, 13 milyon nüfusu ve toplam Türk boyları nüfusu ise yaklaşık 35 milyonu geçmektedir. Karızlar ileri ziraat, kolektif kamu iradesi ve birlikte yaşama kültürü ile birlikte, yaşamın mayası özelliğindedir. Uygurların kullandıkları sözcük ve deyimlerin çoğu Anadolu Türkçesi olup, anlaşılıyor. Karızcı Uygurlar, kız çocukları doğduğunda isimlerini sonuna “gül” eki koyuyorlar. Badegül, Arzugül, Ayşegül… gibi. Erkek çocuklara ise “can” eki konuyor. Tursuncan, Mehmetcan, Alican… gibi.

Uygurlar, haftalık iş ve dost toplantılarına cem diyorlar. Cem sonrası, sokak ve caddelerde kurulan açık hava lokantalarındaki sazlı-sözlü eğlence toplantılarında Ejderha dansı, Şaman dansı yapıyor ve Semah dönüyorlar. Anadolu’daki Bektaşi kültürünün kaynağı, Orta Asya mı? Ayrıca, Bayburt ve Gümüşhane Karız-Kehrizlerini inceleyen ünlü İtalyan gezgin Marco Polo, Uygur Karızlarını görünce oldukça etkilenmişti. Uygurların yıllardır yedikleri hamurdan ince ip şeklinde kesilerek yapılan erişteden esinlenip, ülkesine döndüğünde İtalyanların meşhur spagetti makarna yemeğinin kaynağı da burasıdır.

 Devamı yarın…